Tevrat’ta sevgiden bu kadar bahsedilirken savaşmak niye?
Ortadoğu’da Müslüman ülkelerin tam ortasında yıllardır güven sorunu yaşayan İsrail... Sürekli İran tarafından yeryüzünden silinme korkusu yaşıyor. Filistin ile de barış konusunda hep bir adım ileri, iki adım geri gidiliyor. İsrail halkı da tıpkı Filistin halkı gibi yüksek duvarlarla çevrili bir ülkede yaşam mücadelesi veriyorlar. Onlar da huzursuz, onlar da mutsuz. Kimse tankların, tüfeklerin gölgesinde yaşamak istemiyor. Birçok İsrail’li Filistin ve diğer Müslüman ülkelerle barış yapılmasını, onların da huzur içinde yaşamalarını istiyor. Hatta bunun için dünyanın birçok ülkesinde Museviler protesto gösterileri yaparak savaşı ve kan dökmeyi lanetliyorlar.
Tevrat’a da baktığımızda, bu kutsal kitaptaki bir çok hükümde sevginin, şefkatin ve merhametin esas olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla gerçekten samimi dindar olan Musevilerin bu hükümlere uyarak daima barıştan, sevgiden ve güzellikten yana olmaları gerek. Müslümanların da Kuran’daki hükümlere uyarak daima Musevilere ve Hıristiyanlara sevgiyle ve güzellikle yaklaşmaları gerek. Tevrat’ta sevgiyle ve barışla ilgili, zorbalıktan kaçınmakla ilgili güzel hükümlerin tüm insanlara örnek olması dileğiyle bu hükümlerden bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kötü insan yaşamı boyunca kıvranır, zorbaya ayrılan yıllar sayılıdır. (Eyüp, 15:20)
… Eylemleri kötü eylemlerdir, elleri zorbalığın araçlarıdır. Ayakları kötülüğe koşar, çekinmeden suçsuz kanı dökerler. Akılları fikirleri hep kötülükte, şiddet ve yıkım var yollarında. Esenlik yolunu bilmezler, izledikleri yolda adalet yoktur. Kendilerine çarpık yollar yaptılar, o yoldan gidenlerin hiçbiri esenlik nedir bilmez. (Yeşaya, 59:6-8)
... "Giysisinin üstüne bir de zorbalığı kuşanan kişiden de nefret ederim." böyle diyor herşeye egemen Rab. Bunun için kendinize dikkat edin ve ihanet etmeyin. (Malaki, 2:16)
Bir kente saldırmadan önce, kent halkına barış önerin. (Yasa'nın Tekrarı, 20:10)
Ne iyi, ne güzeldir, birlik içinde kardeşçe yaşamak! (Mezmurlar, 133:1)
... Bütün krallıkları Süleyman yönetiyordu. Her tarafta barış vardı. (1. Krallar, 4:24)
Bunun üzerine önderlerimiz ve ülkemizin bütün halkı bize şöyle dediler: "Onları karşılamak için yanınıza yiyecek alıp yola çıkın... Bizimle bir barış antlaşması yapmanızı istiyoruz." deyin. (Yeşu, 9:11)
Yetkin adamı gözle, doğru adama bak, çünkü yarınlar barışseverindir. (Mezmurlar, 37:37)
... Savaş yayları kırılacak. Kralınız uluslara barışı duyuracak... (Zekeriya, 9:10)
"Bu adamlar bize dostluk gösteriyor" dediler, "Ülkemizde yaşasınlar, ticaret yapsınlar. Topraklarımız geniş, onlara da yeter, bize de..." (Yaratılış, 34:21)
Düşmanın acıkmışsa doyur, susamışsa su ver. Bunu yapmakla onu utanca boğarsın ve Rab seni ödüllendirir. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 25:21-22)
İftira etmez, dostuna zarar vermez, komşusuna kara çalmaz böylesi. (Mezmurlar, 15:3)
Dost her zaman sever, kardeş sıkıntılı günde belli olur. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 17:17)
Ülkede her zaman yoksullar olacak. Bunun için, ülkenizde yaşayan kardeşlerinize, yoksullara, gereksinimi olanlara eli açık davranmanızı buyuruyorum. (Yasa'nın Tekrarı, 15:11)
... "Huzur bulsun Seni sevenler! Surlarına esenlik, saraylarına huzur egemen olsun!" Kardeşlerim, dostlarım için, "Esenlik olsun Sana!" derim. (Mezmurlar, 122:6-8)
Rab, "Onlar doğruluk nedir bilmiyorlar" diyor, "Saraylarına zorbalık ve çapul yığmışlar." (Amos, 3:1)
Sen Rab'be güven, iyilik yap, ülkede otur, sadakatle çalış. (Mezmurlar, 37:3)
Adil olanların adımlarını korur, sadık kullarının yolunu gözetir. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 2:8)
Rab sadık kullarının adımlarını korur, ama kötüler karanlıkta susturulur. Çünkü güçle zafere ulaşamaz insan. (1. Samuel, 2:9)
Sağduyudan yoksun kişi ahmaklığıyla sevinir, ama akıllı insan dürüst bir yaşam sürer. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 15:21)
Kötülükten sakının, iyilik yapın; esenliği amaçlayın, ardınca gidin. (Mezmurlar, 34:14)
Sizden nefret eden kişinin eşeğini yük altında çökmüş görürseniz, kendi haline bırakıp gitmeyecek, ona yardımcı olacaksınız. (Mısırdan Çıkış, 23:5)
Bir kardeşin yoksullaşır, muhtaç duruma düşerse, ona yardım etmelisin. Aranızda kalan bir yabancı ya da konuk gibi yaşayacak. (Levililer, 25:35)
Herkes komşusuna yardım ediyor, kardeşine, "Güçlü ol" diyor. (Yeşaya, 41:6)
Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi? Barınaksız yoksulları evinize alır, çıplak gördüğünüzü giydirir, yakınlarınızdan yardımınızı esirgemezseniz, ışığınız tan gibi ağaracak, çabucak şifa bulacaksınız… (Yeşaya, 58:7-8)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder