Neden 90 yaşında vefat eden Suudi Kralı Abdullah bin Abdulaziz için yas tutalım?
Kimsenin ardından yas tutmak zorunda değiliz, müminler Kuran'a göre yaşar.
Geçtiğimiz günlerce 90 yaşında vefat eden Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz el-Suud'un vefatı sebebiyle ülkemizde bir günlük yas ilan edildi, bayraklar yarıya indirildi. Peki neden biz 90 yaşında vefat eden Suudi kralı için 70 milyon yas tutuyoruz? Neden üzülüp yas tutmak zorunda bırakılıyoruz?
Öncelikle bu mantık Kuran’a tam anlamıyla ters. Çünkü Kuran’da inkâr edenler için “az gülüp çok ağlasınlar” diyor Allah.
Öyleyse kazandıklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar. (Tevbe Suresi, 82)
Müminin hayatında ise üzüntü yok, keder yok, Allah’a isyan yok, her zaman tevekkül var, kadere teslimiyet var. “Allah her ne yaparsa yapsın en güzelini yapar, en hikmetlisini yapar” bakış açısı var.
90 yaşında ölen bir insanın arkasından da, küçük yaşta ölen bir insanın arkasından da yas tutmak kadere isyandır, Allah’ın yarattığı bir olayı haşa beğenmemektir. Herkes bu dünyaya ölmek için geliyor zaten. Ve sırası geldiğinde de gidiyor. Gerçek hayat zaten ölümden sonra başlıyor. Burası kısacık bir geçiş yeri. İnsan bu samimiyette ve imanda olduğunda neden üzülsün? Üzülmek Kuran’a göre haramdır, mümin üzülmez, her olayı güzellikle, tevekkülle karşılar.
Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz. (Ali İmran Suresi, 139)
Eğer bir insan gerçekten samimi dindar olarak dünya hayatını geçirdiyse ölümden sonra zaten sonsuza kadar cennete kavuşacak demektir. O zaman neden biz o insan için yas tutalım?
Üstelik bu insan 90 yaşında ölmüş, daha kaç yıl yaşayacak? İnsanların dünyaya kazık çakacak halleri yok. Herkes ölümlü bir dünyaya gözlerini açıyor zaten.
Sonuçta şeytan insanların üzülmelerini, yese kapılmalarını, kadere başkaldırmalarını, kuruntulara kapılmalarını istiyor. Böyle sürekli ağlayan, yırtınan, depresyona giren, isyan eden toplumlar oluşsun istiyor. İnsanlar üzüldüğünde de zevkle bir köşeye geçip, gülerek seyrediyor:
(Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey va’detmez. (Nisa Suresi, 120)
Sonuç olarak biz şeytanı sevindirecek değiliz, Kuran’a ters bir hareketi de yapacak değiliz. Herkesin canı vakti geldiğinde Allah’ın belirlediği melekler tarafından alınacak. Allah her olayı hikmetle yarattığı gibi bunu da hikmetle yaratacak. Müminler olarak biz kaderimizde yaratılan her görüntüden razıyız, mutluyuz, tevekküllüyüz. Hiçbir zaman isyan etmez, üzüntüye kapılmayız. Derin iman sahipleri böyle yapar, daima Allah’tan yana güzel tavır gösterir, samimi bir kalple O’na yönelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder