31 Ağustos 2014 Pazar

Sizden ücret istemeyenlere uyun...


Sizden ücret istemeyenlere uyun...
Müminler hayatlarını Allah'a adarlar, her yaptıklarında O'nun rızasını gözetirler.

Ahir zamandayız ya, bazı insanların nerdeyse herşeyi para olmuş. Parayla yatıp parayla kalkıyorlar. Kafalarında hep kazanacakları para, yatırım yaptıkları para, kar ettikleri ticaret var. Nerdeyse başka hiçbir şey düşünemez olmuşlar.
“Kişiyi nasıl bilirsin, kendin gibi” demiş atalarımız. İnkar edenler nasıl samimiyetsizlerse, nasıl bencil ve egoistlerse karşılarındakileri de öyle zannederler. Kendileri para olmadan adım bile atmazken müminleri de kendileri gibi zannederler. Oysa müminler canlarını, mallarını Allah’a adamış, bu dünyadan geçip tam anlamıyla ahirete yönelmiş insanlardır. Ama inkar edenler için bu samimiyet ve ihlas asla yakalanamayacak yüksek bir ruhtur. Bu yüzden müminlerin samimiyetini kavramaları mümkün değildir.
Bütün bu konuları anlatmamın sebebi aslında bu dönemde televizyonlara çıkıp, ya da köşe yazarlığı yapıp bundan para alan bazı alimlere dikkat çekmek. Bu kişiler çıkıp her yerde dinimizi para ile anlatıyorlar.  Oysa dava adamının para karşılığı Allah yolunda hizmet etmesi haramdır. Kuranİslam para ile anlatılmaz. Tebliğyapmak zaten Müslüman’ın en baş görevlerinden biridir.
Bizim üzerimizde de (sorumluluk ve görev olarak) apaçık bir tebliğden başkası yoktur.” (Yasin Suresi, 17)
Dolayısıyla Kuran, her mümine tebliğ yapmasını emreder. Mümin Allah’ı, Kuran’ı anlatmaktan dolayı değil para almak, bunun için her türlü imkanını seferber ederek üzerine para verir. Kendi parasıyla kitaplar alıp insanlara dağıtır, internet siteleri kurar, yazılar yazar, televizyon programlarında konuşur. Bütün bunları da yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak için yapar.
Kuran’da örnek olarak gösterilen peygamberlere baltığımızda da hiçbirinin yaptıkları tebliğden en ufak birücret almadığını görüyoruz. Peygamberimiz ve yanındaki sahabeler yıllarca yaptıkları tebliğden herhangi bir ücret istediler mi? Peki ya Hz. Musa Firavun’dan herhangi bir ücret talep etti mi? Hapiste yıllarca herkese tebliğ yapan Hz. Yusuf bunun için en ufak bir karşılık bekledi mi? Tabii ki hayır. Tüm peygamberler ihlasla ve samimiyetle kendilerine verilen elçilik görevini yerine getirdiler. Kavimlerine gece gündüz demeden hak dini anlattılar. Bunun için tüm imkanlarını kullandılar. Canlarını ve mallarını hiç düşünmeden Allah yolunda harcadılar.
Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan, O’nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz, Allah, kafir olan bir topluluğu hidayete erdirmez. (Maide Suresi, 67)
Allah’a itaat edin, peygambere de itaat edin ve sakının. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki, elçimize düşen, ancak apaçık birtebliğdir. (Maide Suresi, 92)
Yazılarımda hep ahir zamanda olduğumuzu anlatıyorum. Bu zorlu dönemde hizmet etmek, dinimizi anlatmak, malını, mülkünü Allah yolunda harcamak gerçekten çok önemli.  Müminler bunu ihlasa yapacak. İmana ağırlık vermeyip ticarete ağırlık verdiğinde, paraya, çıkara ağırlık verdiğinde iman unutuluyor ve iman zaafiyeti oluyor. O zaman kişi için ne İttihad-ı İslam önemli oluyor, ne Mehdi’nin çıkışı önemli oluyor, ne İsa Mesih’in inişi önemli oluyor. Bu yüzden mümin dünyadan çıkar beklemeyecek, özellikle dini tebliğ ederken, Allah yolunda salih bir amel işlerken hiç bir ücret talep etmeyecek. Karşılığını en güzel şekilde, Allah’ın rızasını kazanarak ahirette alacak. Tıpkı peygamber gibi…
İşte Allah’ın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu hidayetlerine uy. De ki: “Ben bunun için sizden bir ücretistemiyorum. O (Kur’an), alemlere bir ‘öğüt ve hatırlatmadan’ başkası değildir.” (En’am Suresi, 90)
De ki: “Ben buna karşılık, Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen (insanlar olmanız) dışında sizden bir ücret istemiyorum.” (Furkan Suresi, 57)
De ki: “Ben sizden bir ücret istemişsem, artık o sizin olsun. Benim ecrim (ücretim), yalnızca Allah’a aittir. O, herşeye şahid olandır.” (Sebe Suresi, 47)
Yaşadığımız bu dönemde Hz. Mehdi’nin ve Hz. İsa’nın da nasıl yüksek bir ahlaka, nasıl muhteşem bir şahsiyete sahip olduklarını göreceğiz. Bu iki muhteşem insan sevgi insanlarıdır. Öyle parayla pulla, dünyayla işleri olmaz. Kendi çıkarlarını değil insanların imanını, mutluluğunu ve huzurunu düşünürler. Onlar sevgi, barış, kardeşlik, dostluk ve adalet adına ellerinden gelen her şeyi yapacaklar ve tüm dünyaya örnek olacaklar. Bu dünyayı sevgiye, güzelliğe ve mutluluğa boğacaklar. Ve onlar da tıpkı Kuran’da övülen peygamberler gibi hayatları boyunca yaptıkları tebliğden en ufak bir karşılık almayacaklar…
“Sizden ücret istemeyenlere uyun, onlar hidayet bulmuş kimselerdir.” (Yasin Suresi, 21)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder