Peygamberimizin açlıktan karnına taş bağladığı iddiası yalandır…
Müslümanlar peygamberimize atılan iftiralara karşı dikaktli olmalılar.
Sizde şahit olmuşsunuzdur, kimi hocalar çıkar televizyonlara ve derler ki: “Peygamberimiz de açlıktan karnına taş bağlardı. Çok yemek iyi değildir, hatta çok az yemek çok makbuldür.”
Hâlbuki bu izahların hiçbiri doğru değil. Peygamberimiz fakir değildi, Allah O`na mülkünü genişletmişti. Peygamberimizin ve yanındaki sahabelerin açlıktan karınlarına taş bağlamaları haşa onlara yapılmış bir nevi hakaret gibidir. Bu rivayetin Peygamberimiz`i yücelten, ona faydası olan bir tarafı da yoktur.
Allah’ın Peygamberi aç kalacak, çevresindeki onlarca sahabe bunu fark etmeyecek ve hatta buna göz yumacak. Şartlar ne olursa olsun elbette böyle bir şeyin olması mümkün değildir.
Peygamberimiz çevresinde bulunan, Allah`a ve kendisine iman eden sahabelerin göz nuruydu. O'nun ağzından çıkacak tek bir sözü bekleyen bu mübarek insanlar, Allah’ın elçisinin, karnına taş bağlayacak kadar günlerce aç kalmasına asla müsade etmezlerdi ki, bunun olması da mümkün değildi. Çünkü Hz Muhammed'de, tüm peygamberlerde olduğu gibi Allah`ın lütfu ile zengin biriydi. Allah ayetinde bu durumu şöyle bildirmiştir:
Bir yoksul iken seni bulup zengin etmedi mi? (Duha Suresi, 8)
Ayrıca, Peygamberimiz her fırsatta arkadaşlarına yemek ziyafeti verirdi. Nitekim bir ayette;
Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (Bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ...(Ahzap Suresi,53) diye buyrulmaktadır.
Mesela Buhari’de peygamberimizin zenginliği şöyle anlatılıyor:
“Adamın biri peygambere gelip istek ve yardım talebinde bulundu. Peygamber de o kişiye iki dağın arasını dolduracak kadar koyun verdi”
Hani yoktu peygamberimizin malı? Bakın kendi malından veriyor. “İki dağın arasını dolduracak kadar” vadiyi dolduracak kadar koyun veriyor, bir kişiye sadece. Sahabe Muhayrik’in vasiyeti üzerine “Peygamberimiz Efendimiz ’e kalan mülk Bisab, Safiye, Delal, Hüsna, Avaf, Bürka ve Meşrebe adlarını taşıyan yedi bahçe ve bostandı”
“Fedek arazisinin yarısı” diyor hadiste, Fedek uçsuz bucaksız arazi kilometre kare hesabıyla. Ümmül Kuran’ın üçte biri, Hayber’den kendisine düşen beşte biri olan payı ve Ben-i Nadir’de bir kale olan arazi. Ben-i Nadir’de bir kale olan arazi. Bunların tamamını Peygamberimizden sonra Müslümanlara tasadduk ediyor, kendine mal olarak düşen. Tırmızi’de. Tecril Sahih 1288 no’lu hadis. Hani peygamberimiz açlıktan kıvranıyordu? “Hiçbir şeyi yoktu” diyorlar.
Peygamberimiz veda haccı öncesinde kendi malından, kendi hazinesinden yüz deve kurban kestirmiş. Hani açlıktan kıvranıyordu peygamberimiz? Hatta bir kısmını bizzat kendi kesmiş, bir kısmını damadı Hz. Ali’ye kestirmiş. Buhari, Es-Sahih, Kitab-ul Hac 121 122, Tedrici hadis numarası 829, Müslim Es-Sahih Kitab-ul Hac 348-349 hadis numarası 1317.
Müslümanları bu yalanlarla kandırıyorlar. Peygamber Efendimiz diyor ki, Muaz bin Abdullah babası ve amcasından rivayet edildi: Peygamberimiz buyurdu ki; “zenginlik hoştur, takva ile olursa zarar vermez.”
Peygamberimiz zenginliği güzel görüyor, kişi takva ise sorun olmaz diyor. Mesela Hz. Süleymanda zengindi ama çok takvaydı. Malını, mülkünü hep Allah yolunda harcadı.
Yobazlar fakirliği, bir lokma ekmeğe muhtaç olmayı, acı çekmeyi kendilerince güzel görüyorlar. Ama Kuran’a göre Müslüman hem bu dünyada hem de ahirette en güzel hayatı hak ediyor. Bu nimetlere sahip olup sürekli Allah’ı tesbih ediyor. Allah bu dünyada hem müminlere hem inkâr edenlere veririm, ahirette ise yalnızca müminlere veririm” diyor. Dolayısıyla lüks yaşam, şahane evler, kaliteli giysiler inkâr edenlerin hakkı değildir. Tam tersine hepsi Müslümanların hakkıdır. Peygamberimiz de Allah’ın kendisini zengin etmesiyle son derece bereketli ve güzel bir hayat sürmüştür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder