29 Ekim 2013 Salı

Ahzab Suresi’nden ayetler açıklayalım -1


Ahzab Suresi’nden ayetler açıklayalım -1
Gözümüzün nuru, başımızın tacı Kuran.

Yobazlar diyor ki, Kuran’a el sürmeyin. Ne yapacağız Kuran’ı? Yobazlara göre alıp yukarı kaldıracağız. Yobazlara göre kadınlar da Kuran okuyamaz, çünkü eksik akıllıdırlar. İşte yıllardır insanlara empoze edilmeye çalışılan İslam bu. Oysa Kuran tüm Müslümanlara indirilmiş ve tam anlamıyla hayata geçirilmesi gereken bir kitaptır. Bir Müslüman (kadın olsun, erkek olsun) Kuran’ı ancak okuyarak, ayetleri düşünerek ve kalbine yerleştirerek hayata geçirebilir. Tüm Müslüman aleminin Kuran’ın mükemmeliğini kavraması duasıyla Ahzap Suresi’nden ayetler açıklamak istiyorum.
Ahzab Suresi, 53. ayet
Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (Bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın. Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah, hak (kı açıklamak)tan utanmaz. Onlardan (peygamberin eşlerinden) bir şey isteyeceğiniz zaman, perde arkasından isteyin. Bu, sizin kalpleriniz için de, onların kalpleri için de daha temizdir. Allah'ın Resûlü’ne eziyet vermeniz ve ondan sonra eşlerini nikahlamanız size ebedi olarak (helal) olmaz. Çünkü böyle yapmanız, Allah katında çok büyük (bir günah)tır.
“Ey iman edenler (rastgele) Peygamber’in evlerine girmeyin,” Evine değil, evlerine. Birçok evi var Peygamberimiz’in küçük küçük, annelerimizin kaldığı. “yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın.” Ama demek ki bayağı yoğun bir yemek yeniyormuş orada maşaAllah. Kim bilir ne güzel yemekler vardır. Bir de yobazlar Peygamberimiz’in aç olduğunu söylüyorlar o dönemde. Hâlbuki Peygamberimiz doyduğu gibi, ümmet-i Muhammed’i de doyuruyor. Onlara da ziyafet veriyor. Peygamberimiz’in evi aş dağıtılan ev aynı zamanda, yemek yenen bir ev. Bol bol yemek yapılıyor. Bak, yemeği yiyince de dağılın,“ve söze dalmayın.” Yani boş uzun muhabbetler, boş konuşmalar, yani vakti iyi değerlendirin. Hakikaten insanların sıkıntılarından biri de budur.
Söze dalarlar boş söze, müthiş vakitlerini alır. Hâlbuki o, kıymetli olan hayatın kıymetli vakitlerini acımazsızca harcamak demektir o. Olmaz.“Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte” Niye? Çünkü Peygamberimiz için vakit kıymetli. Her anı kıymetli ümmetin faydası için, ümmetin menfaati için dakikayı, saniyeyi bile dikkatli kullanıyor. Onun için öyle boşa zaman kullananlar, boşa vakit harcayanlar Peygamberimiz’i rahatsız ediyor. “ve o da sizden utanmaktadır;” O da söyleyemiyor oturup yemek yemek için beklemelerini değil mi? Mesela git, gezin, faaliyet yap, çalışmalar yap. Yemek vakti geldiğinde gelebilirsin. Ama yemeğini yediğinde söze dalma, hemen faaliyete geç, çünkü vakit dar. Müslümanlar tehlike altında. “o da sizden utanmaktadır” Buradan da anlıyoruz ki Peygamberimiz utangaç.
Peygamberimizin karakterini Allah vurgulamış oluyor. “oysa Allah, hak(kı açıklamak)tan utanmaz.” Allah bir şey oldu mu rahatça söyler, inşaAllah..“Onlardan” Peygamberimiz’in hanımlarından, “bir şey isteyeceğiniz zaman, perde arkasından isteyin.” Yani kalınca büyük bir perde, Peygamberimiz’in hanımları o perdenin arka tarafında. Konuşacak kişiler perdenin arkasından onlarla konuşuyorlar. “Bu, sizin kalpleriniz için de, onların kalpleri için de daha temizdir.” Yani vesvese olmaz. Kalbine herhangi bir sıkıntı gelmez. Rahattır. “Allah'ın Resûlü’ne eziyet vermeniz ve ondan sonra eşlerini nikâhlamanız size ebedi olarak (helal) olmaz.” Yani hanımlarına yönelik Allah esirgesin evlenmeyi amaçlayan bir bakış açısı kesinlikle olmaz diyor Allah. “Onlar sizin annelerinizdir” diyor zaten. Kesinlikle vefatından sonra veyahut herhangi bir şekilde boşanmasından sonra olabilir, eşleriyle evlenmeyi hedeflemeyin diyor Cenab-ı Allah. “Çünkü böyle yapmanız, Allah Katında çok büyük (bir günah)tır.” Bu tabii ümmet için büyük ferahlık. Yani vesveseyi kalplerinden tamamen giderip atmış oluyor. Önemli bir husus. Cenab-ı Allah böylece Müslümanların kalplerini temizlemiş oluyor. 
“Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin,”Demek ki ziyaretin bir adabı, edebi var. İnsanların evdeki faaliyetleri, evdeki huzuru önemli. Fevkalade bir şey olmadıktan sonra gereksiz ziyaretler yakışık almaz. Ona işaret ediyor. Ama bakın, Peygamberimiz’in evinde herkese yemek dağıtılıyor. Adamlar ne diyor? “Açlıktan Peygamber karnına taş bağlıyordu” diyor. Allah da “Yemek dağıtılıyordu” diyor evinde. Ve ganimetlerin beşte biri Peygamber’in. Bu Allah’ın ayeti. Bunu da hiç yerine sayıyorlar.
Allah diyor ki; “Seni fakir bulup zengin etmedi mi?” diyor, şeytandan Allah’a sığınırım. Bunu da hiç yerine sayıyorlar. Kuran’ı kenara koyma mantığı. Allah esirgesin. Hâşâ bir anlamda Kuran’ı hiçe sayıyorlar. Hep kendi kafalarında geliştirdikleri bir inanç biçimi var, hep o. Peygamber’i fakir görmek istiyor. “Kadınlardan uzak durur, ancak yaşlı, hasta kadınlarla evlenir, hayatla bağlantısı yoktur, gülmez, neşelenmez, yemez, içmez, fakirdir, hep perişandır.” Hâşâ. Böyle bir görüntü vermek istiyorlar. Ve bunu da bütün İslam âlemine de yansıtmak istiyorlar, halen de yansıtıyorlar. Bayağı da başarılı da oldular kendi kafalarına göre. Ama çirkin bir başarı tabii. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder