9 Ağustos 2015 Pazar

Umutsuzluk yok çünkü imkansız diye bir şey yok...


Umutsuzluk yok çünkü imkansız diye bir şey yok...
Allah neyi yaratırsa kaderde en güzelini en hayırlısını yaratır, her olay bir imtihandır, eğitimdir.

İnsanlara bakıyorum da, hemen hemen çoğu birşeylerden ümit kesmişler. Konuştuklarında da ne kadar kesin konuşuyorlar. “Yok öyle bir şey asla olmaz” diyorlar. “Asla iyileşmem, ben hiç iyi bir işe giremeyeceğim, ben doğru düzgün birini asla bulamayacağım, ben hiç refaha kavuşamayacağım...” ve bunlar gibi içinde bir parça bile umuttaşımayan binlerce söz söyleniyor...
Böyle konuşan insanlar bilmiyorlar ki, bu şekilde konuşmalar adeta fiili dua oluyor. Allah’tan ümit kesmişler ya, Allah’ın sonsuz gücünü inkar edip unutmuşlar ya, bütün gücün ve kuvvetin kendilerinde olduğunu sanıyorlar ya, işte o zaman bütün olumsuzluklar üzerlerine çöküveriyor. Adeta dipsiz bir kuyu gibi, içinde debelenip duruyorlar ve bir türlü o kısırdöngüden kurtulamıyorlar. Onlar olumsuz konuştukça, ters oldukça işleri de durmadan ters gidiyor.
Halbuki Allah’a iman eden mümin bilir ki imkansız diye bir şey yok. Her işi evirip çeviren Allah’tır. Sonsuz bir güçle tüm kainatı ve içindekileri yöneten Allah’ın yaptıklarıyla insanın kafasından geçen düşüncenin sıradanlığını bir kıyaslayın. Allah aynı anda binlerce insanı dünyaya getiriyor, binlercesini öldürüyor, kainattaki tüm canlıları doyuruyor, besliyor, temizliyor. Yine tüm canlıları yeryüzünde bir ülkeden diğerine hareket ettiriyor. Yerdeki de gökteki de, toprağın altındaki de Allah’tan bağımsız değil. Herşey ama herşey Allah’ın kontrolünde gerçekleşiyor. Bu yüzden Allah ayetinde “Allah’tan habersiz bir yaprak bile düşmez” diyor.
Müminler her ne olursa olsun asla Allah’tan ümit kesmezler. Allah ayetinde ancak sapıkların Allah’tan ümit kestiklerini şöyle bildirir:
Dedi ki: "sapıklar dışında Rabbinin rahmetinden kim umut keser?" (Hicr Suresi, 56)
Hz. İbrahim ateşe atılırken Allah’tan hiç ümit kesmedi, Hz. Yusuf daha küçücük yaşta kuyuya atılırken ve haksız yere 7 yıl hapse atılırken Allah’tan hiç ümit kesmedi. Peygamberimiz Hz. Muhammed tüm kavim kendisine karşı çıkarken ve müşrikler azgınlıkla üstüne çullanırken Allah’tan hiç ümit kesmedi. Firavun kavmini çaprazlama kestirirken ve Hz.Musa’nın peşine düşmüşken, Hz. Musa Allah’ın yardımından hiç ümit kesmedi. Yine peygamberimiz mağarada saklanırken düşmanlar tam mağaranın önüne geldiğinde Allah’tan ümit kesmedi. Hz. Musa düşmanlar arkasındayken denizin önüne geldiğinde Allah’tan ümit kesmedi ve deniz yarıldı ve denizin içinden geçtiler.
Sonuçta Allah için imkansız diye bir şey yoktur. Allah’ın gücünün yetmeyeceği hiçbir konu yoktur. Allah’ın iyileştiremeyeceği hiçbir hastalık yoktur. Allah’ın yenemeyeceği hiçbir kavim yoktur. Yine Allah’ın iman ettiremeyeceği hiçbir kavim yoktur. Eğer bir iş olmuyorsa Allah dilemediği için olmuyordur, oluyorsa da Allah dilediği için oluyordur.
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemenoluverir. (Bakara Suresi, 117)
Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin tümü, topluca imanederdi. Öyleyse, onlar mü'min oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın? (Yunus Suresi, 99)
Bu gerçeği çok iyi bilen mümin kendisini ve hayatını Allah’a teslim eder. Hayatında yaşadığı her kare zaten daha doğmadan Allah tarafından kaderine yazılmıştır. Mümin kaderinin dışına çıkamaz, ancak kaderini seyreder. Bu hayatı yaşarken kendisine düşen güzel bir sabırdır, tevekküldür. Eğer bir iş olmuyorsa mümin ferah bir kalple “ vardır bir hayır” der ve Rabbine sevgiyle yönelir. Tabii ki her zaman ümitvar olmak için ve umut kesmemek için samimi bir kalp ve derin bir iman gerekir...
Umutsuzluk yok, dua var.
Acele etmek yok, sabretmek var.
İmkansız diye bir şey yok,
Çünkü Allah var...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder