3 Ağustos 2013 Cumartesi

“Alnım açık” ifadesinin bilimsel açıklamasını merak ediyor musunuz?

“Alnım açık” ifadesinin bilimsel açıklamasını merak ediyor musunuz?
Bir insan hareketlerine yön veren kararlar alırken, bunu bir robot gibi yalnızca mantık kurallarına dayanarak yapmaz. Vicdanını da dinleyerek duygularını hesaba katar. Bilimsel araştırmalar, beynin ön lobunda yer alan “ventromedial prefrontal korteks” adlı bölümün bu kararları almada rol oynadığını saptamıştır. Peki, beynin bu kısmının olmaması insanı ne tür olumsuz davranışlara sürükler? 
Kendi kendini kontrol edebilme, olgunluk, sonuç çıkarma, ince düşünceli ve nazik olma, kararlılık gibi pek çok olumlu davranış beynimizin ön lobu tarafından kontrol edilir. Normal bir insanın beyninin ön lobunda yüksek bir hareketlilik olduğu bilinmektedir. Bu hareketlilik, insanın duygularının farkına varmasını sağlar. Sevgi, mutluluk, korku, pişmanlık, suçluluk gibi duygusal reflekslerin varlığı, kişinin beynindeki ön lobunun iyi çalıştığını gösterir. Beynin ön lobunu çalıştıran mekanizmayı inceleyen bilim insanları hayranlık uyandırıcı sonuçlarla karşılaşmışlardır. 
Beynin Ön Lobunu Çalıştıran Mucize Nedir? 
İnsan beynini diğer canlılardan ayıran en belirgin özellik, ön lob boyutunun diğer canlılara oranla %40 daha büyük olmasıdır. Bilim insanları beynin bu bölümünün, ezberlenmiş, otomatiğe bağlanmış işlemler sırasında faaliyette olmadığını, beyne bağlanan elektrotlarla ve değişik röntgen cihazlarıyla yapılan ölçümler sayesinde keşfetmişlerdir. Ancak yeni bir bilgi alındığı ve işlendiğinde ön lob harekete geçmektedir. Üstelik bu yeni öğrenilen bilgi mutluluk vericiyse, ön lob ışıl ışıl parlamaya başlar. 
Yeni bir şeyler öğrendiğimiz zaman, beynin ön lobu bu yeni bilgiyi öğrenmek için çok hızlı bir biçimde çalışır. 1.3 kg ağırlığındaki bu et parçasının her zamanki alışkanlıklarından farklı bir bilgi olduğunu “anlaması” elbette başlı başına bir mucizedir. Ancak bundan çok daha mucizevî olan bu yeni bilgiyi kullanmak için yeni devrelerini yani ön lobu bizim istemimiz dışında kullanıma açmasıdır. Ön lobun kaydettiği bu yeni bilgiler, davranış modellerimizi değiştirerek çevremizi farklı şekilde algılamamıza yol açar. Bu döngüyü, yani yeni bir bilginin farklı sonuçlar oluşturmasını biz takip etmeyiz. Bu mekanizma mucizevî bir biçimde adeta otomatik olarak gerçekleşir. 
Peki, ön lob tam olarak nerdedir? 
Beynin ön lobunun bulunduğu kısım burnun hemen üstünde başın ön kısmında yani alnımızdadır. Kuran-ı Kerim’de de tam da bu noktaya dikkat çekilerek, ön lobun nasıl denetlendiğinine şöyle dikkat çekilmektedir:“…O’nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur…” [Hud Suresi, 56.ayet] 
Beynin Ön Lobunun Farklı Şekilde Çalışması Nelere Sebep Olur?  
Yapılan araştırmalar ön lobda bir bozukluk olması veya faaliyet olmaması durumunda insanlarda davranış bozuklukları meydana geldiğini ortaya koymaktadır. Çünkü beynin ön lobundaki hareket azlığı nedeniyle pişmanlık, suçluluk, korku gibi insani duygular yaşanmaz ve ön lobun bu farklı işleyişi, kişileri şiddete yönlendirir. Nitekim acımasızca cinayet işleyen katiller, teröristler ve diktatörler gibi kişilerin beyinlerinin ön lobunun normal insanlarınkinden farklı çalıştığı, PET (Positron Emission Tomography) gibi görüntüleme teknikleriyle belirlenmiştir. 
PET, beynin yakıtı sayılan glikozun, beynin değişik bölgeleri tarafından ne kadar tüketildiğini ölçer. Verilere göre saldırgan ve acımasız kişilikli insanların prefrontal kortekslerindeki glikoz seviyesi, normal insanlarınkinden çok daha azdır. Bu ise beynin ön lobunda bir hareketsizlik meydana getirmekte ve normal insanlardan farklı çalışmasına neden olmaktadır.

Yani beynin ön lobunun normal çalışmaması durumunda birbirinden farklı kişilik bozuklukları oluşmaktadır. Bu kişilik bozukluklarından bazıları şunlardır: 
Suça eğilim: Amerikalı bilim adamı Adrian Raine’in belirttiğine göre beynin ön lobunun zarar görmesi veya normal çalışmaması insanın düşüncesizce hareket etmesine, kendi kendini kontrol edebilme yeteneğinin kaybına, çocukça hareketlerde bulunmaya, zaman kavramında zayıflamaya, karar verme yetisinin kaybolmasına yol açmaktadır. Saldırgan ve acımasız kişilikli insanların beyinlerinin çeşitli uyaranlara verdiği tepkilerin incelendiği bir bilimsel araştırmada, bu kişilerin beyinlerinin ölüm, acı gibi sözcüklere ve diğer insanların beyinlerinde tepki uyandıran şiddet içeren kan dolu resimlere neredeyse hiç tepki vermediği ortaya çıkmıştır. 
Sevgisizlik: Araştırmalar, kişilik bozukluğu sergileyen kişilerin sevgi sözcüklerine, “Bir fincan kahve verir misin?” der gibi duygusuzca söyleyebildiklerini göstermiştir. Bir dizi seri katil üzerinde yapılan beyin taramalarına göre, bu kişiler en yakınlarının resimleri gösterildiği zaman bile en küçük bir duygu belirtisi göstermemişlerdir. 
Anti sosyal kişilik bozukluğu: Bu kişilerin kişisel ve sosyal ilişkilerde de başarısız oldukları çeşitli örneklerle saptanmıştır. Bu başarısız sosyal ilişkilerin temelinde hafıza sorunları, kendilerini kontrol edememeleri, tembellik, ilhamsızlık, uyuşukluk, insiyatif eksikliği, gelecekle ilgili proje yokluğu, yeni bir şeyler öğrenmeme ve kolaylıkla dikkat dağılmasının neden olduğu belirtilmiştir. 
Bu bölgenin fonksiyonları hakkında fizyoloji dalında yapılan araştırmalar neticesinde elde edilen bilgiler Essentials of Anatomy and Physiology (Anatomi ve Fizyolojinin Esasları) isimli kitapta şu şekilde geçmektedir: 
“Hareketlerin motivasyonu, planlama öngörüşü ve başlatılması alın loblarının ön kısmı olan ön alın bölgesinde (cerebrum) gerçekleşir. Burası çağrışım (birlik) korteksinin bir bölgesidir...” 1 
Kitapta bu bölge ile ilgili ayrıca şu ifadeler yer almaktadır: “Hareketle olan ilgisiyle beraber, ön alın bölgesinin aynı zamanda saldırganlığın da fonksiyonel merkezi olduğu düşünülmektedir...” 
Bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, beynin ön alın bölgesi, planlama, motivasyon ve iyi veya kötü hareketlerin başlatılması, yalan veya doğrunun söylenmesi ile ilgili faaliyetlerin tümünü yürütmektedir. Bir Kuran ayetinde günahkâr olan alnından ifadesinin geçmesi de son derece manidardır: 
“Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz; o yalancı, günahkar olan alnından.” [Alak Suresi, 15-16.ayetler] 

Kaynaklar: 
(Rod R. Seeley, Trent D. Stephens, Philip Tate, Essentials of Anatomy & Physiology, 2. baskı, Mosby-Year Book Inc., St. Louis, 1996, s. 211; Charles R. Noback, N. L. Strominger, R. J. Demarest, The Human Nervous System, Introduction and Review, 4. baskı, Lea & Febiger, Philadelphia, 1991, ss. 410-411) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder