12 Mart 2015 Perşembe

Bugün de mutsuzluktan ölmedik çok şükür…


Bugün de mutsuzluktan ölmedik çok şükür…
Allah sevgisi olmayınca Allah insan neşe vermiyor, huzur vermiyor, mutluluk vermiyor...













Dün gece rastladım bu söze, twitterda, “Bugün de mutsuzluktan ölmedik çok şükür…”  Tek bir cümle ama içinde kitaplar yazılacak kadar anlam taşıyor. Tek bir cümleyle bir insanın içinden gelen isyan, öfke, yılmışlık, tükenmişlik, sevgisizlik, acımasızlık, kıskançlık, korku, terk edilmişlik ne kadar da güzel dışarı yansıyor…
Neden mutsuzlar insanlar bu kadar? Neden bu kadar ümitsizler? Neden içlerinde biriken binbir çeşit korkuyla, sevgisizlikle, şüphelerle yaşamaya çalışıyorlar? Bu sorunun tek bir cevabı var:İmansızlıktan… Bunu twittera yazan daha okul çağında bir genç. Düşünün, o bile kendisini bu kadar mutsuz ve tükenmiş hissediyor. Çünkü iman nedir bilmiyor, tevekkül nedir bilmiyor, kendisini yaratanı tanımıyor, şükretmeyi bilmiyor. İman etmeyen insanların kalbini Allah sıktıkça sıkıyor, kalplerini daralttıkça daraltıyor, bunalttıkça bunaltıyor. Bu insanlar için bir acı bitiyor, daha nefes bile almadan diğeri başlıyor. Onlar Allah’ı unutuyorlar, Allah da onları unutuyor. “Madem nankörsünüz, madem verilen onca nimetin farkında değilsiniz, madem hiç şükretmeyip sürekli isyan ediyorsunuz, o zaman hiç gülmeyin, sürekli ağlayın”diyor Allah. Onlar da durmadan ağlıyorlar. Ama gerçekte iman etmedikleri için bu kadar mutsuz olduklarının farkında bile değiller.
Öyleyse kazandıklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar. (Tevbe Suresi, 82)
Dediler ki: "Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi, biz sapan bir topluluk imişiz." (Mü'minun Suresi, 106)
Twittera “bugünde mutsuzluktan ölmedik çok şükür” diye yazan kişi bir sabah kalktığında kör olarak uyansa acaba gözlerinin değerini anlar mı? Ya da felç geçirip bir daha yürüyemese acaba ayaklarının ne kadar büyük zenginlik olduğunu kavrar mı? Bir gece soğukta sokakta tir tir tireyerek ve donarak yatsa, birkaç gece aç yatsa acaba içinde yaşadığı sıcacık evinin değerini anlar mı? Ama insan o kadar nankör ki, sürekli Allah’tan ister, ister, ister. İstemekten bir an bile bıkkınlık duymaz, bir an bile yılgınlaşmaz. Her şeyi alır ama en ufak bir istediği olmadı mı da yaygarayı koparır.
İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, artık o, ye'se düşen bir umutsuzdur. (Fussilet Suresi, 49)
Size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür. (İbrahim Suresi, 34)
İnsan iman etmeyince tevekkül etmeyi de bilmez. Bütün dünya adeta üzerine çöker. Omuzlarına öyle bir yük biner ki, nasıl kaldıracağını, nasıl taşıyacağını bilemez. Sağa döner, kimse yok, sola döner kimse yok, yanında tek bir dost bile bulamaz. Çünkü o Allah’ı terk etmiştir, Allah da onu tek etmiştir, Allah’ı dost edinmeyen yanında gerçek dost bulamaz.
Bu dünyada tevekkülün sırrını yakalayan, onu bulan, ona sarılan, dünyanın en büyük nimetine, en büyük ferahlığa sarılmıştır. Kalpler ancak Allah’ı anarak ve O’na yönelerek huzur bulur. Aksi takdirde dünyanın en zengini de olsanız, en güzel malikânelerde de otursanız kaskatı bir kalple, Allah’tan uzak bir kalple aslamutlu olamazsınız…
Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur.(Ra'd Suresi, 28)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder