28 Ekim 2013 Pazartesi

Kendinizi tam olarak ifade edememenin derdine düşmeyin…


Kendinizi tam olarak ifade edememenin derdine düşmeyin…
İnsanlar o kadar gereksiz şeylere sıkılıp üzülüyorlar ki, halbuki on yıl sonra bunların hiç önemi olmayacak.

Çevremdeki herkes, işyerindeki arkadaşlarım, dostlarım, ailemdeki bazı kişiler hep yanlış anlaşılmaktan şikâyetçiler. “İçimdekileri tam ifade edemedim, bu yüzden karşımdaki beni yanlış anlıyor, doğru sözcükleri bulamıyorum” diye yakınıyorlar. Oysa bu konuda endişelenmek ve gereksiz yere sıkıntıya düşmek son derece yersiz.
İnsanlar çoğu zaman çevresindeki insanlara düşüncelerini, hissettiklerini tam olarak anlatamamanın sıkıntısını yaşıyorlar. Kendini istediği gibi ifade edememek, içinde yaşadıklarını tam kendi algıladığı şekilde karşı tarafa da algılatamıyor olmak, bu kişileri telaşlandırıyor. Sanki ancak bunu başarabilirse, karşısındaki kişinin de onu anlayacağı ve o doğrultuda onunla ilgili olan fikirlerini değiştireceği kanaatindeler.
Elbetteki bunu başarabilmek, kendini doğru ifade etmek, doğru sözcüklerle açıklamak -eğer mümkün oluyorsa- güzel bir şeydir. Hakikaten de, düşünüldüğü gibi, bu insanların birbirlerini daha iyi anlamaları ve tanımaları açısından önemlidir. Ama insan eğer istediği gibi kendini ifade edemiyorsa, içinde hissettiklerini, düşüncelerini tam olarak dışarıya aktaramıyorsa da, yine de bu, onu telaşlandıran, sıkıntıya sokan bir şey olmamalıdır.
Çünkü insanın karşısındaki kişiyi de, yaşayacağı olayları da, tüm fikirleri ve hisleri de yaratan yalnızca Allah'tır. İnsan kendini ifade edemese de, onun içinde olanların tümünü en iyi bilen Allah'tır. Zaten onun tüm bu yaşadıklarını da yaratan Allah'tır. Dolayısıyla eğer bir insan,-konu her ne olursa olsun- içinde samimi, güzel duygular besliyorsa; iyiliği, dostluğu, güzel ahlakı amaçlıyorsa, içindeki bu duyguları insanlara da hissettirecek olan Allah'tır.Bu nedenle insanın bu yönde telaşlanacağı, sıkıntıya düşeceği hiçbir şey olmamalıdır.
Ama aynı şekilde eğer içinde, az da olsa kötü hisler varsa ve bu kişi sözleriyle bunu örtüp karşı tarafa farklı bir imaj vermeye çalışıyorsa, o zaman elbetteki bu kişi samimiyetsizliğin verdiği bir telaş içerisinde olabilir. Çünkü karşı tarafta, gerçek olmayan bir kanaat oluşturmaya çalışmaktadır. Ve Allah, kişinin kalbindeki bu samimiyet eksikliğini bilmektedir. Dolayısıyla kişi, karşı tarafı iyi niyetli olduğuna ikna etmeyi başarabilse bile, Allah olayları bu kişinin gerçek niyetine göre yaratacaktır. Kalbindeki eksiklikler, -insanlar aksine inansalar bile- bir şekilde bu kişinin hayatına yansıyacaktır.
İşte bu nedenle eğer insan, karşısındaki insanlarda olumlu bir kanaat oluşturmak istiyorsa, sadece sözle bu kişileri ikna etmeye yönelmektense, asıl olarak kendi içinde gerçekten samimi bir ruh elde etmeye çalışmalıdır. Eğer kendi içinde gerçekten samimiyeti yaşıyorsa, Allah o kişideki bu değeri mutlaka insanlara da hissettirecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder