28 Ekim 2013 Pazartesi

PKK’nın beyni bebek katili Öcalan’ın hangi sapkın fikirleriyle yıkanıyor - 1?


PKK’nın beyni bebek katili Öcalan’ın hangi sapkın fikirleriyle yıkanıyor - 1?
Bebek katili Öcalan teröristleri Marksist, Leninist, materyalist eğitimden geçiriyor.

Öncelikle PKK ve bu örgütü gizli ve açık destekleyenler bilsinler ki, ülkemizi asla ve asla bölemeyecekler, değil toprak parçası, tek bir çakıl taşı bile alamayacaklar. Hükümetimiz PKK le pazarlık yapmak üzere masaya oturmayacak, Öcalan’a ev hapsi verilmeyecek. Türkiye’yi parçalamaya yönelik bir plan dâhilinde oluşturulanözerklik hiçbir şekilde gerçekleşmeyecek. Söylediğim gibi Türkiye’yi parçalayıp bizim topraklarımız üzerinde komünist bir Kürt devleti kurmak isteyenler bu amaçlarına hiçbir şekilde ulaşamayacaklarını bilsinler. Bu ülkeyi korumak adına onbinlerce şehitverdik ve sonuna kadar da veririz. Ama şerefimizi, onurumuzu ve topraklarımızı asla vermeyiz. Bunu da bir yere yazsınlar.
PKK ile savaşırken bu örgütün nasıl bir örgüt olduğunu da iyi bilmek ve kavramak gerekiyor. PKK Kürt milliyetçiliğini kendi çıkarları doğrultusunda kullanan Darwinist, Komünist, Stalinist ve Leninist bir yapılanmadır. İnsanlar bu gerçeğin farkında olmalılar. Bölücü terör örgütünün nasıl çarpık fikirlerle beslendikleri, Öcalan’ın ve Komünist liderlerin sözlerinden çok net anlaşılmaktadır. İşte PKK’nın beslendiği fikirler:
PKK Darwinist bir örgüttür:
20. yüzyıl kanlı komünist liderlerinin tümü Darwinisttir ve daha önce detaylı olarak belirttiğimiz gibi her biri Darwinizm'e ve Darwin'e olan hayranlıklarını açıkça dile getirmişlerdir.
Aynı şekilde PKK terör örgütünün kanlı lideri bebek katili Abdullah Öcalan da, evrim teorisinin kurucusu Charles Darwin'e ve onun sahte teorisine olan hayranlığını sıklıkla dile getirmektedir. Buna örnekler aşağıdaki gibidir:
Diyalektiğin bu kuralında olan, tez ve antitezin sentezde varlıklarını daha zengin bir oluşum içinde sürdürdüğü biçimindedir. TÜM EVRİM BU KURALI DOĞRULAMAKTADIR. (Bölücü örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın  2004 yılında yayınlanan, "Bir Halkı Savunmak" isimli kitabının "Doğal Toplum" bölümünden alıntı)
"Genelde insan dışı tüm canlı varlıklarda süren doğal evrim süreci, insan toplumunda kendi kavrama ve ifadesiyle bilinçlice sürdürülmektedir. İnsan türünün Homo Sapiens türünde günümüzün dil yapısına yol açan kavrama sürecindeki sıçrama, iradeli toplum oluşumlarına sıçratma imkanı vermiştir. Yabanıl toplum aşamasında insan grupları bir nevi gelişkin hayvan topluluklarının düzeyini yaşıyordu..."
Tümüyle doğa ile olma, parsel parsel olmuş doğadan bütünleşmiş doğaya dönüştür. Bu da demokratik ve sosyalist topluma varıştır. Bu denli iç içelik söz konusudur. İnsanı üreten EVRİM ZİNCİRİNE saygıdır.(Abdullah Öcalan, "Bir Halkı Savunmak" isimli kitabın "Ortadoğu'da Günce Durum ve Olası Gelişmeler" bölümünden alıntı)
Aletler ve ateş keşifleri geliştikçe ürünleri daha da artacak, arttıkça tür olarak daha hızlı gelişecek vePRİMATLARLA aradaki mesafe açılacaktır. EVRİMİN DOĞAL KURALLARI gelişmeyi belirlemektedir.(Abdullah Öcalan,"Bir Halkı Savunmak" isimli kitabın "Doğal Toplum" bölümünden alıntı)
Toplumsallık insan türünün varlık koşuludur. Kendinden önceki PRİMAT (insana en yakın familya) türünden kopup insanlaşması, toplumsallaşma düzeyiyle at başı gittiği sosyal bilimin en yakın bir gerçeğidir. (Abdullah Öcalan, "Bir Halkı Savunmak" isimli kitabın "Toplumsal Gerçeklik ve Birey" bölümünden alıntı)
PKK Dinsiz bir örgüttür:
20. yüzyıl kanlı komünist liderlerinin tümü ateisttir ve komünist bir toplumda dinin yeri olmadığını telkin ederek insanları dinsizliğe sürüklemişlerdir.  Aynı şekilde PKK'nın kanlı lideri komünist Abdullah Öcalan da ateisttir ve Darwinist bakış açısını paylaşan PKK'nın tümü aynı fikir sistemine sahiptir. Öcalan'ın izahlarından PKK terör örgütü mensuplarının dine karşı nasıl bir bakış açısına sahip olduklarını anlamak mümkündür:
Allah bir nevi Ortaçağ'ın feodal manifestosudur, temel yasası ve bildirgesidir. (Abdullah Öcalan, Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa, Cilt 1, Aralık 2001, s. 313)
Bizim din ile ilişkimiz yok. Halkımız Tanrı'dan, ideolojiden kopmalıdır.Ben çok uğraştım sonundaTanrıdan koptum.
Tanrıyı aştım. Böylece Abdullah Öcalan olabildim. İslam kadınımıza bir şey vermemiştir. Bunun yerine sosyalist ahlakı koyacağız."
"Tarih içindeki gelişimine baktığımızda, ALLAH tapımıyla birliğe ve güce ulaşılmak istendiği çok açık görülmektedir. Öyle sevgili kulun cennete gitmesi gibi kavramlar, işin fantezi kısmıdır, edebi kısmıdır."
"Tek Tanrılı din ideolojileri, baştan sona siyaset ideolojileridir. Dini söylem, ALLAH, peygamber ve melek gibi kavramlardönemin siyasi literatürüdür. (Abdullah Öcalan, Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa, Cilt 1, Aralık 2001, s. 204)
Lise dönemlerinde büyük felsefik bunalımı yaşadım. Tanrı ile savaşı verdim, bu savaştan başarı ile çıktıktan sonra yarı Tanrı oldum. (Abdullah Öcalan, Özgür Yaşamla Diyaloglar, Ekim 2002, s. 257)
Namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur. (Abdullah Öcalan, Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa, Cilt 1, Aralık 2001, s. 354)
Muhammed'in Allah'ı, ana kabilelerin birleşerek güçlenmesi ihtiyacını ifade eder. Bedevi kabilelerinin ortak tasavvurudur, birleşmiş Arap kabile gücüdür. Her topluluk kendini güçlendirdiği oranda, kendi Allah'ını yeniden tasarlamaktan geri durmamıştır. Tarihsel ve toplumsal gerçeklik budur. Günümüzün Allah'ı ise bilimin özüdür.
Kur'an-ı Kerim: İdeolojik kimlik düzeyinde gerçekleştirilen, Sümer mitolojisinin üçüncü büyük versiyonu, dönüşüm geçirmiş biçimidir.
Yazıma ikinci bölümde devam edeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder