31 Ağustos 2014 Pazar

üresel güçlerin federasyonla Türkiye’yi paramparça etme planı


Küresel güçlerin federasyonla Türkiye’yi paramparça etme planı
Türk milleti ne batıya ne Öcalan'a boyun eğmeyen bir hükümet görmek istiyor.

Federasyon demek, başkanlık sistemi demek Türkiye’yi parçalara bölüp adeta yok etmek demek. Öcalan bu yüzden federasyon da federasyon diye dayatıyor. Federasyon olduğunda, başkanlık sistemi olduğunda, Türkiye’yi birbirinden bağımsız 20 bölgeye ayırdığınızda ne olacağı belli değil mi? Tamamen güçten düşmüş, kolayca kontrol altına alınabilecek zayıf bir Türkiye çıkar ortaya. Birde bu bölgelerin yurt dışıyla bağlantılı kişiler tarafından yönetildiğini düşünün. O zaman bu Türkiye’nin tamamen paramparça olması demektir.
Bu yüzden Türkiye’nin kesinlikle federasyona ve başkanlık sistemine yanaşmaması gerek. Ortadoğu'yu küçük devletçikler inşa ederek kontrol altında tutabilmeyi öngören strateji aynı planı Türkiye üzerinde uygulamaya çalışıyor. Bölgenin küçük küçük bölgelere ayrılmaya değil birliğe, dayanışmaya, Kuran ruhuyla aydınlanmaya ihtiyacı var. Suriye ve Irak'ı parçalara ayırmayı hedefleyen bir stratejinin Türkiye için de planları olduğunu görmek için çok fazla düşünmeye gerek yok. O yüzden manevi bilinç, mili birlik ve beraberliğin güçlendirilmesi her zamankinden daha önemli.
Türkiye hükümeti bu yüzden komünist ideoloji ile özel olarak yetiştirilen PKK’nın karşısına milli bilinçle, şuurla, maneviyatla yetiştirilen özel gençlerle çıkmalı. Devlet bu konuda acil toplanıp tedbir almalı. Güneydoğu’da maneviyata, milli birliğe, beraberliğe dayalı bir eğitim sistemi getirilmeli.
Bunun dışında küresel güçlerin Türkiye ve Ortadoğu için belirledikleri planlara gelirsek, ne Ortadoğu ne de Türkiye kilometrelerce uzaktan bakıp, yuvarlak masalarda ortaya konulan haritalar üzerinden anlaşılabilecek bir coğrafya değildir. Öncelikle bölge insanının ruhunu anlamak, neyi istediklerini neyi beklediklerini kavramak gerekir. Şurada şu kadar Sünni var onları buraya verelim, bu kadar Kürt var onları şuraya hâkim kılalım, öte yerdeki Arapları şu tarafa kaydıralım gibi bir mantıkla bölge şekillendirilmemelidir. Özellikle de bölgenin petrol ve doğal gaz kaynaklarını hesaplayarak, sadece kendi menfaatini düşünen, insani değerlerden tamamen yoksun, mekanik bir değerlendirmeyle Ortadoğu’ya çizilen her harita büyük bir açmaza dönüşecektir. “Her petrol kuyusunun başında etkisiz birer devletçik olsun, gerekirse bunlar birbirini yesin ama biz bir şekilde petrole ulaşalım” mantığıyla hareket edilirse, o petrolün kimseye ulaşması mümkün olmaz. Bu amaçla, ırk ve mezhep taassubunun körüklenmesi de komünist terör örgütünün güçlenmesinin sağlanması da son derece tehlikeli bir yoldur. Bunu da Türkiye üzerinde hain planlar yapanların artık görmesi gerek.
Türkiye söz konusu olduğunda ise Kürtlerle Türkleri birbirinden ayıracak bir sınır çizmek teknik olarak mümkün değildir. Türkiye sadece Kürtler ve Türklerden oluşan bir ülke değildir. Arap, Çerkez, Laz, Gürcü, Arnavut, Türkmen gibi çok farklı kökenlerden gelen insanların bir arada huzur içinde yaşadıkları bir ülkedir Türkiye. Neredeyse 70 ayrı kavim vardır Türkiye’nin içinden Lazların, Çerkezlerin, Arnavutların, Türkmenlerin ayrılması nasıl mümkün değilse, Kürtleri de ayırmak mümkün değildir. Dolayısıyla Türkiye federasyonla, ya da başkanlık sistemiyle parçalara ayrılacak bir ülke değildir ve olmayacaktır. Türk topraklarında yıllar önce küresel güçler tarafından belirlenen haritada yer alan Komünist bir Kürdistan ve Ermenistan kurulmayacaktır. Türk milleti bu toprakların bölünmemesi için varını yoğunu ortaya koyacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder