2 Mayıs 2016 Pazartesi

Ahir zaman münafıklarını çok iyi tanıyın…


Ahir zaman münafıklarını çok iyi tanıyın…
Münafıklar namaz kılmaktan, infak etmekten nefret ederler, Kuran'ı dinlemeye katlanamazlar...

Peygamberimiz döneminde de varlardı, Hz. Musa döneminde de… Hz. İsa’nın bir avuç talebelerinden biri demünafıktı. Her samimi Müslüman topluluğun içine sızar münafıklar. Ne onlardandırlar, ne de inkâr edenlerden. İkisi arasında bocalayıp dururlar. Samimiyetsizliklerinden, hainliklerinden, şeytan gibi olmalarından dolayı Allahcehennemin en alt tabakasını bu güruh için hazırlamıştır. Bunlar hayatlarını müminlere tuzak kurmak, onları dağıtmak ve onlara zarar vermek için toplanmış kalleş insanlar topluluğudur. Ama Allah’ın yazdığı kader üzerine hiçbir zaman başarılı olamayacaklardır.
Gerçek şu ki, münafıklar (sözde), Allah'ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır. Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı ancak çok az anarlar. (Nisa Suresi, 142)
Münafıklar kuvvet hep dışarda diye düşünür. Ama Müslümanda da kuvveti görürse bir parça, o zaman bir hayranlık duymaya başlar. Onun için Peygamberimiz hep kuvvet göstermiştir, hep güç göstermiştir. Bu Müslümanın vasfıdır. O zaman münafıklar da baş eğdiler.
Münafık küfürde kuvvete, onura sahip olacağım diye yanar tutuşur. Ama küfre de gittiğinde küfür onu yakar, bitirir. Yandıkça küfre girer, küfre girdikçe yanar. Bu birbiriyle sürekli yarışan bir sistem olur. Ve sonunda onu yutar bitirir. Ta ki cehennemin ortasına götürünceye kadar…
Münafığın en büyük ideali Müslümanlardan ayrılmaktır, bir an önce ayrılmak. Çünkü menzil kazanması gerekir. Yani uzaktan vurmak için. Ama ayrılırken de tabii ilk atağını Müslümanların anlayacağı bir tarzda yapmaz. Anlamayacağı şekilde yapmaya çalışır. Ve kendini Müslüman olarak tanıtarak, mümin olarak tanıtarak ayrılma eğilimindedir.  
Münafıkların gözlerinden nefret akar yani pis bir elektriği olur. O nefreti gizlemek ister ama beceremez.
Münafık hep intikam peşindedir. Ya sözüyle intikam almak ister, ya gözüyle, ya ahlaksızlığıyla Müslümanları rahatsız etmek ister, ya onları huzursuz etmek ister, başını belaya sokmak ister ama takva görünümünde yapar.
Münafıklarda aşağılık kompleksi olduğu için onlar hep kendini büyük göstermek ister. Hep çok büyük olmak ister. Ama asla da erişemez, hep aşağılanırlar. Allah hep onları aşağılar.
Münafıklara Allah bir süre verir. Mesela onlar sağlıklı gibi durur, hâlbuki Allah diyor ki: “Ben onları adım-adım belanın içine yaklaştırıyorum.” Her yıl, her ay onlar belaya doğru yaklaşırlar.
Münafıklarda bakış bozukluğu vardır. Yani nefretini bir perdeyle gizlemeye çalışır. Onun için münafığın bakışı donuklaşır. Ama gizlese de anlaşılır.
Münafık zırvalar. Allah’tan hiç bahsetmek istemez. Münafığın özelliğidir. Allah’tan bahsettiğinde içi yanar. Onlar hep misalle konuşmaya çalışırlar. Yani insanlardan örnek verir, çevreden örnek verir. Misalle konuşur. Münafığın ana özelliğidir.
Münafığın Kur'an dinlemeye tahammülü olmaz. Çok sıkılır, çok bunalır. Müslümandan da sıkılır. Çünkü Müslüman’ın yüzündeki aydınlık onu bunaltır. Allah’ı hatırlar Müslümanları gördüğünde, sıkılır.
Münafıklar şeytanla transa geçip ondan bilgi alır. Şeytan ona, “bunu yap, şunu yap, şöyle pislik yap, böyle ahlaksızlık yap, şöyle fitne çıkar” diye ona yalnızken akıl verir. Müminlerin yanında Allah’tan bahsedildiği için orada konsantrasyonu dağılır.
Münafıklar izbelerde plan kurarlar. Şeytanla bağlantıya geçer, transa geçer. Onun için münafıklar hep yalnızlığı seçerler. Yalnız olmak isterler, tek kalmak isterler. Şeytanla o transın bozulmasını istemez.
Münafıklar Kuran okunduğunda kaçacak delik arıyorlar. “Nefretle geri dönerler” diyor Allah ayette. Ama boş bir laf duyduklarında gelirler, münafığın özelliğidir.
Münafık, Müslümanların arasından gittiğinde bela gitmiş olur, Allah Müslümanların üstünden belayı kaldırmış oluyor. Şükretmesi gerekir müminin. Çünkü o gittiğinde sürünmeye gidiyor zaten. Perişan olur, akıl sağlığı bozulur, ruh sağlığı bozulur. Bütün münafıklar perişan olmuştur, peygamberimizin yanından gittikten sonra. Ahir zaman münafıklarını da bekleyen aynı sondur.
Gerçekten münafıklar, ateşin en alçak tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı bulamazsın. (Nisa Suresi, 145)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder