Kuran’ı yüksek yerlere kaldırmayın, okuyun…
Müslüman Kuran'ı sürekli okuyup hayata geçirmeli.
Kuran 1400 yıl önce Rabbimiz tarafından insanlığa indirilen, içinde birçok hikmet barındıran, birçok mucizeler taşıyan kutsal kitabımız. İçinde yer alan tam 6666 ayetin katlamalı anlamları olduğunu düşündüğümüzde, hem geçmişe hem de geleceğe baktığını fark ettiğimizde, içinde ahir zamanla ilgili çok önemli deliller olduğunu bildiğimizde ne kadar büyük bir mucize ile karşılaştığımızı anlıyoruz.
Kuran öyle değerli ve tüm insanlar için öyle önemli bir kitaptır ki, içinde manevi olarak, ya da günlük yaşantınızda yol gösterici olarak her türlü bilgiyi barındırır.
Yeryüzünde hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz kitapta hiçbir şeyi noksan bırakmadık, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır. (En'am Suresi, 38)
Andolsun, size (bütün durumlarınızı kapsayan) zikrinizin içinde bulunduğu bir kitap indirdik. Yine de akıllanmayacak mısınız? (Enbiya Suresi, 10)
Günümüzde Kuran’ı yükseklere kaldıran ve eline alıp ayetleri okumayan, ayetler üzerinde düşünmeyen o kadar çok insan var ki. Hâlbuki Kuran samimi müminlerin ayetleri okumaları, inceden inceye düşünmeleri, ayetler üzerinde tefekkür etmeleri, karşılıklı ayetleri okuyup birbirlerine Kuran ahlakını tavsiye etmeleri için gönderilmiştir. Kuran tam tersine yükseklere kaldırılacak bir kitap değil, evin en görünen yerinde tutulacak bir kitaptır. Sürekli ayetleri okuyup, hatırda tutmak müminin Allah’ın rızasını kazanması için en akılcı tavırdır.
Evlerinizde okunmakta olan Allah'ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah, latiftir, haberdar olandır.(Ahzab Suresi, 34)
Kendilerine verdiğimiz kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim de onu inkar ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. (Bakara Suresi, 121)
…kitaba sımsıkı sarılanlar ve namazı dosdoğru kılanlar, şüphesiz Biz salih olanların ecrini kaybetmeyiz. (Araf Suresi, 170)
Mümin eğer Allah’ın rızasını kazanmak istiyorsa, bu dünyanın ardından sonsuz hayatında cennete kavuşmak istiyorsa Kuran’ın her ayetini bilip hayata geçirmekle yükümlüdür. Kuran’ı çok iyi bilecek ki, herhangi bir olay ile karşılaştığında nasıl davranacağını bilsin. Bu yüzden Kuran’ı Türkçe okuyup anlamalıyız, ayetler üzerinde derin derin düşünmeliyiz ve Rabbimizin bize tarif ettiği Kuran ahlakını tam olarak uygulamalıyız. Tabii ki Arapça bilen Kuran’ı Arapça’sından da okur, ama bilmeyen Türkçesinden okuyup ayetleri anlamalıdır. Bu ayetler insanlara okuyup anlamaları için indirildi.
Akıl ve Kuran iç içedir. Akıllı olmak için Kuran’a vakıf olmak gerekiyor. Onun için Kuran’a göre düşünmek gerekiyor. Mümin Kuran’ı okuyup uyguladıkça ve nefsini eğittikçe tam anlamıyla mükemmel bir ahlaka kavuşuyor. Tevekkülü artıyor, imanı artıyor, güzel ahlakı artıyor, sabrı artıyor, Allah’a ve O’nun yarattıklarına sevgisi artıyor. Müslüman Kuran’a tam anlamıyla sarıldıkça üzerine çok güzel bir cennet ahlakı geliyor.
Unutmayın ki, Kuran’ın bütün hükümleri insanlar için cankurtaran hükmündedir. Yoksa insan boğulur, hayat onu boğar. İnsan adeta suyun içinde yaşıyor zaten. Kuran olduğu için, Kuran’a uyduğu için insan boğulmadan yaşıyor. Bu nimetler olmadığında boğuluyor insanlar. Dünya hayatı, tevekkülsüzlük, gelecek korkusu, sevgisizlik onları mahvediyor, adeta insanlıktan çıkarıyor.
Güçlü bir iman için, derin bir iman için, tam bir teslimiyet için Kuran’a tabi olmamız gerek. Bunun için samimi Müslümanlar olarak Kuran’ı elimizden düşürmeyelim. Sabah kalktığımızda, öğlen arkadaşlarımızla sohbete oturduğumuzda, akşam yatarken Kuran okuyalım. Dostlarıma, eşimize, çocuklarımıza Kuran mucizelerinden bahsedelim. Böylece vicdanımızı tam olarak kullanıp Allah’ın sevdiği kullarından olalım.
O, size ayetlerini gösteriyor ve sizin için gökten rızık indiriyor. İçten (Allah'a) yönelenden başkası öğüt alıp-düşünmez. (Mü'min Suresi, 13)
Öyle olmasa, Kur'an'ı iyiden iyiye düşünmezler miydi? Yoksa birtakım kalpler üzerinde kilitler mi vurulmuş? (Muhammed Suresi, 24)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder