9 Ağustos 2015 Pazar

Acun Ilıcalı'nın hayatı oyun oynamak ve oynatmakla geçiyormuş! Peki ya sonra?


Acun Ilıcalı'nın hayatı oyun oynamak ve oynatmakla geçiyormuş! Peki ya sonra?
Acun Ilıcalı hedeflerini değiştirip halkı bilinçlendirme ve eğitme yoluna gitmeli.

Acun Ilıcalı bir röportajında şöyle demiş: “Benim hayatım hep oyun oynamak ve arkadaşlarıma oyun oynatmakla geçti. Şimdi de aynı şeyi tüm Türkiye ile birlikte yapıyoruz ve hep birlikte eğleniyoruz.”
Hayatı bir oyundan ibaret gören Acun Ilıcalı acaba bu hayatın sonunun ne derece farkında diye düşünüyor insan.
Acun Ilıcalı yaptığı programlar Türkiye’nin gençlerinin ve büyük bir kesimin kültürünü tamamen bozacak programlardır. Acun Ilıcalı Survivorve Fear Factor yarışmalarında insanları açlıktan insanlıktan çıkarır. Yine yarışmacıları birbirine düşürtüp Türk halkının saatlerce bu kavgaları, dövüşleri seyretmesine vesile olur. Yine Acun IlıcalıTelevole kültürünü Türkiye’ye getiren kişidir. Bu programlarda alabildiğine dedikodu yapılır. Yine insanlar saatlerce boş boş konuşmaları seyreder.
Acun Ilıcalı hayatın bir oyun ve eğlence yeri olmadığını ne zaman görecek acaba? Bu yaptığı programlar halkın içini boşaltıyor, maneviyatını kaybettiriyor. Halka hiçbir şey kazandırmadığı gibi halkın değerlerini de, insanlığını da yok ediyor. Fear Factor yarışmasında para için örümcek yiyen, yılan dolusu kutulara kafasını sokan insanları hatırlayın. Aynı kepazelik “Aileler Yarışıyor” programında da yaşanıyor şu an. Orada da araba kazanmak için kocasına “beni başka erkeklerle düşün” diye bağıran yarışmacıyı hatırlayın. Şimdi bu toplumun bozulması ve yozlaşması değil mi? Bunun bir kare sonrası her türlü sapıklığı, rezilliği normal gören, uyuşturucu içip, içki içip sokaklarda kendini kaybeden, materyalist zihniyetle birbirini ezen gençliğin yetişmesi değil mi? (Ki bunu el birliğiyle bir nebze ülkemizde de başardılar.)
Survivor yarışmasında da Acun Ilıcalı insanların bütün değerlerini aşama aşama nasıl kaybettiklerini insanlara seyrettiriyor. Bu yarışmada da evrim teorisinde olduğu gibi “güçlü olan kazanır, zayıf olan ezilir ve yok edilir” mantığı işleniyor ve bu safsata mantık tüm gençlere empoze ediliyor. İnsanlar birbirine düştükçe halkta sanki eğlenecek bir konu varmış gibi zevkle bunu seyrediyor.
Acun Ilıcalı bütün bu yaptıklarını halkı gülüp eğlendirme olarak görebilir ama gerçek hiç de öyle değil. Allah bir ayetinde dünyanın oyun ve eğlence yeri olmadığını bize çok net söylüyor:
Biz, bir 'oyun ve oyalanma konusu' olsun diye göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları yaratmadık. (Enbiya Suresi, 16)
Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi. (Ankebut Suresi, 64)
Şimdi Acun Ilıcalı bütün bu oyunları oynayıp eğlenirken ve milyonlarca insanı da oyalarken bunun tabii ki bir sorumluluğu ve karşılığı da var. Elinde böylesine büyük bir imkânı olan bir insan, kanalı olan bir insan, kanalında sadece halkın içini boşaltan, onlara hiçbir şey kazandırmayan programları onlara seyrettirip duruyor. Hem de saatlerce günlerce boş boş konuşmaları dinlettiriyor. Aynı şeyi yapacağına elindeki imkânlarla halkın imanını arttıran iman hakikatleri programları, Kuran mucizeleri programları yayınlattıramaz mı? Evrim teorisinin geçersizliğini anlatan, yaratılış mucizelerini anlatan programlar yayınlattıramaz mı?  Yine ahir zamanla ilgili, gerçekleşen hadislerle ilgili programlar yayınlatamaz mı?
Halkın dinimiz konusunda ne kadar bilgisiz olduğu ortada. Ramazan programlarında sorulan soruları Acun Ilıcalı görmüyor mu? Elbette görüyor. Halkın hurafelere boğulmuş olduğunu kendisi çok iyi bilir. Halkı bu hurafelerden kurtarıp sadece Kuran’a yöneltecek hocalara programlar yaptırıp halkın bilinçlenmesini sağlayamaz mı? Elbette sağlayabilir, çünkü her türlü imkânı var.
Ama bütün bunları yapmayıp tüm hayatını oyun ve eğlenceye adıyorsa o zaman bunun da bir sorumluluğu olduğunu bilmeli. Zengin malını Allah yolunda kullanmalı, akıllı olan aklını Allah yolunda kullanmalı, imkânı olan tüm imkânlarını Allah yolunda kullanmalı. Aksi takdirde reytinglerin çok yüksek olması insana sadece bu dünyada çok yüzeysel, içi bomboş bir başarı (!) getirir, ahirete ise o insan elleri bomboş gidebilir. Allah mutlaka her insana “sana o kadar imkân verdim, sen bu imkânları ne için kullandın?” diye soracak ve o insandan bir cevap bekleyecektir. Samimi bir Müslüman olarak bu gerçekleri kendisine hatırlatmak da bize düşen sorumluluktur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder