1 Mayıs 2016 Pazar

İman hakikatleri ile mutlaka imanlı bir gençlik yetiştirmeliyiz!


İman hakikatleri ile mutlaka imanlı bir gençlik yetiştirmeliyiz!
Gençlere İslam'ın modern, sevgi dolu, kaliteli yüzünü göstermemiz gerek.

Allah Kuran’da birçok ayetinde “düşünme” üzerinde duruyor. Ama insanların çoğu ne Allah’ın yarattığı yerdeki delilleri, ne gökteki delilleri, ne ağaçların muhteşem güzellikte ve tatta elmalar, şeftaliler, muzlar vermesini, ne çamurlu bir topraktan müthiş renkli ve kokulu orkidelerin, güllerin, leylakların çıkmasını hiç düşünmüyor. İçinde bulunduğu milyonlarca yaratılış delilinin üzerinden sakince geçip gidiyor. Allah bu şuursuzluğu Kuran’da şöyle bildiriyor:
Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, ona sırtlarını dönüp giderler. (Yusuf Suresi, 105)
Sadece dizilerle yaşayan, nereye tatile gideceğini düşünen, nereye eğlenmeye, yemeğe gideceğini düşünen bir gençlik var şu anda. Ve bunların sayısı da oldukça fazla. Bu gençleri Kuran’a, imana ve tertemiz dinimizi yaşamaya çekmek gerek. Onları boş, amaçsız, sadece nefis eğlendirme üzerine kurulu sığ hayattan kurtarmak gerek. Onlara iman hakikatlerini anlatıp kalplerine Allah sevgisini yerleştirmek gerek. Eğer iman hakikatlerini ve yaratılış delillerini anlatırsak o zaman kalpleri açılır, şuurları açılır. Allah’ın ayette dikkat çektiği gibi derin düşünebilirler  ve samimi bir kalple Allah’a yönelebilirler.
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. (Bakara Suresi, 164)
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Ali İmran Suresi, 191)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder