O ulaşmaya çalıştığın mükemmel hayat bu dünyada yok…
Bu dünyada mutluluğun tek anahtarı imandır, dünya için değil cennet için yaşamaktır.
Hani hayatının her anında, gözlerini kör eden bir hırsla bir şeylerin peşinden koşuyorsun ya… Nefsindeki istekler sınırsız. Birini elde ediyorsun, hemen ardından diğeri başlıyor. Tam birine kavuşup müthiş neşeleniyorsun, hemen bir diğerine yöneliyorsun. Üstelik elde etmek için gayret ettiğin şeyi elde ettiğin anda o müthiş büyü bozuluyor ve elindeki anında değerini yitiriyor.
İstersen en iyi üniversiteyi bitir, en mükemmel kariyere sahip ol, dünyanın en güzel yerinde bir eve sahip ol, arabaların olsun, mücevherlerin olsun, çeşit çeşit marka saatlerin olsun, iman olmadıkça özlediğin huzuru ve mutluluğu bu dünyada yakalaman imkânsız. Ki bu dünya şartlarında bütün bunları elde etmenin de ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz.
Yine bu dünyada ruh eşini bulman, sınırsız mutluluğu yaşaman, hiçbir sorun yaşamaman, hayalindeki harika aşka kavuşman… Bunlar da hayal. Hem de koca bir hayal. Çok mutlu gözüken çiftler bile arka planda boğaz boğaza yaşıyorlar. İman olmadıktan sonra, karşındaki eşin de Allah’a teslim olmadıktan sonra, bu da imkânsız. Çünkü insan aciz yaratılıyor, nefsiyle yaratılıyor, nefsi daima ona kıskançlığı, bencilliği fısıldıyor. Ne kadar zengin olurlarsa olsunlar, ne kadar güzel olurlarsa olsunlar insanların bir ömür birbirlerine katlanamama nedeni bu.
Senin hayalini kurduğun mükemmel hayatı bu dünyada yakalaman iman etmeden mümkün değil. Allah “kalpler ancak Allah’ın zikriyle tatmin bulur” diyor. Sen ise Allah’tan uzak, Allah’ı hiç düşünmeyerek, elindekilere şükretmeyerek mutlu olmaya çalışıyorsun. “Daha da artsın, daha da artsın” diye diye hırsla oraya buraya saldırıyorsun. Ölümü unutuyorsun, gerçek hayatın ahiret hayatı olduğunu unutuyorsun, her şeyden önemlisi seni yaratan, sana can veren Allah’ı unutuyorsun…
Sen Allah’ı vicdanının tamamen kapatarak unuturken, O’nun sana bağışladığı bunca nimeti görmezden gelirken, O’nun sana bu dünyada sonsuz huzuru ve mutluluğu vereceğini mi sanıyorsun? İşte hiç durmadan yeni sıkıntılarla boğuşuyorsun. Görmüyor musun? Bir hastalık başlıyor, biter bitmez yenisi sırada bitiyor. Sen hastalanmasan ya çocuğun, ya eşin, ya annen, baban hastalanıyor. Sürekli acizliklerle boğuşuyorsun. Bir paralısın, bir parasız. Bir anda iflas ediyorsun, bir anda işten çıkarılıyorsun, bir anda kaza geçirip sakat kalıyorsun, bir anda en yakın arkadaşının ölüm haberini alıyorsun. Peki bütün bunlar niye? Neden senin hayatında ve milyonlarca insanın hayatında bunca zorluk yaratılıyor? Tabii ki hepsi Allah tarafından özel olarak yaratılıyor. Bu dünyada imtihan olman için, çarçabuk gelip geçen dünyayı sevmemen için, gerçek sonsuz mutluluğun ve huzurun ancak cennette yakalanabileceğini görebilmen için…
Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir. Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir. (Ali İmran Suresi, 185)
Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. (Bakara Suresi, 155)
Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? (En'am Suresi, 32)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder