13 Temmuz 2015 Pazartesi

Anne babalara sesleniyorum, çocuklarınızı Kuran’la yetiştirin-2


Anne babalara sesleniyorum, çocuklarınızı Kuran’la yetiştirin-2
Çocuğunuza vereceğiniz en büyük zenginlik onu imanla yetiştirmektir.

Yazımın ilk bölümünde de belirtmiştim, bir anne babanın çocuğuna yapacağı en büyük iyilik onu Kuran’la, Allah sevgisiyle, Allah aşkıyla yetiştirmektir. Çocuğu gerçek, sonsuz hayatı olan ahiret hayatına hazırlamaktır.
Ama şimdiki anne ve babalar çocuklarına yalnızca iyi bir eğitim vermek için çabalıyor. Aman çocuk kolejde okusun, aman en iyi üniversiteye gitsin diye çabalıyorlar. Yeter ki çocuk kendisini kurtarsın diye düşünüyorlar. Peki böyle Darwinist materyalist Kuran’dan ve imandan uzak yetişen çocuk ne oluyor? En başta materyalist zihniyetten son derece mutsuz oluyor. Müthiş bir hırsla dünyaya dalıyor. Allah sevgisi ve korkusu nedir hiç bilmiyor. Ahiretten ise haberi bile olmuyor. Böyle materyalist, maymundan geldiğine inan, hiçbir sorumluluğu olmadığına inanan çocuk da insanlıktan çıkıyor. Sonra çocuk hayırsız olunca ailelerde şaşırıyor. Oysa bunda şaşıracak ne var? Çocuk maneviyattan, imandan ve Kuran’dan uzak yetişirse her şeyi yapabilir, hem de hiçbir şeyden korkmadan.
Eğer çocuğunuzu hem bu dünyada hem de ahirette gerçekten mutlu etmek istiyorsanız onu Kuran’la yetiştirin. Onun kalbine iman tohumları ekin, ona sabretmeyi, şükretmeyi öğretin. Dünyada hep imtihan olacağını, hep şükretmesi gerektiğini anlatın. Her şeyden önemlisi ölünce ahiret hayatı ile karşılaşacağını anlatın. Bir anne ve babanın çocuğuna yapacağı en büyük güzellik budur. Çocuk da cennete gittiğinde anne ve babasından sonsuza kadar razı olacaktır.
Yazımın sonunda Bakara Suresi’nden devam edelim. Kaynak olarak verdiğim bloktan ayet açıklamalarını da mutlaka okumanızı ve çocuklarınızla paylaşmanızı tavsiye ederim.
Hani Musa ile kırk gece için sözleşmiştik. Ama sonra siz, onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiş ve (böylece) zalimler olmuştunuz. (Bakara Suresi, 51)
Bundan sonra, (artık) şükredesiniz diye sizi bağışladık. (Bakara Suresi, 52)
Ve hidayete eresiniz diye Musa'ya kitabı ve Furkan’ı verdik. (Bakara Suresi, 53)
Hani Musa, kavmine: "Ey kavmim, gerçekten siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize zulmettiniz. Hemen, kusursuzca Yaratan(gerçek İlah)ınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün: bu, Yaratıcınız Katında sizin için daha hayırlıdır" demişti. Bunun üzerine (Allah) tevbelerinizi kabul etti. Şüphesiz O tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir. (Bakara Suresi, 54)
Ve demiştiniz ki: "Ey Musa, biz Allah'ı apaçık görünceye kadar sana inanmayız." Bunun üzerine yıldırım sizi (kendinizden) almıştı. Ve siz bakıp duruyordunuz. (Bakara Suresi, 55)
Sonra şükredesiniz diye, sizi ölümünüzden sonra dirilttik. (Bakara Suresi, 56)
Bulutları üzerinize gölge kıldık ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin (dedik). Onlar Bize zulmetmediler, ancak kendi nefislerine zulmettiler. (Bakara Suresi, 57)
Ve hatırlayın, demiştik ki: "Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin; (Biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların (ecirlerini) arttıracağız." (Bakara Suresi, 58)
Ama zulmedenler, kendilerine söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık, üzerlerine gökten iğrenç bir azap indirdik. (Bakara Suresi, 59)
(Yine) Hatırlayın; Musa kavmi için su aramıştı, o zaman Biz ona: "Asanı taşa vur" demiştik de ondan on iki pınar fışkırmıştı, böylece herkes içeceği yeri bilmişti. Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık çıkarmayın. (Bakara Suresi, 60)
Yazımın ilk bölümünü bu linkten okuyabilirsiniz:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder