Evrenin en büyük su kütlesi Dünya'dakinin 140 trilyon katı!
Hayalinizde uzayın ne kadar büyük olduğunu canlandırabiliyor musunuz? Milyarlarca galaksiyi, onların içine aldığı yıldızları, gezegenleri? Peki bu sonsuz boşluk içinde dünyanın ne kadar küçük olduğunu kavrayabiliyor musunuz? Bunu daha iyi anlayabilmeniz için son yapılan bir araştırmayı sizlerle paylaşacağım. Uzay araştırmaları yapan iki astronomi ekibi, evrenin bugüne kadar keşfedilmiş en büyük ve dünyaya en uzak su kütlesini ortaya çıkardı. Dünyadan 12 milyar ışık yılı mesafedeki bu su kütlesi, dünya okyanuslarının içerdiği toplam su kütlesinin tam 140 trilyon katı büyüklüğe sahip!
Buhar halindeki su kütlesi, “kuasar” olarak adlandırılan ve ortasında, çevresindeki maddeyi yutan büyük bir kara delik bulunan gök cismini sarıyor.NASA’nın Kaliforniya’daki laboratuvarından Matt Bradford, kuasar çevresindeki ortamın oldukça özgün bir yapıya sahip olduğunu belirterek, bu yapının "devasa büyüklükte su ortaya çıkardığını" belirtti.
Keşfi yapan ekiplerden birinin başkanı olan Bradford, "yeni keşif bir kez daha gösterdi ki su, evrende oldukça yaygın ve hatta evrenin en erken zamanlarından beri var" dedi. Bu ekibin bulguları, “Astrophysical Journal Letters”’da yayımlandı.
Kuasarlar, çevresini bir disk şeklinde saran gaz ve toz kümesini emen devasa bir karadeliğe sahip gök cisimleridir. Kuasarın karadeliği, bu tüketiminin sonucunda diskin ortasından her iki yöne doğru müthiş bir enerji fışkırtıyor. Su kütlesinin bulunduğu bu kuasarın kara deliği Güneş’ten 20 milyar kat (!) daha yoğun ve Güneş’ten, "Bin trilyon kat" enerjiye sahip.
Bu kadar uzakta ve evrenin erken dönemlerinde var olan su kütlesi ilk kez keşfediliyor. Güneş Sistemi’nin dahil olduğu Samanyolu Galaksisi’nde de su buharı bulunuyor ancak galaksimizdeki su kütlesinin çoğu buz halde bulunuyor.Samanyolu’ndaki su kütlesi, bu kuasarda bulunandan 4.000 kat daha az. Bunun nedeni de suyun, Samanyolu’nda daha çok buz formunda olması.
Kuasardaki su buharı, gök cisminin karadelik etrafında dönen gaz kütlesinin içerisine dağılmış durumda. Bu gaz bölge, yüzlerce ışık yılı genişliğinde (1 ışık yılı, yaklaşık 6 trilyon mil veya 9 trilyon 650 milyon kilometre). Kuasardaki su buharı ile, karbonmonoksit gibi diğer moleküllerin ölçümleri, çevreleyen gazın yoğunlaşarak yıldızları oluşturuyor olabileceğini gösteriyor.
Ölçümler, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nün Hawai’deki teleskobu kullanılarak, Bradford’un ekibince 2008’den beri yapılıyor. Kuasar üzerinde çalışan ikinci ekip ise, Alpler’deki Caltech Submillimeter Gözlemevi başkan yardımcısı, fizikçi Dariusz Lis başkanlığındaki bir ekip. Bu ekip de kuasardaki ilk su buharı gözlemini 2010’da yaptı.
Görülüyor ki, bilimin sınırsız uzayın ve evrenin henüz bilinmeyenlerini keşfi devam ediyor, bu buluşlar evrenin yaratılışı ve bu yaratılıştaki bilimselliğe de ışık tutacak. Bu oldukça evrenin bu müthiş planlı yaratılışına daha da çok hayranlık duyacağız.. Çünkü dile kolay ama akla sığdıramayacağımız mesafelerden ve miktarlardan bahsediyoruz, evrende bir yerlerde bulunan müthiş bir enerjiden bahsediyoruz. Ve bu daha keşfedebildiğimiz boyutlar. Bunların karşısında bir de galaksimizin ve bizlerin ne kadar küçük ve ne kadar güçsüz olduğumuzu bir düşünün....
“... Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın.” [Yunus Suresi, 61.ayet ]
“Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için.” [Talak Suresi, 12.ayet]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder