16 Ağustos 2013 Cuma

Komünizmin gerçek tarihi – E Book

Komünizmin gerçek tarihi – E Book
Komünizmin gerçek yüzü son derece dehşet vericidir.

Komünizm: 20. yüzyılı kana bulayan ideoloji. Bir hiç uğruna, bir yalan uğruna sefalete, açlığa, kıtlığa sürüklenen milyonlarca zavallı insan...Tam 100 milyon erkek, kadın, yaşlı, küçük çocuk, bebek sadece “komünizm” denen bu soğuk, katı ve vahşi ideoloji nedeniyle yaşamını yitirdi. Komünizmin gerçek tarihine baktığımızda hiçde insanlara empoze edilmeye çalışıldığı gibi eşitlik, hak, özgürlük kavramlarıyla donatılan bir toplum göremiyoruz. Tam tersine komünist liderler tarafından temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakılan, göçe zorlanan, sistemli olarak kıtlıkla yüz yüze getirilen, hapsedilen, işkence edilen, çalışma kamplarında köle olarak çalıştırılan insanlar görüyoruz. Bu yüzden halka eşitlik masalları altında komünizm dayatılmaya çalışılırken gerçekte komünizmin nasıl silahlı bir mücadele getirdiği çok iyi bilinmelidir. Bu önereceğim kitap komünizmin gerçek tarihini çok güzel anlatıyor. Herkesin mutlaka okumasını tavsiye ederim. Okuduğunuzda komünizmin nasıl şiddet yanlısı bir ideoloji olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Bu linkten kitabı okuyabilirsiniz:

http://komunizmingercektarihii.blogspot.com/ 
Komünist rejimle milyonlarca insanın perişan olup ölmesine neden olan Marx, Stalin, Lenin ve Trotsky’nin saldırı, öfke ve çatışmayı öven ifadeleri olayın korkunç boyutunu daha iyi ortaya koymaktadır:  
Marx: "Eğer çelişme ve çatışma olmasaydı, var olan herşey, nasılsa öyle kalırdı" "Şiddet yeni bir topluma gebe her eski toplumun ebesidir"  
Lenin: Bizim ilgilenmekte olduğumuz olgu, silahlı mücadeledir; bu mücadele, bireyler ve küçük gruplar tarafından yürütülmektedir. Bir kesimi devrimci örgütlere ait iken, öteki kesimler herhangi bir devrimci örgüte bağlı değildirler. Silahlı mücadele, birbirlerinden kesinkes olarak ayrılması gereken, farklı iki amaca yöneliktir; önce, bu mücadele kişilere, liderlere ve ordu ve polisteki görevlilere suikast yapmayı amaçlar, ikinci olarak, hem hükümete ait, hem de özel kişilere ait para kaynaklarına elkoyar. El konulan paralar kısmen parti kasasına, kısmen özel silahlanma amacına ve ayaklanma hazırlığına, ve kısmen de tanımlamakta olduğumuz mücadeleye katılan kişilerin geçimine gider. Büyük el koymalar gerçekten de öncelikle devrimci partilere gitmiştir -küçük elkoymalar çoğunlukla, bazen de tümüyle "el koyucuların" geçimine gider.  
Mustafa Kemal Atatürk komünizmle ilgili görüşlerini şöyle dile getirmiştir:  
"Bolşeviklere gelince, bizim memleketimizde bu doktrinin hiçbir şekilde bir yeri olamaz. Dinimiz, adetlerimiz ve aynı zamanda sosyal bünyemiz tamamiyle böyle bir fikrin yerleşmesine müsait değildir. Türkiye'de ne büyük kapitalistler, ne de milyonlarca zanaatkar ve işçi vardır. Diğer taraftan zirai bir problemimiz yoktur. Son olarak, sosyal bakımdan dini prensiplerimiz bolşevizmi benimsemekten bizi uzak tutmaktadır." (Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, IV., 1917-1938, Ankara, 1964, s.78)  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder