Çocuğum potansiyel suçlu mu?
Eğer çocuğu maneviyattan uzak yetiştirirseniz potansiyel suçlu olmasına şaşırmamalısınız.
Adaleti, merhameti, hoşgörüsüyle övündüğümüz toplumumuzda, son yıllarda üzülerek görüyoruz ki, birçok değer hızlı bir erozyona uğruyor. Özellikleçocukluğumuzdan beri tekrarladığımız övündüğümüz ve ezberlediğimiz konularda. Kapkaç, gasp, hırsızlık, tecavüz, cinayet ve yolsuzluklar derken maalesef güzel vatanımız Türkiye’miz bir 'suç toplumu' olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakıldı...
Peki bu konuda acilen ne yapmamız gerekiyor? Şu bir gerçektir ki, suç işleme potansiyeli çocukluktan başlar, bir çocuk nasıl bir ortamda ve ne terbiye ile yetişirse, büyüklerinden ne görürse onu uygular. Burada anne babalara ve aile büyüklerine büyük sorumluluk düşüyor. Aile olma değerini korumak, ailelerimizdeki inanca, ahlaka, birliğe, sevgiye, saygıya değer verdiğimiz öteden beri gelen yapımızı korumamız, koruyabilmemiz lazım...
Bugün suç toplumu olarak en önde gelen devletlerden biri olan Amerika’da durum öyle bir hal almış ki, Polis Müdürlüğü okullarda ve kentlerdeki tüm evlere çocukların nasıl yetiştirilmesi gerektiğine dair not ve afişler dağıtır hale geldi.
BİZ BU UTANILACAK DURUMA GELMEYELİM, POTANSİYEL SUÇLU YETİŞTİRMEMEK ADINA AŞAĞIDA SIRALADIKLARIMIZI MUTLAKA YAPALIM VE ASALETİYLE, İMANIYLA, ADALETİYLE, GÜCÜ VE ZEKÂSIYLA ÖVÜNDÜĞÜMÜZ MİLLETİMİZE HAYIRLI EVLATLAR YETİŞTİRELİM!
Daha küçükken çocuğa her istediği şeyi vererek, onu kolaya alıştırmayın. Aksi halde o, herkesin onun geçimini sağlamak zorunda olduğuna inanacaktır. Kötü sözler söylediği zaman gülüp eğlenmeyin, başkaların gülmesine de izin vermeyin! Yoksa o böyle yapınca kendisinin akıllı olduğuna inanacaktır. Ona her zaman düşünmeyi ve beynini kullanmayı öğretin! Büyüyünce de hayatla tek başına yüzleşmesine seyirci kalmayın. Yerde bıraktığı şeyleri arkasından gezip kaldırmayın; kitaplarını, ayakkabılarını, kıyafetlerini toplama sorumluluğu sizde değil, onda olsun; ki bütün sorumluluklarını başkalarına yüklemeye alışmasın! Onun gözünün önünde kavga etmeyin, ailenin kavga ortamı değil, sevgi ortamı olduğunu bilsin.
Ona istediği kadar harçlık vermeye alıştırmayın; ki paranın değerini bilsin, tutumluluğu ve kendi parasını kazanmanın ne olduğunu öğrensin. Yiyecek, giyecek ve konforla ilgili her arzusunu yerine getirmeye kalkışmayın; yoksa istediklerine ulaşmak için çalışmak gerektiğini öğrenemez, şımarık biri olarak yetişir.
Ona istediği kadar harçlık vermeye alıştırmayın; ki paranın değerini bilsin, tutumluluğu ve kendi parasını kazanmanın ne olduğunu öğrensin. Yiyecek, giyecek ve konforla ilgili her arzusunu yerine getirmeye kalkışmayın; yoksa istediklerine ulaşmak için çalışmak gerektiğini öğrenemez, şımarık biri olarak yetişir.
Çocuğunuzla iletişim kurarken, ona değer verdiğinizi, saygı duyduğunuzu hissettirerek konuşmak lazım. Fakat bütün bu yukarıda saydıklarım bir yana asıl önemli olan çocuğunuzu inançlı ve Allah sevgisiyle, Allah korkusuyla yetiştirmektir. Eğer küçük yaşta ona Allah’ı sevdirirseniz, onu her zaman gördüğünü, her yaptığını bildiğini öğretirseniz, o zaman çocuğun ruhu imanla gelişir. Ona Kuran ahlakını öğretirseniz çocuğun vicdanı gelişir, doğruyu yanlışı nasıl ayırt edeceğini öğrenir. Bir çocuğa Allah'ı sevdirmek, güzel ahlakı sevdirmek, iman hakikatleriyle gerçekleri anlatmak önemlidir. Tüm bunları yaparken samimi olmak, korkuyla değil sevgiyle yapmak gerek...
Çocuklara yapılacak en büyük iyilik, onlara bütün gücün Allah’a ait olduğunu hissettirmek ve O’nu dost edinmesini sağlamak olacaktır. Eğer bir çocuk inançlı ve tevekküllü yetiştirilirse sağlam bir karaktere sahip olur. Ama tüm gücün Allah’tan olduğunu bilmezse, hayatı boyunca insanlardan korkacak, insanlara yaranmaya çalışacak, onlardan medet umacaktır.
Öte yandan çocuk imanlı ve tevekküllü yetiştirildiği takdirde, bu onun tüm hayatı boyunca rahat ve huzurlu yaşamasına vesile olacaktır. O zaman çocuk ne kadar küçük olursa olsun, olgun bir mümin aklına ve ahlakına sahip olacak, karşılaştığı olaylar karşısında duygusal açıdan çöküntüye uğramayacak, hoşuna gitmeyen bir şeyle karşılaştığında ağlamayacak, yakınmayacak, olayların hep Allah’ın kontrolünde olduğunu bilecek, tevekkül edecek, güzel tavır gösterecektir.
Unutmamak gerekir ki,
Adaleti, merhameti, hoşgörüsüyle övündüğümüz toplumumuzda, son yıllarda üzülerek görüyoruz ki, birçok değer hızlı bir erozyona uğruyor. Özellikle çocukluğumuzdan beri tekrarladığımız övündüğümüz ve ezberlediğimiz konularda. Kapkaç, gasp, hırsızlık, tecavüz, cinayet ve yolsuzluklar derken maalesef güzel vatanımız Türkiye’miz bir 'suç toplumu' olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakıldı...
Peki bu konuda acilen ne yapmamız gerekiyor? Şu bir gerçektir ki, suç işleme potansiyeli çocukluktan başlar, bir çocuk nasıl bir ortamda ve ne terbiye ile yetişirse, büyüklerinden ne görürse onu uygular. Burada anne babalara ve aile büyüklerine büyük sorumluluk düşüyor. Aile olma değerini korumak, ailelerimizdeki inanca, ahlaka, birliğe, sevgiye, saygıya değer verdiğimiz öteden beri gelen yapımızı korumamız, koruyabilmemiz lazım...
Bugün suç toplumu olarak en önde gelen devletlerden biri olan Amerika’da durum öyle bir hal almış ki, Polis Müdürlüğü okullarda ve kentlerdeki tüm evlere çocukların nasıl yetiştirilmesi gerektiğine dair not ve afişler dağıtır hale geldi.
BİZ BU UTANILACAK DURUMA GELMEYELİM, POTANSİYEL SUÇLU YETİŞTİRMEMEK ADINA AŞAĞIDA SIRALADIKLARIMIZI MUTLAKA YAPALIM VE ASALETİYLE, İMANIYLA, ADALETİYLE, GÜCÜ VE ZEKÂSIYLA ÖVÜNDÜĞÜMÜZ MİLLETİMİZE HAYIRLI EVLATLAR YETİŞTİRELİM!
Daha küçükken çocuğa her istediği şeyi vererek, onu kolaya alıştırmayın. Aksi halde o, herkesin onun geçimini sağlamak zorunda olduğuna inanacaktır. Kötü sözler söylediği zaman gülüp eğlenmeyin, başkaların gülmesine de izin vermeyin! Yoksa o böyle yapınca kendisinin akıllı olduğuna inanacaktır. Ona her zaman düşünmeyi ve beynini kullanmayı öğretin! Büyüyünce de hayatla tek başına yüzleşmesine seyirci kalmayın. Yerde bıraktığı şeyleri arkasından gezip kaldırmayın; kitaplarını, ayakkabılarını, kıyafetlerini toplama sorumluluğu sizde değil, onda olsun; ki bütün sorumluluklarını başkalarına yüklemeye alışmasın! Onun gözünün önünde kavga etmeyin, ailenin kavga ortamı değil, sevgi ortamı olduğunu bilsin.
Ona istediği kadar harçlık vermeye alıştırmayın; ki paranın değerini bilsin, tutumluluğu ve kendi parasını kazanmanın ne olduğunu öğrensin. Yiyecek, giyecek ve konforla ilgili her arzusunu yerine getirmeye kalkışmayın; yoksa istediklerine ulaşmak için çalışmak gerektiğini öğrenemez, şımarık biri olarak yetişir.
Ona istediği kadar harçlık vermeye alıştırmayın; ki paranın değerini bilsin, tutumluluğu ve kendi parasını kazanmanın ne olduğunu öğrensin. Yiyecek, giyecek ve konforla ilgili her arzusunu yerine getirmeye kalkışmayın; yoksa istediklerine ulaşmak için çalışmak gerektiğini öğrenemez, şımarık biri olarak yetişir.
Çocuğunuzla iletişim kurarken, ona değer verdiğinizi, saygı duyduğunuzu hissettirerek konuşmak lazım. Fakat bütün bu yukarda saydıklarım bir yana asıl önemli olan çocuğunuzu inançlı ve Allah sevgisiyle, Allah korkusuyla yetiştirmektir. Eğer küçük yaşta ona Allah’ı sevdirirseniz, onu her zaman gördüğünü, her yaptığını bildiğini öğretirseniz, o zaman çocuğun ruhu imanla gelişir. Ona Kuran ahlakını öğretirseniz çocuğun vicdanı gelişir, doğruyu yanlışı nasıl ayırt edeceğini öğrenir. Bir çocuğa Allah'ı sevdirmek, güzel ahlakı sevdirmek, iman hakikatleriyle gerçekleri anlatmak önemlidir. Tüm bunları yaparken samimi olmak, korkuyla değil sevgiyle yapmak gerek...
Çocuklara yapılacak en büyük iyilik, onlara bütün gücün Allah’a ait olduğunu hissettirmek ve O’nu dost edinmesini sağlamak olacaktır. Eğer bir çocuk inançlı ve tevekküllü yetiştirilirse sağlam bir karaktere sahip olur. Ama tüm gücün Allah’tan olduğunu bilmezse, hayatı boyunca insanlardan korkacak, insanlara yaranmaya çalışacak, onlardan medet umacaktır.
Öte yandan çocuk imanlı ve tevekküllü yetiştirildiği takdirde, bu onun tüm hayatı boyunca rahat ve huzurlu yaşamasına vesile olacaktır. O zaman çocuk ne kadar küçük olursa olsun, olgun bir mümin aklına ve ahlakına sahip olacak, karşılaştığı olaylar karşısında duygusal açıdan çöküntüye uğramayacak, hoşuna gitmeyen bir şeyle karşılaştığında ağlamayacak, yakınmayacak, olayların hep Allah’ın kontrolünde olduğunu bilecek, tevekkül edecek, güzel tavır gösterecektir.
Unutmamak gerekir ki, dinimiz bir çocuğun dahi anlayacağı kadar açık ve kolaydır. Bu nedenle çocuklara mutlaka Kuran’ı okumak, ayetleri onlara açıklamak, peygamberimizin güzel ahlakını anlatmak, her şeyin gerçek yönünü onlara öğretmek gerekmektedir. Tabii çocuğa aynı zamanda dünyanın geçiciliğini, asıl hayatın sonsuz ahiret hayatı olduğunu da öğretmelisiniz. Ancak o zaman çocuğun vicdanlı ve namuslu bir hayat yaşamasını, aynı zamanda da vefakâr olmasını bekleyebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder