12 Mart 2015 Perşembe

Ben Rabbime tevekkül ettim, son dönüş O’nadır…


Ben Rabbime tevekkül ettim, son dönüş O’nadır…
Tevekkül bir saniye bile unutulmaması gereken dünyadaki en büyük nimetlerdendir.

Bu aralar hep tevekkül ve Allah’a teslimiyet konularında yazıyorum. Çünkü biliyorum ki tevekkül insanın adeta can damarı gibi. Allah bize şah damarımızdan daha yakın. Yaşadığımız her olay, ama her olay, ağzımızdan çıkan her söz, insanların ağzından çıkan her söz Allah’ın kontrolünde. İnsanların kendilerine ait bir güçleri yok. Hepsi kaderlerini yaşıyor, hepsi kaderlerinde daha onlar doğmadan kendileri için belirlenen adımları atıyor. Bu adımlar hiçbir zaman şaşmıyor, aksamıyor, ertelenmiyor. İnsanlar saniyesi saniyesine Allah tarafından çok hikmetli ve hayırla dolu imtihanlara tabi tutuluyor.
Hiç şüphesiz, Biz herşeyi kader ile yarattık. (Kamer Suresi, 49)
Eğer olayları, söylenen sözleri, size yapılan hareketleri insanlara değil de Allah’a verirsek, daha derin düşünüp “Allah bana ne söylemek istiyor, Allah beni nasıl eğitiyor, Allah burada nasıl davranmamı istiyor” dersek o zaman Kuran’la düşünmüş ve temiz bir akılla hareket etmiş oluruz. O zaman olaylar karşısında tevekkül edip, Kuran ahlakıyla güzel tavırlar sergileyebiliriz. Herşeyden önemlisi başımıza gelen imtihanlar sonucunda Allah’ın razı olacağı şekilde davranabiliriz.
Ama yaşadığımız olayları, terslikleri insanlara verip, haksızlığa uğradığımızı, yanlış anlaşıldığımızı, hak etmediğimiz tavırlarla karşılaştığımızı düşünürsek o zaman şeytan daha da üzerimize çöker. Kuran’la düşünülmediği için ve tevekkül edilmediği için kalbimiz sıkıldıkça sıkılır, daraldıkça daralır. Bütün olayların Allah’ın kontrolünde olduğu unutulduğunda insanda son derece zahir bir bakış açısı gelişir. Sıkıntı ve gerginlik o insanı boğar. İnsan böylece sadece kendisine acı çektirir. Şeytan ise mümini üzmekten, sıkıntıya sokmaktan müthiş zevk alır. Ve mümini her ne pahasına olursa olsun Kuran’ın yolundan ayırmak ister. Mümin üzülürse şeytan bir köşede sevinç çığlıkları atar. Bu yüzden müminin daima Kuran’la düşünmesi, Kuran’a göre hareket etmesi, insanlara benlik vermeyi mutlaka bırakması ve tevekkül etmesi gerekir.
Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O'nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler. (Enfal Suresi, 2)
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)
Ayette Allah’ın bildirdiği gibi insanlara yalnızca Allah’ın dilediği imtihan isabet eder. Allah’ın dilemediği hiçbir şey olmaz. Mümin başına gelen imtihanı her zaman, ama her zaman hayırla ve güzellikle karşılar. Tıpkı Hz. Yusuf’un kuyuya tek başına atılırken, yine Hz. Yusuf’un yıllarca zindanda kalırken, Hz. Musa bir anda öfkesine yenilip adam öldürürken, Hz. İsa kendisini öldürmek için insanlar toplanırken yaptıkları gibi. Peygamberlerin başına gelen zorlu imtihanları düşünün. Onlar hiçbir zaman Allah’a isyan etmediler, daima kaderlerinde olana boyun eğip, çok güzel bir tevekkülle tevekkül ettiler, hep sabrettiler. Böylece Allah onları olgunlaştırdı, nefislerini eğitti ve onlara derin iman nasip etti.
Müslüman da ne yapıp edip tevekkülünü geliştirecek, şirk koşmayacak, Allah’tan gelen her şeyden razı olacak, her imtihanı güzel karşılayacak. Bu konuda asla taviz vermeyecek. Kaderini yaşadığını bilecek. Asla şikâyet etmeyecek, üzülmeyecek, böylesine zayıf bir imanı kendisine asla yakıştırmayacak.
Mümin gönlünü sadece Allah’a bağlayacak, Allah’ın ipine sımsıkı yapışacak ve O’nu asla bırakmayacak ve her seferinde “Rabbim bunda kimbilir ne kadar güzel hayırlar var, bu imtihanımın hikmetini anlamamı nasip et, her seferinde Senin razı olacağın adımları atmamı bana ilham et, beni utandırma, beni yanıltma, beni bağışla, Sen benim Rabbimsin, ben yalnızca Sana sığınıyorum” diyecek…
"Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)" (Hud Suresi, 56)
Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan (Allah)a tevekkül et ve O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter. (Furkan Suresi, 58)
…de ki: "Bana Allah yeter. O'ndan başka İlah yoktur. Ben O'na tevekkül ettim ve büyük arşın Rabbi O'dur."(Tevbe Suresi, 129)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder