Avusturya’lı Ateist Rubin’in Müslüman olma hikâyesi…
Bir annede embriyonun oluşumu, bütün bu muhteşem kanıtları gördüm fakat yine de ufak bir kıvılcıma ihtiyacım vardı. Sanki bir uçurumun ucundaydım. Atlamaya hazırım fakat bir şeyin beni itmesi lazım gibi. İşte oturdum orada çok sessizdi. Dedim ki Allah. Tek istediğim şey bir işaret. Mesela bir yıldırım düşmesi olabilir. Ya da evimin yarısının yere düşmesi gibi falan. Senin için çok küçük bir şey. Sen Dünya’yı yarattın. Subhan Allah. Hiçbir şey ama hiçbir şey olmadı. Açıkçası çok hayal kırıklığına uğradım. Sonra vazgeçmedim.
Küçük bir işaret… Tamam evin yarısı bir de mumu istemiyorum. Onu unutalım. Belki bir kuş düşebilir içeriye umrumda değil. Ne olursa (gülüşme) Dedim ki: Tamam, hadi şimdi. SubhanAllah. Kesinlikle hiçbir şey olmadı. Gerçekten çok hayal kırıklığına uğradım. Kendi kendime: İşte buraya kadar. Son şansımdı İslam ve ben onu bulamadım. Kuran’ı tekrar elime aldım. En son okurken kaldığım sayfayı açtım. SubhanAllah. Bir sonraki sayfanın ayeti:
İçinizde işaret arayanlar için size yeterince göstermedik mi? Etrafınıza bakın. Yıldızlara bakın. Güneşe bakın. Bunlar ilim insanları için işaretlerdir.
Kafama battaniyeyi örttüm. Uyuyor numarası yaptım. O kadar korkmuştum. Bütün işaretler başından beri etrafındayken kendi işaretime karşı ne kadar kibirli olduğuma inanamadım…
Evet, iman etmek için Allah’tan delil isteyen bir insan aslında ne kadar kibirli ve ne kadar kör değil mi? O işaret beklerken Allah kendisine şah damarından daha yakın. Vücudundaki 100 trilyon hücreyi Allah yönetiyor. Delil bekleyen insan Allah’ın izniyle ayakta duruyor, nefes alıp veriyor. Gözünü kaldırıp da çevresinde yer alan binlerce delilden habersiz, kör bir şekilde Allah’tan delil istiyor. Oysa kainat Allah’ın varlığının delilleri ile dopdolu. Tabii görebilen gözler için, hissedebilenkalpler için…
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. [Bakara Suresi (2/164]
De ki: "En 'üstün ve apaçık' delil Allah'ındır. Eğer O dileseydi elbette tümünüzü hidayete yöneltip-iletirdi." (En'am Suresi, 149)
Rubin’in konuşmasını bu linkten izleyebilirsiniz:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder