Bir Kuran mucizesi paylaşalım: Baldaki şifa
Küçücük arıların bir araya gelip bal yapmaları çok büyük mucizedir.
Arı Kuran’da bahsedilen çok özel bir hayvan. Binlerce arının bir araya gelip kovan yapması, bu kovanda tertemiz insanlar için şifa kaynağıbal üretmeleri, aralarındaki muhteşem işbirliği, dans ederek birbirlerine bal yaparken kullanacakları bitkilerin yerlerini göstermeleri hepsi çok büyük mucize. Binlerce insan bir araya gelse arıların yaptığını asla yapamazlar, sadece müthiş düzgün altıgenlerden oluşan kovanı bile yapmayı bile başaramazlar. Kuran arıya dikkat çekerken balda şifa olduğunu da şöyle bildiriyor:
Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 68-69)
Bal, yukarıdaki ayetlerde vurgulandığı gibi, "insanlara şifa" olma özelliği taşımaktadır. Bilimde en ön sıraları alan ülkelerde, balın insan sağlığı açısından öneminden ötürü, arıcılık ve arı ürünleri artık başlı başına bir araştırma dalı olmuştur. Balın yararları genel hatlarıyla şöyle sıralanabilir:
Bal kolayca sindirilir, süratle kana karışır; hızlı bir enerji kaynağıdır, kan yapımına destek olur, antimikrobiktir, antioksidandır, vitamin ve mineral deposudur.
Yapılan klinik gözlemler ve deneysel araştırmalar sonucunda, balın antibakteriyel ve antienflamatuar özelliklere sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Bal, yaralardaki enfeksiyonun ve bu bölgedeki ölü hücrelerin ağrısız olarak temizlenmesinde ve yeni dokuların gelişmesinde son derece etkilidir. Balın ilaç olarak kullanılışından en eski tarihi yazıtlarda dahi bahsedilmektedir. Günümüzde de bilim adamları ve doktorlar balın yaraların tedavisindeki etkisini yeniden keşfetmektedirler.
20 yıldır bal araştırmasının öncülüğünü yapan ve Yeni Zelanda’daki Waikato Üniversitesi’nde biyokimya profesörü olan Dr. Peter Molan, balın antimikrobik özellikleri konusunda bir uzman olarak şöyle değinmektedir: “Gelişigüzel yapılan denemeler balın yanık yaralarındaki enfeksiyonu kontrol etmede, hastanelerde çoğunlukla antibakteriyel merhem olarak kullanılan gümüş sülfadiazinden daha etkilidir ve yeni dokuların gelişimini harekete geçirmektedir.”
Bal Yaraların tedavisinde kullanılır:
- Yaraların tedavisinde kullanıldığında, balın havadan nem çekebilme özelliği, iyileşmeyi hızlandırarak yara izi kalmasını önler. Çünkü bal, yaranın üzerini kaplayan yeni deriyi oluşturan epitel hücrelerin büyümesini hızlandırır. Böylece büyük yaralarda bile bal kullanıldığında doku nakli yapılması ihtiyacı ortadan kalkar.
- Bal, iyileşme sürecine dahil olan dokuları yeniden büyümeleri için uyarır. Yeni kılcal damarların oluşumunu hızlandırarak, derinin daha derindeki bağ dokusunun yerini alan fibroblastların büyümesini teşvik eder ve iyileşmenin gücünü artıran kolajen liflerinin üretimini hızlandırır.
- Balın, yaranın etrafındaki şişkinliği azaltan antienflamatuar bir etkisi vardır. Bu, kan dolaşımını artırır; böylece iyileşme süreci hızlanmış olur ve hissedilen acı azalır.
- Bal, yaranın altındaki dokulara yapışmaz; bu nedenle yeni oluşan dokuların yırtılması ve acı söz konusu olmaz.
- Bal, yaranın altındaki dokulara yapışmaz; bu nedenle yeni oluşan dokuların yırtılması ve acı söz konusu olmaz.
- Radyasyon tedavisi uygulanan kanserli hastaların vücutlarında oluşan yara ve ülserlerin tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır.
- Ayrıca balın daha evvel belirttiğimiz antimikrobik etkisinden ötürü, bal enfeksiyon oluşmasını önleyen koruyucu bir engel oluşturur. Mevcut enfeksiyonu da yaralardan hızla temizler. Bakterilerin antibiyotik dirençli özelliklerine karşı bile etkilidir. Antiseptiklerin ve antibiyotiklerin tersine, yaradaki dokuların üzerinde olumsuz etkiler oluşmaz.
Bu bilgilerden de anlaşılacağı gibi bal, "şifa" yönü son derece güçlü bir besindir. Kuşkusuz bu da, sonsuz kudret sahibi Allah'ın indirmiş olduğu Kuran'ın mucizelerinden biridir. Aşağıdaki tabloda balın besin değeri açısından incelemesi görülmektedir:
10-13 Eylül 2000 tarihlerinde Avustralya'nın Melbourne şehrinde yapılan "Dünya Birinci Yara Tedavisi Kongresi"nde, enfeksiyonlu yaraların tedavisinde balın kullanılması konuşuldu. Toplantı şu yorumlar çerçevesindeydi:
"Birçok antibakteriyel madde bakteriden dolayı enfeksiyon kapmış yaraların tedavisinde antibiyotiklere direnç gösterirler. Bu durum önemli bir tıbbi sorun oluşturur. Aynı şekilde birçok doğal madde de yaraların tedavisinde etkili değildir. Ancak bal çok farklıdır, yaralı dokuların tedavisindeki kullanımı 4 bin yıllık bir geçmişe sahiptir. Balda çok güçlü anti-bakteriyel aktiviteler mevcuttur; dolayısıyla yaralardaki enfeksiyonun temizlenmesinde ve yaraların enfeksiyondan korunmasında çok etkilidir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder