28 Aralık 2014 Pazar

Allah kavimleri helak eder mi?


Allah kavimleri helak eder mi?
Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şeyle zulmetmez. Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar. (Yunus Suresi, 44)

Öncelikle Allah’ın biz kullarına karşı çok ama çok şefkatli, merhametli, esirgeyen ve bağışlayan olduğunu tekrar söyleyerek bu yazıma başlamak istiyorum.
Eğer Allah'ın sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı ve Allah gerçekten tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (ne yapardınız)? (Nur Suresi, 10)
Allah kullarına karşı bu kadar merhametliyken ve sürekli sayısız nimet bağışlarken gelmiş geçmişkavimlerden bazıları Allah’ın bu rahmetini görmezden gelmiş ve nankörce başkaldırmışlardır. Allah’ın gönderdiği elçileri yalanlamış, hatta bu elçileri öldürmeye kalkmışlardır. Allah Kuran’da başkaldıran, O’na ortak koşan, yeryüzünde haksız yere büyüklenen ve insanların mallarını haksızlıkla yiyen kavimlerden bahseder. Allah isyanla başkaldıran bu kavimlerin nasıl helak edildiğinden diğer insanların ibret almaları için şöyle bahseder:
Derken, hak (ettikleri cezaya karşılık) olmak üzere, o korkunç çığlık onları yakalayıverdi. Böylece onları bir süprüntü kılıverdik. Zulmeden kavim için yıkım olsun. (Mü'minun Suresi, 41)
Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkı) gerçekten Rablerine (karşı) inkar etmişlerdi. Haberiniz olsun; Semud (halkına Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi.) (Hud Suresi, 68)
İşte Biz, onların her birini kendi günahı ile yakalayıverdik. Böylece onlardan kiminin üstüne taş fırtınası gönderdik, kimini şiddetli bir çığlık sarıverdi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmedici değildi, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. (Ankebut Suresi, 40)
İman eden (adam) dedi ki: Ey kavmim, ben o fırkaların gününe benzer (bir günün felaketine uğrarsınız) diye korkuyorum. Nuh Kavmi, Ad, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumuna benzer (bir gün). Allah, kullar için zulüm istemez ve ey kavmim, doğrusu ben sizin için o feryat (edeceğiniz kıyamet) gününden korkuyorum. Arkanızı dönüp kaçacağınız gün; sizi Allah'tan koruyacak yoktur. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğruya yöneltecek bulunmaz. (Mümin Suresi, 30-33)
Gönderilen tüm peygamberler kendi kavmini uyarmış, kıyamet gününü haber vermiş ve onları Allah'ın azabı ile korkutmuşlardır. Her peygamber ve uyarıcının hayatı bu gerçekleri anlatmakla geçmiştir. Ancak her defasında gönderildikleri toplumlar onları yalancılıkla, maddi çıkar elde etmeye çalışmakla ya da üstünlük peşinde koşmakla suçlamış ve onların anlattıklarını düşünmeden, kendi yaptıklarını yargılamadan uygulamakta oldukları sistemlerini devam ettirmişlerdir.
Bir kısmı daha da ileri giderek müminleri öldürmeye veya toplumdan sürmeye çalışmıştır. Peygambere iman edip, itaat eden müminlerin sayısı ise her defasında çok sınırlı olmuş ve Allah yalnızca peygamberleri ve ona inananları kurtarmıştır.
Aradan binlerce sene geçmesine ve mekânların, şekillerin, teknoloji ve medeniyetlerin değişmesine rağmen bahsedilen toplum yapısında ve inkâr sisteminde değişen pek bir şey yoktur;, dünya toplumlarından birçoğu, Kuran'da anlatılan kavimlerin tüm özelliklerini üzerinde barındırmaktadırlar.
Tartıda adaletsizlik yapan Semud Kavmi gibi bugün de sahtekâr ve dolandırıcılar azımsanmayacak sayılarda. Veya cinsel sapmaların doruğa ulaştığı Lut Kavmi benzeri toplumlar var. Ya da en az Sebe Halkı kadar Allah'ın nimetlerine nankör ve isyankâr, İrem Halkı kadar verilen zenginliğe şükretmeyen, Nuh Kavmi gibi itaatsiz ve müminlere karşı alaycı, Ad Kavmi kadar sosyal adalete önem vermeyen bir kitle, birçok toplumda önemli bir kesimi oluşturuyor.
Unutulmamalıdır ki, toplumlarda ne türlü değişiklik olursa olsun, teknolojik yönden ulaşılan seviye veya edinilen imkânlar, hiçbir önem taşımamaktadır. Bunlar, kimseyi Allah'ın azabından kurtarıcı değildir. Kuran'da bu gerçek şöyle hatırlatılır:
Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt üst etmişler (ekmişler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu, kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. (Rum Suresi, 9)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder