2 Eylül 2014 Salı

Hayat bu kadar işte...


Hayat bu kadar işte...
Hayat o kadar kısa ki, adeta bir göz açıp kapaması kadar kısa bir vakitte insan yaşlanıyor.

Broke Shileds muhteşemgüzelliğe sahip bir kadındı. Onun gençliğindeki güzelliğini görüp de beğenmeyecek bir kişi yoktur sanırım. İnsan zannediyor ki bu güzellik hiç bozulmayacak, o genç beden günden güne güzelleşecek ama hiç yaşlanmayacak…
Ama yıllar hızla akıp gidiyor. Zaman o kadar çabuk geçiyor ki, nerdeyse iki on senede kadının gençliğinden ve güzelliğinden eser kalmıyor. Yüzde çizgiler git gide artıyor. O masumluk kayboluyor. Yerini sert hatlar ve derin çizgiler alıyor. Kısacası gençlikteki o müthiş güzellik yerini tamamen yaşlı ve çökmüş bir bedene bırakıyor.  İnsan kendisi için hiç böyle bir durumla karşılaşmaz zannediyor ama yaşlılıktan kurtulan tek bir insan bile olmuyor.
Allah bu durumu ayette ne kadar hikmetli bir şekilde tarif ediyor. Taptaze güzel bir ekin kısacık bir süre geçince sapsarı kesiliyor ve adeta bir çer çöpe dönüşüyor:
Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, ‘(eğlence türünden) tutkulu bir oyalama’, bir süs, kendi aranızda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir ‘çoğalma-tutkusu’dur. Bir yağmur örneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoşuna gitmiştir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer-çöp oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azap; Allah’tan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) vardır. Dünya hayatı, aldanış olan bir metadan başka bir şey değildir. (Hadid Suresi, 20)
Eğer insan iman etmezse ve gerçek hayatın asıl ölümden sonra başlayacağını bilmezse bedenindeki çöküntü ve yaşlanma karşısında adeta şoka uğrar ve çok acı çeker. Hâlbuki bu kadar güzel bir kadının böyle yaşlanması dünya hayatının bir gerçeğidir. Bizler dünya için değil ahiretteki sonsuz hayatımız için yaratıldık. İman eden kadın, kalbini Allah’a bağlayan kadın, kısacık hayatını Allah rızası için geçiren kadın zaten ölümden sonra muhteşem bir bedenle sonsuz cennet hayatına adım atacaktır. Bunu bildiği için dünyadaki bu yaşlanmanın da geçici olduğunu bilir. Ama hayatı sadece dünyadan ibaret sananlar ve ölümle bedenlerinin yok olacağına inananlar bu kısacık sürede bu kadar yaşlanmanın müthiş sıkıntısını çekerler. Çoğu sanatçının depresyona girmesinin ve dünyadan nefret etmesinin nedeni budur. Aynaya bakınca eski güzelliklerinden eser kalmadığını görmek onlara çok ağır gelir.
Kalbini Allah’a bağlayan ve iman eden insanların yaşlılığı da güzel olur, onların yüzünde nur vardır, secde izi vardır. Tevazuları ve güzel ahlakları yüzlerine ve bedenlerine yansır. Onlarda yaşlılıkla birlikte sert ve çirkin hatlar oluşmaz. Peygamberimiz de vefat ettiğinde üzerinde çocuk güzelliği vardı. Allah mümine özel bir heybet ve güzellik verdiğinden yaşlılığında da bu güzelliği ve tatlılığı devam eder.
İman eden insanlar daha yolun başından sonunu görür. Dünya hayatı imtihanla doludur. Bu çetrefilli yoldahastalık vardır, zorluk vardır, yokluk vardır, yaşlanma vardır, yüzün çizgilerle dolması vardır ve sonunda da kaçınılmaz bir şekilde ölüm vardır. Ölüm gerçeğini göz ardı edip dünyaya daldığında insan çok büyük kayba uğrar. İşte o zaman dünya hayatında başına gelen her şeye hazırlıksız yakalanır. Yaşlandığına üzülür, malını kaybetse üzülür, bedenine zarar gelse üzülür. Oysa dünya hayatı çok eksik yaratılmıştır. Ne yaparsak yapalım o beden çökecek ve bir gün toprağa girecektir. Bundan hiçbir şekilde kurtuluş yoktur.
Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir. (Ali İmran Suresi, 185)
Hayatın ancak din ile bir anlamı var. Eğer din olmazsa bu kısacık hayatın hiçbir değeri olmaz. İman etmeyen insanın da değeri olmaz. Dünyanın geçiciliğini çok iyi düşünüp geç olmadan kalbi Allah’a teslim etmek gerek. Çok kısa bir süre sonra hepimiz ama hepimiz bu dünyayı bırakıp ahirete gideceğiz. 50-60 yıl sonra bizim tanıdığımız hiç kimse artık bu dünyada nefes almayacak. Bu yüzden geçici olan şeylere değer vermeyi bırakıp, asıl değer verilmesi gereken şeylere imana ve Allah’ın rızasını kazanmaya kendimizi adamalıyız.
Size verilen herhangi bir şey, dünya hayatının metaı (kısa süreli faydalanması)dır. Allah Katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. (Bu da) iman edip Rablerine tevekkül edenler içindir; (Şura Suresi, 36)
Aşağıdaki resimleri de dünyanın nasıl değersiz bir yer olduğunun görülmesi için hazırladım. Umarım herkesin durup bir an için düşünmesine ve dünyanın geçiciliğini fark etmesine vesile olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder