9 Ağustos 2015 Pazar

Kızdığınız kişiyle zihninizi meşgul ederseniz ne olur?


Kızdığınız kişiyle zihninizi meşgul ederseniz ne olur?
Kuran'a göre müminin üzülmesi, ağlaması haramadır, mümin tevekkül etmekle yükümlüdür.

Kendi kendinize senaryolar üretirsiniz.
O kişiye takılıp kalmakla, aileniz ve çocuklarınızı incitirsiniz.
Kızdığınız kişi belki mutluyken, siz kendi kendinizi mutsuz etmeye devam edersiniz. Çevrenizdeki dostlarınızı da incitmeye başlarsınız. Sinir hastası olmaya başlar, aşırı öfke üzüntüye kapılıp sonunda kalp hastalığı, bel fıtığı, ülser vekanseri tetiklersiniz.
Sizin bu durumunuz, takıntı yaptığınız kişiye asla zarar vermez.
Siz sadece kendinize ve yakın çevrenize zarar verirsiniz…
Tercih sizin, ya kendi kendinize zarar vererek takıntı yapmaya devam edin, ya da her şeyi zamana bırakın…
Bütün bu açıklamalar doğru. Bir de imani yönden değerlendirirsek Kuran’a göre kızmak, sinirlenmek, öfkelenmek mümine yakışmaz. Her olay insanın kaderindedir. Eğer bir insan size bir söz söylüyorsa o sözü kaderinde olduğu için söylüyordur, kendi kendine değil. Sözü Allah söyletir, olayları Allah evirip çevirir. Eğer insan böyle derin düşünmezse olayları, sözleri, yaşananları Allah’a değil de insanlara verir. Bunun ardından da acı çekmeye, üzülmeye, ıstırap duymaya başlar. “Neden böyle söyledi, neden böyle davrandı? diye düşünüp düşünüp, kendisini yer durur. Hâlbuki insan kendi başına hareket edemez, adım bile atamaz, ağzından bir kelime bile çıkmaz. Her söylediği, her yaptığı kaderindedir, Allah’ın yaptırdığı hareketleri yapar.
Mümin bu bakış açısıyla olayları değerlendirmeli ve dünyanın nefis eğitimi üzerine kurulu olduğunu bilmeli. Tüm olaylar Allah tarafından insanın kendisini eğitmesi için özel olarak yaratılır. Ne yanınızdaki insan tesadüftür, ne bedeninize gelen hastalık, ne geçirdiğiniz bir kaza. Allah hepsiyle sizi imtihan eder ve Kendisine yönelip yönelmeyeceğinizi dener. Müminler samimi bir kalple Allah’a yöneldiklerinden her imtihanda Allah’a sabırla ve tevekkülle şükrederler. İnkâr edenler ise nimet içinde olsalar da yakınırlar, zorluk içinde olduklarında da isyan ederler. İşte samimi mümin ile inkar eden insan imtihan ortamında böyle birbirinden ayrılır. Biri imtihan olduğunu bilerek, her şeyde bir hayır görerek, mutmain bir nefisle neşe içinde yaşar. Diğeri de sürekli ıstırapla, kederle “neden bunlar benim başıma geldi” diyerek hayatı kendisine ve çevresine zindan eder.
Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. (Bakara Suresi, 155)
Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz. (Enbiya Suresi, 35)
Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı. (Saffat Suresi, 106)
Hiç şüphesiz, Biz her şeyi kader ile yarattık. (Kamer Suresi, 49)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder