Neden namaz kılmıyorsun diye soruyorum, “Ben daha gencim” diyor!
Her insan yolun sonunda yapayalnız kalır ve yanında Allah'ı bulur...
Evet, daha üniversitedeydim bu soruyu sormaya başladığımda. O zaman da yurtta kalırken nerdeyse sadece ben namaz kılıyordum. Aynı katta kaldığım arkadaşlarıma “neden namaz kılmıyorsunuz” diye sorduğumda da hep aynı cevabı alıyordum “Biz daha çok genciz!”
O zamanki bilgimle, imanımla da çok şaşırıyordum bu cevaba. Ne kadar yaşayacaklarını nerden biliyorlar ki, belki yarın ölecekler” diyordum. Sonra onlar neşe içinde gülerek orayı terk ediyorlardı.
Hâlbuki namaz yaşlanınca yapılacak, yaşlılığa ertelenecek bir ibadet değil. Namazsız geçen her gün çok büyük ziyandadır insan. Çünkü o günü bir daha geri getiremezsiniz, o kaçan namazların yerine yenisini koyamazsınız. Geçen geçmiştir ve gün bitmiştir. Çünkü Allah Kuran’da namazı vakitli olarak farz kılmıştır, kılmadığın takdirde o zaman namazı kaçırırsın.
Namazı bitirdiğinizde, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık 'güvenliğe kavuşursanız' namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, mü'minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır. (Nisa Suresi, 103)
Namaz o kadar önemli, Allah’ın o kadar ehemmiyet verdiği bir ibadet ki, cehennemdekilere neden buradasınız diye sorduklarında “biz namaz kılanlardan değildik” diyorlar.
"Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?"
Onlar: "Biz namaz kılanlardan değildik" dediler. (Müddesir Suresi, 42- 43)
Öyle insanlar tanıyorum ki, kırk yaşına gelmiş, elli yaşına gelmiş, hala bir kere bile alnı secdeye değmemiş, onca yıl geçmiş, o beden bir kere bile namaz kılmamış. Nasıl bir ruh var ki içinde, ne kadar Allah’tan uzak, nasıl bir kalp var ki içinde Allah sevgisinden bu kadar yoksun. Onca nimeti ömrü boyunca almış, almış, almış, tüketmiş, tüketmiş, ama hiç Allah’ın istediği gibi şükretmemiş, namazla O’na yönelmemiş. Şimdi bu insana sorsan o da “ben daha çok gencim” der. Kim kendisini ölüme ve yaşlılığa bu kadar yakın görüyor ki bu dünyada, kim ertesi gün ölümle karşılaşıp karşılaşmayacağını biliyor? Bu eminlik nerden geliyor, insan gerçekten çok şaşırıyor…
Biz namaz kılma duyarlılığını kaybetmiş bir kavime gözlerimizi açtık. Ahir zamanda, insanların en çok şehvetlerine, dünyaya, boş hayata daldığı dönemde yaşıyoruz. Ama asıl böyle ortamlarda Allah’ı hiç unutmamak çok değerli, asıl hiç kimse Allah’ı anmazken Allah’ı anmak çok önemli, asıl koskoca şehirde namaza duran çok az insanın içinde yer almak önemli. Çünkü bunun sevabı çok fazla, Allah katında değeri çok fazla. Allah'ın bizim namazımıza ihtiyacı yok, ama bizim O'na şükretmeye çok ihtiyacımız var...
Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığın)ı kaybettiler ve şehvetlerine kapılıp-uydular. Böylece bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır. (Meryem Suresi, 59)
Kimse ölümsüz değildir, kimse sandığı kadar genç değildir. Çünkü her insan aslında ölecek yaştadır. O an aniden gelir ve dünya hayatı bıçak gibi kesilir. İnsan ne geriye dönebilir, ne yitip giden yıllarını geriye alabilir. Artık o da kendisi gibi hayatı boyunca namaz kılmamış, Allah için yaşamamış, Allah’ı unutmuş insanların arasındadır. Korkuyla, pişmanlıkla, acıyla sıranın kendisine gelmesini bekleyenler arasındadır…
Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek. (Nebe' Suresi, 40)
Yazıma son olarak şunu eklemek istiyorum, bizler hem Allah korkusuyla hem de müthiş bir Allah sevgisiyle başımızı secdeye götürüyoruz. Biliyoruz ki tüm hayatımız boyunca Rabbimiz bizi bir saniye bile unutmuyor. Yediriyor, içiriyor, bakıyor, sağlık veriyor, her gün sayısız nimet bağışlıyor. Bizler de O’na olan şükrümüzü namazla gösteriyoruz. Şimdi onu hayatı boyunca hiç unutmayan Rabbinden hayatı boyunca yüz çeviren insan nankör olmuyor mu? Zalim ve kibirli olmuyor mu? Hayatı boyunca Rabbini unutan insan ölünce Rabbi tarafından unutulmayı hak etmiyor mu? Bir yıl değil, on yıl değil, onlarca yıl unutmaktan ve namazdan yüz çevirmekten bahsediyoruz. Ölünce gerçekten unutulmayı hak eden insanlardan bahsediyoruz…
Onlar, dinlerini bir eğlence ve oyun (konusu) edinmişlerdi ve dünya hayatı onları aldatmıştı. Onlar, bu günleriyle karşılaşmayı unuttukları ve Bizim ayetlerimizi 'yok sayarak tanımadıkları' gibi, Biz de bugün onları unutacağız. (Araf Suresi, 51)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder