31 Ağustos 2014 Pazar

Bir namazım var, bir duam, bir de eski seccadem…


Bir namazım var, bir duam, bir de eski seccadem…
Namazı zorlaştırmak bağnazların oyunudur. Namaz hiçbir surette terk edilemez.

Ne kadar güzel söylemiş Necip Fazıl Kısakürek“Bir namazım var, birduam, bir de eski seccadem. Hepsi hepsi bu kadar, işte benim sermayem.” Bu sözün üzerine değil bir yazı bir kitap yazılır. İman dolu bir kalbin sahibinin dudaklarından işte böyle hikmetli sözler dökülüyor ve müminlerin tam kalbine işliyor.
Gerçekten de biz müminlerin namazımızdan ve duamızdan başka neyimiz var? Allah’ın bizi bağışlayacağını ummaktan başka ne ümidimiz var? Yığıp biriktirdiği mallarından, mülklerinden tek bir çöp bile bu dünyadan diğerine götüren mi var? Oysa namaz öyle mi? Allah Kuran’da namaz ibadetini ne kadar da önemli görüyor. Cehenneme atılanlara “neden cehenneme atıldınız” diye sorulduğunda bakın nasıl cevap veriyorlar:
Suçlu-günahkarları;
"Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?"
Onlar: "Biz namaz kılanlardan değildik" dediler. (Müddesir Suresi, 41 -43)
Gördüğünüz gibi sonsuz cehenneme atılma nedeninin en başında namaz kılmamak geliyor. Çünkü o insan kendisine verilen onca nimeti görmezden gelmiş, Allah’ı tanımadan, bilmeden tüm ömrünü geçirmiş, tüketmiş de tüketmiş, ama şükretmek için alnı bir kere bile secdeye gitmemiş. Şimdi bu sana ruh bağışlayan, sana sayısız nimet bağışlayan Allah’a karşı çok büyük nankörlük değil de nedir?  
Öyleyse (yalnızca) Beni anın, Ben de sizi anayım; ve (yalnızca) Bana şükredin ve (sakın) nankörlük etmeyin. (Bakara Suresi, 152)
 Size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir,pek nankördür. (İbrahim Suresi, 34)
İnkâr edenlere gelince, onlar için de cehennem ateşi vardır. Onlar için ne, karar verilir, ki böylece ölüversinler, ne de kendilerine onun azabından (bir şey) hafifletilir. İşte Biz, her nankör olanı böyle cezalandırırız. (Fatır Suresi, 36)
Ne diyor Necip Fazıl, “bir duam var” diyor. Dua insanın Allah ile arasında kurduğu en güzel, en samimi bağdır. İnsan aczini, her türlü ihtiyacını, sevgisini, aşkını, içinden geçenleri Allah’la dua ile paylaşır. Kimse duymaz, kimse bilmez. Ama Allah duyar, seni her yerde işitir. Bir müminin samimiyetle, sevgiyle Kendisine yaklaştığını görür. Unutmayın ki siz Allah’a bir adım atarsanız, o size on adımla cevap verir. Allah kullarına karşı sonsuz merhamet ve şefkat sahibidir. Gerçekten de bizim duamızdan başka hiçbir şeyimiz yok. Biz dua edip Allah’a sığınacağız ki, O bizi affetsin, bizim günahlarımızı bağışlasın, bizi en sevdiği kullarının arasına katsın. Biz ona sürekli içten duamızla yaklaşacağız, nasıl O bizi hiçbir zaman unutmuyorsa biz de O’nu hiçbir zaman unutmayacağız.
De ki: "Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi? Fakat siz gerçekten yalanladınız; artık (bunun azabı da) kaçınılmaz olacaktır." (Furkan Suresi, 77)
Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. (Araf Suresi, 205)
Ne diyor Necip Fazıl, “bir de eski seccadem…” Burada da dünya hayatında mala mülke değer vermenin, yalnızca bunlar için yaşamanın, paraları bankalara yığmanın ne kadar akılsızca olduğu mesajını veriyor. Para, mal, mülk ancak Allah yolunda harcanırsa güzel. Mümin tabii ki güzel yaşayacak, en güzel elbiseleri giyecek, en güzel evlerde oturacak. Ama oturduğu evde Allah anılacak, oturduğu evde başı secdeye giden müminler olacak. Dünyadaki bütün güzellikler ve nimetler Allah’a şükreden müminlerin hakkıdır. Ama müminin malında yoksulun da payı olacak, kalbi İslam’a ısınacakların da payı olacak. Mümin sürekli Allah için infak edecek, parasını, malını Allah için harcayacak.
Sonuç olarak samimi müminler olarak bizler biliyoruz ki bu dünya göz açıp kapayıncaya kadar geçip gidecek. Burada mallarını sınırsızca, bencilce, gözü dönmüşçesine yığıp biriktirenler ahirete gittiklerine çok ama çok şaşıracaklar. Bir de bakacaklar ki önemli olan takvaymış, önemli olan imanmış, duaymış, namazmış. Her ne olursa olsun Allah’ın huzurunda iman dolu bir kalple durmakmış. Dünyada bütün yığıp biriktirdikleri bir hayal gibi kaybolduğunda ve yalnızca aciz bedenleriyle çırılçıplak kaldıklarında onlar da anlayacaklar, ama ne fayda? Tüm hayatı boşa harcadıktan sonra…
Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek. (Nebe' Suresi, 40)
Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? (En'am Suresi, 32)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder