Göz kör tesadüflerle oluşacak bir organ değil!
Evrimciler kameradan çok daha kompleks tasarlanmış ve çok daha üstün görüntü kalitesi, üç boyutluluğu, perspektifi, derinliği, algılaması çok yüsek olan, anında yakına ve uzağa odaklanması çok mükemmel olan göz için tesadüf kelimesini kullanırlar! Oysa dünyanın en gelişmiş kamerası ile göz arasında olağanüstü fark vardır.
Bilimin bile yapamadığı bu teknolojinin tesadüfler sonucunda doğa şartları ile oluştuğunu iddia etmek, cep telefonlarında ki kameraların fabrikalarda kendi kendilerine oluştuğunu iddia etmek kadar saçma ve mantık dışıdır. Gözün yapısına biraz değinirsek;
Gözler, altı kemik uzantısı ile kafatasına bağlanan, etrafları özel dokularla çevrelenmiş göz yuvaları içinde, koruyucu bir yağ yastıkçığı üzerine yerleştirilmişlerdir. Burun kemeri, kaşlar ve elmacık kemikleri tarafından dış etkenlere karşı korunurlar.
Gözler, çok iyi korunmalarının yanı sıra vücutta, görmeyi en rahat ve en ideal biçimde sağlayacak bir bölgeye yerleştirilmişlerdir. Acaba gözler yüzün başka bir yerinde, örneğin burnun altında bulunsalardı ne olurdu? Hem emniyet açısından riskli bir durum oluşur hem de estetik olarak oldukça çirkin bir görünüm meydana gelirdi. Görüş açısı da şu ankinden çok daha kısıtlı olurdu.
Gözlerin her yönden, olabilecek en ideal yerde, simetrik bir biçimde bulunmaları estetiğe de son derece uygundur. İki gözün arası ortalama tek göz boyundadır. Bu oran bozulduğunda, gözlerin arası daha açık veya daha yakın olunca yüzün tüm ifadesi değişir. Göz, sahip olduğu bütün özellikleri ile insanı Allah'ın yarattığını ispatlayan bir delildir.
Evrimciler ise gözün bu kusursuz yapıya tesadüfi mutasyonların etkisi ile aşama aşama sahip olduğunu iddia ederler. Bu iddiaya göre milyonlarca yıl boyunca ard arda kör ve şuursuz tesadüfler meydana gelmiş ve dolayısıyla göz bu kusursuz yapıya ulaşıncaya kadar milyonlarca farklı anormalliğe sahip olmuştur. Örneğin insanın kafasında değil ayağında veya sırtında yer alan, simetrik şekilde yerleştirilmiş iki tane yerine arılarınki gibi petek şeklinde çok sayıda olan, gözyaşı bezleri olmadığı için kısa sürede kuruyup körleşen, korneası şeffaf olmadığı için ışığı geçirmeyen ve dolayısıyla görme fonksiyonu olmayan, irisi henüz oluşmadığı için küçük bir ışık değişiminde bile görme işlevini yitiren gözler meydana gelmiş olmalıdır. Üstelik bunlar oluşabilecek anormalliklerin çok küçük bir kısmıdır, gözün tüm organelleri ve işlevleri göz önünde bulundurulduğunda bu şekilde milyonlarca anormal göz şekli düşünülebilir.
Oysa bugüne kadar bahsedilen anormal ve bozuk yapılı gözlere sahip tek bir canlı bile bulunmamıştır. Fosil kayıtlarında yer alan tüm canlılar kendilerine has mükemmel göz sistemlerine sahiptirler.Bu gerçek göstermektedir ki, evrim teorisinin küçük değişimlerle meydana gelen canlılar iddiası kesin bir aldatmacadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder