29 Ekim 2013 Salı

Kıyamet başladığında insanoğlu nelerle karşılaşacak?


Kıyamet başladığında insanoğlu nelerle karşılaşacak?
Kıyamet günü insanoğlunun dünyadaki son günüdür.

Kıyametin anlatıldığı filmlerde hep bir umut var. İnsanlar dünyayı saran büyük felaketten kurtulup bir uzay gemisi ile başka bir gezegene gidiyorlar. Tabii bunlar yalnızca seneryodan ibaret. Kıyamet gününden kurtulmak için Şirince köyüne saklananlar, bir dağın içinde kıyamet ambarı kurup tohum biriktirenler, kıyamet günü bir uzay gemisine binip başka gezegene gidebileceğini düşünenler... Bütün bu Kuran’da kıyamet ile ilgili ayetleri bilmeyen ve kıyamet gününü tam anlamıyla kavrayamayan insanlara sesleniyorum: Kıyamet günü tam anlamıyla dünyanın yok olacağı bir gündür! Kıyamet gününden sonra artık dünyada yaşam asla mümkün olmayacaktır. Büyük bir göktaşının çarpmasıyla yeryüzünde başlayacak çok büyükdepremler, her yeri saran ateş, kavurucu sıcaklık, zehirli gazlar dünyayı çok kısa bir sürede darmadağın edecektir. Öyle ki artık uzayda dünya diye bir gezegen kalmayacaktır.
Kıyamet günü yaşanacaklar Kuran’da birçok ayetle çok detaylı tarif edilmiştir. Bu ayetleri bilen insan yeryüzünde artık bir yaşam umudunun kalmayacağını çok net bir şekilde görebilir.
Kıyamet günü Kuran'da haber verildiği üzere, "İnsanların, alemlerin Rabbi için kalkacağı gündür." (Mutaffifin Suresi, 6). O gün, canlılarla birlikte tüm evrenin yok olduğu dehşetli bir gündür. Bu yokoluş, şimdiye kadar hiçbir yerde görülmemiş olaylar sonucunda gerçekleşecektir. O gün, insanların, hayvanların, var olan herşeyin, kısaca kainatın ölüm günüdür. O gün, Allah'ın yüce kudretinin açıkça görüldüğü ve insanların tümü tarafından idrak edildiği gündür. O gün, inkarcılar için dehşet, korku ve acı dolu bir gündür. O gün, daha önce yaşanmamış bir pişmanlık, korku ve aşağılanmanın hissedileceği gündür. Kıyamet Sur'a üfürülmesiyle başlar:
Sur'a da üfürülmüştür. İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür. (Kaf Suresi, 20)
Sur'a üfürülmesi, Allah'ın Kuran'da vaat ettiği kıyamet saatinin artık gelip çattığının haberidir. Bu ses dünya hayatının bitişinin ve ahiretin başlangıcının sesidir. Dünyada kaldığı süre boyunca bu büyük günde göreceklerine karşı haberdar edilen ve vereceği hesap ile uyarılıp korkutulan herkes artık kendilerine vaat edilen gerçekle karşı karşıyadırlar. Hiç beklenmedik bir anda duydukları bu ses daha önce duyulan seslere hiç benzemeyen bir sestir. İnsanlar, kendilerine verilen sürenin son bulduğunu bu işaretten anlayacaklardır. Bu ses, küfre sapanların sonsuza kadar kesintisiz olarak yaşayacakları korku, dehşet ve yılgınlık dolu, zorlu bir günün başladığının habercisidir.
Dünya üzerinde var olan düzenin çekici süsüne kanarak ona sımsıkı bağlananlar, Allah'ın varlığı ve birliği gerçeğine karşı kördürler. Bütün bunların yaratıcısını, yaratılışını ve bir sona doğru hızla ilerlediğini asla düşünmeden sadece aldandıkları bu görüntü ile sözde mutlu olur, yetinirler. Oysa onları yanıltan bu kusursuz düzen, herşeyin sahibi olan Allah'ın eseridir. Allah'ın yarattığı bu görkemli sistem, yine onun tek bir emriyle akıllara durgunluk verecek şekilde son bulacaktır. İşte böyle bir gün ile kesin olarak karşılaşmayacakları zannında olanlar, Sur'un sesiyle bu gafletten aniden uyanacaklardır. Ancak bu uyanış faydasızdır, çünkü artık Allah ve ahiret adına birşeyler yapmak için çok geçtir.
Geç kalınmıştır, çünkü bazı insanlar bir imtihana tabi oldukları dünya hayatını, ahiretin varlığını umursamadan boş bir çaba uğruna harcamışlardır. Ahirete inanmayan insanların böyle bir anlayışa sahip olabilmelerinin arkasında çok özel bir çaba yatmaktadır. Bu çabanın da mahiyeti ve karşılığı oldukça büyüktür. Temelindeki sebep, dünyadaki bu sınırlı yaşamla tatmin bulmak, daha öncesini veya sonrasını mümkün olduğunca düşünmemektir. Bu anlayış, dünya hayatının geçici zevklerine dalarak ne için yaratıldığını unutmayı da beraberinde getirir. Dolayısıyla, insanların çoğu niye yaşadıklarını, niçin yaratıldıklarını, Yaratanın kendilerinden neler istediğini ve neden ölümün var olduğunu düşünmeden bir ömür geçirirler. Ölüm bildikleri birşeydir, ama ölüm gerçeğinin kendilerine, üzerinde düşünmeleri gereken bu gibi soruları da getireceğinin farkındadırlar.
Bunun için mümkün olduğunca bu fikirden uzaklaşmaya bakarlar. Oysa insanın yaratılışının ve dünya üzerindeki kısa yaşamının tek sebebi, yalnızca Allah'a kulluk etmektir. Ölümün yakınlığının, dünya hayatının kısalığının, sahip olduğu ve olmadığı herşeyin sadece imtihanın bir parçası olduğunun farkında olan insanlar, Kuran aracılığıyla insanlara tarif edilmiş olan gerçeklerle de mutlaka karşılaşacaklarının farkındadırlar. Dolayısıyla dünyadaki tek amacın "Allah için yaşamak" olduğunu kavrayabilmişlerdir. Bunu dünyada kavramak insan için büyük bir kazançtır. Böylece aldatıcı bir dünyadan uzaklaşmakta, tek gerçeğe, yani "ahirete" yönelmektedir.
Nefsinin, yani sadece zevklerinin, şehvetinin peşinden giderek hareket eden bir insanın en büyük isteği, içinde bulunduğu düzenin hep sürmesi, asla son bulmamasıdır. Aslında halinden pek de memnun değildir, çünkü yaşamında sürekli zorluklar ve sıkıntılar vardır. Ama şeytan binbir çeşit oyalama yöntemiyle kendisini aldatmakta, sürekli sıkıntı ve üzüntü çektiği bu yaşamı, sonsuz bir azaba inanmayı reddederek tercih etmektedir. Ancak, bir sabah işe giderken, veya bir gece vakti hırslarını ve beklentilerini ertesi sabaha erteleyip uyumaya hazırlanırken, birdenbire "Sur"un sesini duyan bir insanın ruh hali kuşkusuz çaresiz olacaktır. Sürdürmek istediği düzenin, kendisiyle birlikte son dakikaları gelmiş, bildiği halde inanmayı reddettiği bu muazzam gerçek kendisini aniden yakalamıştır. Hayat boyu kendisini koruyacağını sandığı sahte güçlere sığınmış bir insan için, o an yardım isteyebileceği kimse ya da sığınabileceği hiçbir yer yoktur artık. Çünkü müminler dışında herkes aynı durumdadır, çaresizlik içinde başlarına geleceklere teslim olmuşlar, dünya üzerinde o zamana kadar yaşamış olan tüm insanlar Allah'ın huzurunda toplanmışlardır:
Sur'a üfürülmüştür; böylece onlar kabirlerinden (diriltilip) Rablerine doğru (dalgalar halinde) süzülüp-giderler. (Yasin Suresi, 51)
Sur'un sesi bir inkarcı için "hayatı boyunca kaçıp durduğu gerçeklerle karşılaşma" demek olduğu gibi, "artık yaptıklarını telafi imkanının ortadan kalktığı anı" da ifade eder. O an duyulan korku tarifsizdir, daha önce "ne görülmüş, ne duyulmuş" bir dehşet ve panik yaşanmaktadır. Dünyada yapılan tüm hataların bir telafisi olabilir ya da vakit geçtikçe bu hatalar unutulabilir. Ancak herşeyin sonunun geldiğini bildiren bu ses, yapılan hataların telafisi için artık vakit kalmadığının habercisidir. O gün Sur'un sesi, inkarcılara büyük bir korku getirecek ve her kişi karşılaştığı bu gerçeğe boyun eğecektir. Allah bu durumu Kuran'da şöyle haber verir:
Sur'a üfürüleceği gün, Allah'ın dilediği kimseler dışında, göklerde ve yerde olan herkes artık korkuya kapılmıştır ve her biri 'boyun bükmüş' olarak O'na gelmişlerdir. (Neml Suresi, 87)
Oysa insanların tümüne karşılaştıkları böyle bir günden evvel bu gerçek hatırlatılmıştır. Allah insanları, hem ayetleriyle hem de elçileriyle "geri dönüşü olmayan bir gün" gelmeden önce Kendisine yönelmeleri konusunda uyarmış, aksine bir tavır gösterenlere ise ölüm geldikten sonra yardım edilmeyeceğini bildirmiştir. Kuran'da beklemediği bir anda azap ile karşılaşan kişinin duyacağı pişmanlık ve kendisine hiçbir şekilde yardım edilmeyeceği gerçeği şu şekilde açıklanmıştır:
Azab size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip-dönün ve O'na teslim olun. Sonra size yardım edilmez Rabbinizden, size indirilenin en güzeline uyun; siz hiç şuurunda değilken, azab apansız size gelip çatmadan evvel. Kişinin (yana yakıla) şöyle diyeceği (gün): "Allah yanında (kullukta) yaptığım kusurlardan dolayı yazıklar olsun (bana) doğrusu ben, (Allah'ın diniyle) alay edenlerdendim." Veya: "Gerçekten Allah bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum" diyeceği, ya da azabı gördüğü zaman: "Benim için bir kere daha (dünyaya dönme fırsatı) olsaydı da, ihsan edenlerden olsaydım" (diyeceği günden sakının). "Hayır, Benim ayetlerim sana gelmişti, fakat sen onları yalanladın, büyüklüğe kapıldın ve kafirlerden oldun." Kıyamet günü, Allah'a karşı yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün. Büyüklenenler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok? (Zümer Suresi, 54-60)
Geçici bir çıkar uğruna tercih edilmiş olan dünya hayatı, Sur'un sesiyle artık son bulmaktadır. Bütün insanlar, kendilerine vaat edilenler ile karşı karşıyadır. Meydana gelen olayların gerçekliğinin insanlarda uyandırdığı korku ve dehşet çok büyüktür. Tüm insanlar aynı çağrıya uymakta, geri dönüşü olmayan gerçekle karşılaştıklarının farkına varmaktadırlar. Bu kuşkusuz büyük bir gündür ve bu büyük günde meydana gelecek olan olaylar için Sur'un sesi sadece bir habercidir.
Kıyamet günü dünyada yaşanacak olayları bundan sonraki yazımda sizlerle paylaşacağım.

1 yorum:

  1. This is my first time pay a visit at here and i am in fact impressed to read all at single place.

    ayrıntılı counter

    YanıtlaSil