28 Ekim 2013 Pazartesi

Vücudumuzda özel koruyucu sistemler olmasaydı?


Vücudumuzda özel koruyucu sistemler olmasaydı?
Hiç düşündünüz mü, vücudumuzda özel koruyucu sistemler olmasaydı nasıl yaşardık? Acaba kaç kişi son derece basit sebeplerle genç yaşta hayatını kaybederdi? Vücudumuzdaki özel koruyucu sistemleri incelediğimizde hiçbirinin tesadüfler sonucu oluşmadığına kanaat getiriyoruz. Herşey yerli yerinde, çok yüksek bir akıl tarafından yaratılmış. Her birimizin içine farkında bile olmadığımız özel sistemler koyulmuş. Ve böylece insanoğlu Allah tarafından adeta muhteşem bir zırh ile donatılmış. Şimdi isterseniz bu özel koruyucu sistemlerin neler olduğuna bir bakalım.
İnsan bedeni gerçekten de kusursuz birsavunma sistemiyle yaratılmıştır. Her insanın bedeninde var olan pek çok detay, günlük hayatta bize olağan gelen vücut reaksiyonlarımızı düzenler. Allah’ın bedenimizde yarattığı koruma kalkanlarından birkaçı şöyledir:
Amortisör Görevi Gören Tendonlar:
Kasların kemiklere tutunabilmesini sağlayan yapılara tendon adı verilir. Tendonlar olmadan günlük aktiviteleri bile yerine getirmek mümkün değildir. Tendonların öncelikli görevi kasın karşı koyduğu ağırlığın yükünü eklem hareketinin gerçekleşebilmesi için sert olan kemik yapıya aktarmaktır. Bacaklarımız ve kollarımızın ani zorlanmalara verdiği tepkiler üzerine yapılan çalışmalar ve deneyler göstermiştir ki; tendonlar vücudumuzda darbe emici olarak rol alırlar ve herhangi bir darbe sırasında açığa çıkan enerjiyi bacak kasları tepki vermeden önce emerler. Amortisör gibi davranan tendonlar böylece bacak kaslarını korurlar. Tendonlar kas darbeyi almadan önce yay gibi hızlı bir şekilde gerilirler. Saniyenin onda biri kadar bir süre sonra kaslar kendilerine düşen görevi yerine getirirler ve daha sonra tendonlar daha yavaş bir gerilimle kasların başlattığı hareketi yumuşatırlar ve emdikleri enerjiyi kaslara aktarırlar. Allah’ın yarattığı bu sistem sayesinde kaslar ciddi hasarlardan korunmuş olur.
Kolonlarda Güvenlik Sağlayan T Hücreleri:
Bazı mikroplar vücudumuza aldığımız besinlerin sindirimine yardımcı olurlar. Ama vücudumuzdaki bağırsaklarda hem zararsız hem de zararlı mikroplar gezinmektedir. Ancak bununla birlikte vücudumuzdaki bu koridorlarda adeta devriye gezen güvenlik görevlileri gibi çalışan ve yabancıların kimlik bilgilerini kontrol eden ajanlar da vardır. Bu ajanlar, Treg hücresi adı verilen özel beyaz kan hücreleridir ve Allah’ın ilhamı ile faydalı mikropları zararlılardan ayırt edebilirler. T hücreleri olarak da bilinen Treg hücreleri bağışıklık sistemini düzenleyici bir görev de yaparlar. Eğer düzenleyici T hücreleri uygun biçimde görevlerini yapamazlarsa bu durumda bağışıklık sistemi hastalıkları oluşur. Vücudumuzun savunma sisteminde önemli bir görev üstlenen T hücreleri evrendeki herşey gibi kendi yaratılışlarına uygun hareket ederler.
Kulak Amplifikatörleri (ses yükselticileri):
Allah kulağın salyangoz bölümünde prestin adı verilen bir motor protein yaratmıştır. Bu motor protein müziklerin tüm detaylarından zevk almamızı sağlayan mükemmel bir amplifikatör sistemin parçasıdır. Ses basıncı dalgaları son derece zayıf olabilirler; kulak zarı ve kemikçikler ses dalgalarını yükseltmek için kendi üzerlerine düşeni yaparlar. Ancak yine de ses dalgası son derece kısık kalabilir ve iç kulaktaki kohlea (salyangoz) içinde, daha da güçlendirme gerekebilir.


Bilindiği gibi işitme sırasında ortamda yayılan ses dalgalarının kulak zarını hareketlendirmesiyle oluşan titreşimler, çekiç, örs ve üzengi adı verilen kemikler üzerinden iç kulaktaki salyangoz (kohlea) adlı duyma organının içini kaplayan sıvıya aktarılırlar. IHC adlı iç tüy hücreleri titreşimleri, elektrik sinyallerine dönüştürür. Özellikle kısık seslerde olduğu gibi titreşimlerin zayıf geldiği durumlarda, IHC hücrelerinin algılama kabiliyeti düşmeye başlar. İşte bu noktada devreye OHC hücreleri (dış tüy hücreleri) girer. OHC hücrelerinin zarında bulunan silyaların (uzantı) titreşimlerle birlikte ileri geri hareket etmesi, hücre ile ortam arasındaki iyon trafiğinin düzenlenmesini sağlar. OHC hücreleri içindeki iyonların yoğunluğu, hücre zarındaki voltaj farkının, bu voltaj farkı da prestin proteininin şeklinin düzenlenmesine yardım eder.
Prestin, hücre zarındaki voltaj farkının azalmasıyla kısalıp, artmasıyla uzayabilen bir motor proteindir. Prestin motorları ihtiyaç duydukları enerjiyi kulağa gelen ses titreşimlerinden elde ederler. Hücre zarlarındaki bütün prestin moleküllerinin senkronize bir şekilde uzayıp kısalmaları, hücrenin de uzayıp kısalmasına yol açar. İşte bu hareket, kohlea içindeki sıvıda ilerleyen zayıf titreşimleri tekrar kuvvetlendiren ve IHC hücreleri tarafından algılanabilmelerini sağlayan bir pompa vazifesi görür. Dolayısıyla en zayıf fısıltıları dahi duymamız için moleküler seviyede prestin molekülleri vazifelendirilmiştir. Kulağa yüksek şiddette sesler geldiğinde ise, güçlü olan titreşimlerin OHC hücreleri tarafından daha da kuvvetlendirilmesi önlenir. Kısık sesler kulaklarımıza ulaştığında hareket kabiliyeti zirveye çıkartılan prestinin bu özelliği yüksek titreşimli seslerde elinden alınır.Allah’ın kulaklarda yarattığı bu mükemmel sistem sayesinde etrafımızdaki kısık sesleri en güzel biçimde duyabilir ve dahası yüksek seslerden aşırı rahatsızlık duymayız.
Havadaki başıboş titreşimlerin yüksek ve düşük frekanslı seslere dönüşmesi ve bu seslerin bir et parçası tarafından algılanması, aklı ve şuuru olmayan hücrelerin uzayıp kısalarak sesin şiddetini ayarlaması elbette büyük bir mucizedir.
Vücudumuzu incelediğimizde istem dışı işleyen organlara ait, kendi kendini koruyan, iyileştiren ve hiç şaşmadan işleyen hayranlık uyandıran sistemlerle karşılaşırız. Çeşitli yöntemler geliştirmek, anlaşmak, plan yapmak ve bu planlar doğrultusunda mükemmel bir organizasyon ile hareket etmek gibi vasıfların bilinci olmayan hücrelerden veya organlardan beklenemeyeceği açıktır. Bir insan topluluğu dahi, böylesine kusursuz bir biçimde organize olarak hareket edip yapacaklarını aksatmadan, unutmadan, şaşırmadan, karmaşa çıkarmadan yerine getiremez. Tüm sistemleri kusursuz şekilde rahmetiyle kontrol eden Allah, vücudumuzu da mükemmel bir düzen içinde yaratmıştır. Öğrendiğimiz her bilgi, bize Allah’ın yüceliğini ve üstün kudretini kanıtlayan yaratılış delillerindendir. Bir Kuran ayetinde Rabbimiz’in yaratma sanatı şöyle bildirilmiştir:

“Allah, yeryüzünü sizin için bir karar, gökyüzünü bir bina kıldı; sizi suretlendirdi, suretinizi de en güzel (bir biçim ve incelikte) kıldı...” (Mümin Suresi, 64)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder