13 Temmuz 2015 Pazartesi

Yobazlar der ki: Kadınlar dinin yaşanmasına engeldir!


Yobazlar der ki: Kadınlar dinin yaşanmasına engeldir!
Yobazlar kadınları aşağılayabildikleri kadar aşağılamışlar, onlara hiç değer vermemişler.

Kuran kadını övüp, yüceltirken yobazlar kadına adeta onların cennete girmesini engelleyen bir şeytan gözüyle bakarlar. Kadını bir eşekle, köpekle aynı kefeye koyarlar. Yobazlar kendi sevgisizliklerini, nefretleriniuydurma hadislerde şöyle anlatırlar ve kadını aşağılarlar:
Kadınlar olmasaydı Allah’a hakkıyla ibadet edilirdi.(Suyuti, Buhari, İbn-i Adıyy, Ebu Hatim, İbn-i Cevzi, Muhammed Nasuriddin, İbn-i Hıbban hadisi mevzu kabul ederler.) (Silsiletul Ehadisuzzaif: 74, Tenzihuşşeria: 1/62, El-leali : 2/59)
Kadınlar olmasaydı, erkekler cennete girerdi.(İbn-i Arrak, Es- sakafi hadisi kabul etmezler. (Camiussağir: 2/113))
İlk olarak şu önemli hususu tekrar hatırlatalım: Bu mevzu hadislerde anlatılan korkunç zihniyet, hiçbir şekilde Kuran’da yer almamaktadır.
Yukarıdaki mevzu hadislerdeki açıklamalara gelince: İmanı zayıf veya dinsiz insanları din ahlakını yaşamaktan uzak tutan şey kadınlar veya dünyanın başka bir nimeti değil, kendi vicdan, akıl ve irade zayıflıklarıdır. Allah bu dünyayı bir imtihan olarak yaratmıştır. İnsan, yaşamı boyunca zorluklarla, sıkıntılarla, hastalıklar ve acizliklerle imtihan olduğu gibi, nimetlerle ve güzelliklerle de imtihan olur.
Kadın da bu dünyanın nimetlerinden, süslerinden biridir. Ama her nimet gibi nimetin nasıl değerlendirildiği, nimete sahip olan kişinin ahlakına bağlıdır. Allah Kuran’da dünya nimetlerinin insanlar için imtihan olarak yaratıldığını şöyle bildirmiştir:
Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara ‘süslü ve çekici’ kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah Katında olandır. (Al-i İmran Suresi, 14)
Kadınlar gibi, evlat, altın, gümüş, ihtişamlı hayvanlar, ekinler yani zenginlik de dünyanın nimetlerindendir ve insanlara süslü kılınmıştır. Ancak iman sahibi bir insan tüm bu nimetlerin asıl sahibinin Allah olduğunun, dünyadaki her nimetin geçici olduğunun ve tüm nimetlerin en güzel halinin ve daha fazlasının cennette olacağının bilincindedir. O yüzden de bu nimetlerin hiçbiri onu Allah’tan ve Allah yolunda gayret etmekten alıkoymaz. Eğer bir insan bu nimetlerin herhangi birinden dolayı gaflete kapılıyor, Allah’ın rızasının en çoğunu aramaktan geri duruyorsa bu o kişinin iman zayıflığından kaynaklanan bir durumdur. Bunun sorumlusu nimetler değil, kişinin kendisidir. Dolayısıyla -bu tutumunu düzeltmediği takdirde- karşılığını alacak olan da kendisi olacaktır. Bu konuda başkasını suçlamak ahirette kişiye hiçbir fayda sağlamaz.
Dolayısıyla bu mevzu hadislere dayanarak hatalarından, günahlarından, yaptıkları kötü işlerden kadınları sorumlu tutan bir erkek sadece kendisini aldatır.Kuran’a göre her ne şart, ne durum olursa olsun iman etmenin gereği Allah’a kulluk vazifesini hakkıyla yerine getirmektir. Hiçbir insan ahirette Allah’a “Ben kadınlar yüzünden hakkıyla ibadet edemedim” mazeretini sunamayacaktır. Ayette bu gerçek belirtilmiştir: “...insan, kendi nefsine karşı bir basirettir, kendi mazeretlerini ortaya atsa bile.” (Kıyamet Suresi, 14-15) 
Yani insan ne kadar mazeret uydurursa uydursun doğru olanın ne olduğunu gayet iyi bilir. Söz konusu mevzu hadisleri esas alıp kendi gevşeklikleri yüzünden kadınları suçlayan bir kısım insanlar, ikiyüzlü olduklarının, bahaneler uydurduklarının elbette farkındadırlar. Dünyada bunu görmezden gelmeleri hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Allah’ın huzurunda durduklarında kendi yaptıklarını bir bir itiraf edeceklerdir.
“...her bir nefse -haksızlığa uğratılmaksızın- kazandığı tam olarak ödendiğinde nasıl olacak?...” (Al-i İmran Suresi, 25)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder