28 Aralık 2014 Pazar

Kuran’da kadını dövmeye izin var mı?


Kuran’da kadını dövmeye izin var mı?
Kuran'daki ayette dövmek değil ayırmak uzaklaştırmak anlamına gelen idrib kelimesi kullanılmıştır.

Bu yazıma öncelikle Kuran’da kadınların tüm haklarının korunduğunu, onların adeta çiçeğe benzetildiğini söyleyerek başlamak istiyorum. Nasıl İslamadına ortaya çıkan teröristler dinimizi dünyaya çok yanlış tanıtıyorlarsa yobazlar da dinimize birçok hurafe sokarak dinimizin yayılmasına engel olmuşlardır. Onların verdiği zarar çok büyüktür. Binlerce hurafe şu anda insanlar tarafından Kuran’da var zannedilmekte, bu yüzden insanlar İslam dininden uzaklaşmaktadır.
Kuran’da kadının erkek tarafından dövülmesi konusuna gelirsek, birçok durumda Kuran dışı kaynakların etkisiyle yapılmış mealler, o mealleri okuyan insanlarda kuranın kadınlara dayak atılmasıyla ilgili bir ruhsat verdiğin zannedilir. Oysa gerçekte durum çok farklıdır.
Erkekler kadınları gözetmekle yükümlüdür. Zira Allah, her birine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir. Nitekim erkek evin geçiminden, eşinin ve çocuklarının bakımından sorumludur. Allah ayetinde şöyle bildiriyor:
Erdemli kadınlar (Allah’ın yasasına) boyun eğer ve Allah’ın korumasını emrettiği (onur ve iffetlerini) tek başına bile olsalar korurlar. Onur ve namusları konusunda endişe duyduğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın, nihayet çıkarın. Ancak sizi dinleyip vazgeçerlerse onlara karşı bir yol aramayın… (Nisa Suresi, 34)
Bu ayet, erkek despotluğunun egemen olduğu yozlaşma döneminde dört noktada anlam tahrifatına uğramış.
BİRİNCİ HATA: Ayette geçen “erricalü kavvamune alennisai” ifadesi, “erkekler kadınları gözetir” ya da “erkekler kadınların geçimlerinden sorumludur” manasında çevrilmesi gerekirken, neredeyse tüm meallerde erkeğin kadın üzerinde otorite olduğu şeklinde çevrilmiş.
Tüm meal yazarları söz birliği etmiş gibi “kavvam” kelimesini “yönetici, hakim” olarak çevirmiş. Ama her ne hikmetse aynı kelimenin geçtiği 4-135’de, 5-8’de bu kelimeyi, gözeten, tam yerine getiren, ayakta tutan manasında çevirmişler.
İKİNCİ HATA: Nur 34’de “feddelellahu badehum ala badin” ifadesinin manası “her birine farklı yetenek ve özellikler verdik”dir. Ancak meallerde her nedense “Allah bazılarını (erkekleri), bazılarından (kadınlardan) üstün kılmıştır.” şeklinde çevrilir.
Kuran’da yer alamayan parantez içindeki yorum, putperest ortaçağ Arap kültürünü yansıtan hadis kitaplarının etkisinden kaynaklanıyor. Ayette “Allah erkekleri kadınlara üstün kılmıştır” yazsaydı şöyle olması gerekirdi; faddalellahur ricae alen nisai.
Ayette geçen “badehum” (bazıları) kelimesindeki “hum” zamirini sadece erkeklere gönderdiğinizde anlam şöyle olur: Allah erkeklerin bazısını bazısına üstün kılmıştır. Bu da ayetin içinde bulunduğu metne uymaz.
Hum zamirini erkek ve kadınlardan oluşan karma bir gruba gönderdiğinizde anlam şöyle olur: Allah erkeklerin ve kadınların bazısını bazısına üstün kılmıştır.
4-32 ve 13-4’de aynı kelimeler geçer. Ancak her ne hikmetse burada kiminizi kiminize üstün kıldı olarak çevrilir. Ayetin manası, “Allah her birine farklı yetenek ve özellikler vermiştir”dir. Cinsiyet ayrımı yoktur.
ÜÇÜNCÜ HATA: Nisa 34’de “idribuhunne” kelimesi bir kaçı hariç tüm Türkçe çevirilerde “o kadınları dövün, hafifçe vurun” diye çevrilmiş.
30-21’de “Kendileriyle huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması O’nun ayetlerindendir.” deniyor. Görüldüğü gibi evliliğin amacı sevgi ve merhamete dayalı huzurdur. Erkeğin kadını döverek bu huzuru sağlayamayacağı açıktır.
“Onları dövün” diye çevrilen “idribuhunne” kelimesinin kökü “DaRaBa” fiilidir. Her hangi bir Arapça sözlüğe bakarsanız, bu kelimenin altında onlarca anlam görürsünüz. Bu kelime, Arapçadaki en zengin anlama sahip kelimedir.
Seyahat etmek manasının geçtiği ayetler: 2-273, 3-156, 4-101
Vurmak manasında geçtiği ayetler: 8-50, 47-27
Ortaya koymak manasında geçtiği ayetler: 43-58, 47-27
Örnek vermek manasında geçtiği ayetler: 14-24/45, 16-75/76, 16-112, 18-32/45
Muaf Tutmak: 43-5,
Mahkum olmak: 2-61,
Kapanmak, vurmak: 18-11,
Açıklamak: 13-17
Gördüğünüz gibi Kuran’da pek çok manada kullanılmış bu kelime. Kuran’da geçmeyen manaları da var. Mesela Arapça’da parayı “DaRaBa'” yaparsın. Yani basarsın. Darphane de burdan gelir.
Türkçede çalmak kelimesinin farklı manaları vardır. Radyo çaldım dediğinizde radyoyu kullandığınız manası da çıkar, hırsızlık yaparak çaldığınız manası da çıkar. Arapçadaki DaRaBa kelimesi de bununla yakın özellikler gösterir. Ayette geçen idribuhunne kelimesindeki “idrib”, çık dışarı anlamına gelir. “İdribuhunne” ise çıkarmak, göndermek demektir. Dövmek değil.
DÖRDÜNCÜ HATA: Nisa 34’de “nuşuz” kelimesi, neredeyse tüm meallerde “şirretlik, itaatsizlik” olarak çevrilmiş. Hâlbuki bu kelime, flörtten başlayarak gayri meşru cinsel ilişkiye kadar uzanan sadakatsizlik ve iffetsizlik anlamına geliyor.
Mesela  4-128’de aynı kelime, sadakatsizlikte bulunan koca için kullanılıyor. Ama her nedense o ayette, itaatsizlik eden koca diye çevrilmiyor.
Nisa 34’de, sadakatsiz ve iffetsiz davranan eşe, erkeğin ne yapması gerektiği anlatılıyor. Önce uyar, sonra yatağını ayır, devam ederse evden çıkar deniyor.
Erkeğine ihanet eden bir kadını dövmek zaten çözüm değildir. Onu evden çıkardığınızda boşanana kadar yine erkeğin sorumluluğundadır kadın. Hatta boşandıktan sonra dahi erkek, kadını korur ve kollar.
İslam’ın en hoşgörülü ayetlerinden birini şiddete bulayanlar ve buna inananlar bir düşünsün. Kuran her şart altında kadını koruyup kollar. Ama yobazlar uydurdukları hadislerle kadınları adeta kendilerine köle haline getirmişlerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder