PKK’nın elindeki silahı değil beynindeki silahı alın!
Sürekli PKK’nın görünüşte silah bıraktığını ama gerçek anlamda pusuda beklediğini yazıp duruyoruz. PKK dağa kaçırdığı çocuklarımızla, diğer partilerden yetkililere nefes aldırmamakla,Güneydoğu’ya asker, polis sokmamakla varlığını sürekli hissettiriyor ve saldırya başlayacağı güne hazırlanıyor. Yani PKK iyice şımartıldığı için göz göre göre eylemlerine devam ediyor. Çünkü beyinlerdeki silahlar hala olduğu yerde duruyor. PKK dağda yıllarca komünist eğitim alıyor, savaşla, saldırıyla üstün geleceğine ve Güneydoğu’da Komünist birKürdistan kuracağına inanıyor ve zaten bu amaçla varlığını sürdürüyor. Dağa çıkarılan gençlerin beyinleri aldıkları yoğun Marksist Komünist eğitimle yıkanıyor ve bu çarpık ideale ölümüne bağlanıyorlar. Dolayısıyla PKK’nın silah bırakması, ya da geri çekilmesi mümkün değil.
Bunca zamandır hiç şehit haberi almıyor olmamız elbette güzel bir durum. Buna kimse bir şey demiyor zaten. Ama söylediğim gibi önemli olan PKK’nın ideolojisinin ve bu ideolojinin hedefi olan dünyanın ne olduğunun göz ardı edilmemesidir. Karşımızda felsefesi olan bir yapı var. Bu felsefenin ön gördüğü bir Güneydoğu ve hayat idealleri var. Dağa çıkan her gence kurdukları özel ortamlarda 7 gün 24 saat eğitim veriliyor ve bu gençler bir şeye inandırılıyor.
Sonuç olarak PKK’nın Marksist Leninist Stalinist bir yapılanma olduğu gerçeğini kabul etmeden adım atılırsa isabetli sonuç elde edilemez. Bölgede yaklaşık 30 yıldır devam eden bir propaganda çalışması var. Bu propagandaya karşı bilimle, felsefeyle, anlatımla cevap verilmezse sorunun çözüme kavuşması mümkün olmaz. PKK’nın ilk günden beri hedefi Marksist Leninist Stalinist düşünceye dayalı Bağımsız Kürdistan kurmak. Şimdi bunun adını kibarlaştırıp özerklik, federasyon, kanton bölge gibi şeylerle insanlara telkin etmeye çalışıyorlar.
Biz de sürekli bu telkinin, bu oyunun amacının ne olduğunu bildiğimizi ve gördüğümüzü anlatıyoruz, yazıyoruz, söylüyoruz. Bölgede komünist ideolojiye dayalı bir özerk yapı oluşması demek, iddia edilen Ergenekonun elinde çok acı çekmiş Kürt kardeşlerimizi bir başka belanın içine terk etmek demektir.Özgürlüğün, neşenin, sevincin, aile değerlerinin, ahlakın olmadığı, baskının, yıldırmanın, şiddetin hakim olduğu bir özerk yapıya Kürt kardeşlerimizi bırakacağımızı kimsenin düşünmemesi lazım.Yıllarca Kürtleri yok sayanlar, onlara adeta insan değilmiş gibi muamele edenler, onların güzel ahlakının kıymetini anlamayanlar şimdi gitmek istiyorlarsa gitsinler diyorlar.
Ama Kürt kardeşlerimiz dindarlar ve gitmek istemiyorlar. Ama Türk halkı buna müsade etmeyecektir. Türk devletinin PKK’nın elindeki değil beynindeki silahı yok etmesi gerek, bu da ancak ilmi çalışmayla, Kuran ahlakının anlatılmasıyla, Güneydoğu’daki kardeşlerimizin imanının arttırılmasıyla mümkün olur. Savaşmak hiçbir zaman çözüm değildir, bu geçtiğimiz 30 yılda bu uğurda kanlarını döken 40.000 şehidimizle bu açıkça görülmüştür. Türk milleti topraklarının bölünmesine hiçbir şekilde izin vermeyecektir. Devletimiz Güneydoğu’da ilmi mücadele yapılması için biran önce çalışmalara başlamalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder