Vücudumuz elektrik üretirken neden bize elektrik çarpar biliyor musunuz?
Bildiğiniz gibi insanın kendisi aslındaelektrikten ibaret ve içimizde elektrik üretimi olmadan var olmamız mümkün değil vehücrelerimizde bir an bile kesilme olmadan elektrik üretimi gerçekleşiyor.Peki dışarıdan yapay olan elektrik, insanı neden ve nasıl çarpar? Bu ilginç bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
İnsanların elektriğe çarpılmaları aynı zamanda elektriğin bir iletkeni olmalarından kaynaklanıyor. Sıvılar iyi iletkendirler, yani elektriği iyi iletirler. Ki vücudumuzu içi sıvı dolu bir kap olarak düşünürsek, insan elektriğin iyi bir iletkenidir ama elektriğe karşı bütün koruma görevi derimize kalıyor. O da vücudumuzun her tarafında aynı kalınlıkta değil. Islanınca o da iletkenleşiyor, hele üzerinde bir yara varsa direnci tamamen yok oluyor.Evlerimizde priz ve kablolarda 220volt ve 50 Herz akım vardır. Ne kadar ilginçtir ki, bir elektrik akımının insana en tehlikeli frekans aralığı 50-60 HZ.dir. Elektrik akımını evimizdeki su tesisatına benzetebiliriz. Suyun basıncı neyse "Volt" da odur. "Amper" de suyun miktarının karşılığıdır.
Elektriğe çarpılmada süre de önemlidir. Süre uzarsa deride yaralar oluşur ve elektrik bu yaralardan daha çabuk geçer. Derimizden geçen elektrik akımı derhal zaten elektrik yüklü sinir sistemimizi etkiler. Beyindeki nefes alma merkezini felç eder, kalbin ritmini bozar hatta durmasına neden olur.Elektrik çarpmasının sonucu genellikle kalp durması olduğu için ilk yardım da ona göre yapılmalıdır. Ki kalbi çalıştırmak için yine elektroşok kullanılır. Elektriğe nereden çarpıldığımız da önemlidir. Elektriğin elden ele veya elden ayağa geçmesi aradakihayati organlarımıza zarar verebilir.
Elektriğe çarpılmada süre de önemlidir. Süre uzarsa deride yaralar oluşur ve elektrik bu yaralardan daha çabuk geçer. Derimizden geçen elektrik akımı derhal zaten elektrik yüklü sinir sistemimizi etkiler. Beyindeki nefes alma merkezini felç eder, kalbin ritmini bozar hatta durmasına neden olur.Elektrik çarpmasının sonucu genellikle kalp durması olduğu için ilk yardım da ona göre yapılmalıdır. Ki kalbi çalıştırmak için yine elektroşok kullanılır. Elektriğe nereden çarpıldığımız da önemlidir. Elektriğin elden ele veya elden ayağa geçmesi aradakihayati organlarımıza zarar verebilir.
Elektriğe çarpılınca şoka girmemizin nedeni kendi elektriğimizdir. Sinir sistemimizin ürettiği elektrik ile dışardan çarpıldığımız elektrik karşılaşıp iç içe girince vücudumuzda kasılmalar ve titremeler yaratıyor.Bazı bilim insanlarının elektrik çarpması konusunda biraz farklı görüşü var. Elektrik çarpmasında voltajın değil de akımın şiddetinin yani amperin önemli olduğu ileri sürülüyor. Bu konuda elektrik mühendisleri ile fizikçiler arasında görüş ayrılığı var. Zaten elektriğin kendisinin de tam bir tanımı yapılmış veya tek bir tanım üzerinde uzlaşma sağlanmış değil. Çünkü özellikle kuantum fiziğinin de gelişmesiyle elektriğin parçacık fiziğiyle de açıklaması yapıldı ve farklı koşullarda farklı davranabildiği de üzerinde araştırmalarda ulaşıldı.
Elektriğin öldürücü gücünün voltaj (yani basınç) değil de akım miktarı olduğunu öne sürenlere göre akım doğrudan kalbi etkiliyor. Bu düşünüşe göre bir ile beş miliamperde acı başlıyor; 100 miliampere gelince sinirler reaksiyon gösteriyor ve 100-300 miliamperde şok oluşuyor. Tabii bütün bu değerlendirmeler tam bir bilimsel sınıflandırma değil.
Yani tuzlu bir suyun içinde iseniz, cereyan tüm vücudunuza birden değeceğinden mili değil mikroamper seviyesinde bile bir akımdan zarar görebilirsiniz.
Yani tuzlu bir suyun içinde iseniz, cereyan tüm vücudunuza birden değeceğinden mili değil mikroamper seviyesinde bile bir akımdan zarar görebilirsiniz.
Elektriğe çarpılanlar eğer ölmezlerse, genellikle hayatlarının geri kalan kısmını bu olayın izi kalmadan, problemsiz olarak yaşayabiliyorlar. Ama az miktarda da olsa sinir sistemi üzerinde hasar bırakabiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder