Kafatasımızın içindeki samanyolu galaksisi!
İnsan vücudundaki indirgenemez komplekslikte organlar ve yapılar yaratılışı kanıtlar.
Vücudumuzda mikro düzeyde işleyen kaç sistem olduğunu biliyor musunuz? Yeryüzünde yaşayan milyonlarca insandan acaba kaçı bu muhteşem sistemlerden haberdar? Bu mükemmel sistemlerle doğuyoruz, yaşıyoruz, geziyoruz, yürüyoruz. Ve sadece bir tanesini bile incelediğimizde muazzam detaylarla karşılaşıp Allah’ın yaratma gücüne bir kez daha hayran oluyoruz...
Kafatasımızın içinde adeta bir samanyolu galaksisi yaratılmış.Beyin bildiğiniz gibi 1,5 kg ağırlığındadır ve vücudun %2’sini oluşturur. Bu kadar küçük olmasına karşın vücuttaki oksijenin %20’sini kullanır. Beyinde yaklaşık 86 milyar sinir hücresi bulunur. Gri kısım sinir hücrelerinin gövdelerini, beyaz kısım ise bu hücrelerden çıkan lifleri ya da diğer bir deyişle kabloları oluşturur.
Bir sinir hücresi binlerce sinir hücresi ile bağlantı kurabilir. Beyinde yaklaşık 100 trilyon bağlantı bulunur. Samanyolu galaksisinin içinde ortalama 200 milyar yıldız olduğu düşünülürse, beynimizde 500 galaksiyi dolduracak bağlantı bulunuyor. Böylesine kapsamlı bir ağı, küçücük bir alana sığdırmak ve onun katrilyonlarca bağlantı yapmasını ve bunu saliseler içinde başarmasını sağlamak elbette imkansızdır. Eğer her saniye sinir hücreleri arasındaki bir bağlantıyı saymaya başlasaydık, tamamını saymak 3 milyon yıl sürerdi. Üstelik bir sinir hücresinin binlerce farklı sinir hücresi ile bağlantı kurabildiği düşünülürse, bu bağlantıların hangi hücreler arasında olduğunu hesaplamak ise imkansız olurdu. Kısaca beynin içindeki bağlantılar, beynin hayal edebileceklerinin çok ötesindedir.
Çünkü hafızada oluşan her anı, sinir hücreleri arasında yeni bir bağlantı kurulmasına neden olur. Bir müzik aleti çalmak, yeni bir dil konuşmak ya da araba kullanmayı öğrenmek, beynin labirentlerini oluşturan ağ yapısını ve şeklini değiştirir. Öğrenilen bilgi tekrar edildikçe de, bu yapı güçlenir ve sinir hücreleri arasındaki iletişim hızlanır ve kolaylaşır.
Uyanık olunan anlarda beyin sadece bir ampulü yakacak kadar elektrik enerjisi üretir. Ve genel kanının aksine sağ veya sol olarak değil, bir bütün olarak çalışır. Sahip olunan genlerin neredeyse yarısı beynin oluşmasında görevlidir, diğer yarısı ise vücudun kalan %98’inin oluşumunda görev alır. Beynin bu muhteşem özellikleri dikkate alındığında, böyle kusursuz bir yapının kendiliğinden zaman içinde oluştuğunu iddia etmek mümkün değildir. Beyin diğer tüm özellikler gibi Yüce Rabbimiz’in insana sunduğu bir nimettir.
Aslında her insanın dünyadaki yaşamı, vücudundaki uzuvları, organları, birbirinden eşsiz şekilde yaratılmış sistemleri ve hücreleri Allah’a aittir. İnsan, süresi belirlenmiş olan ömründe kendisine verilen bu imkanları en iyi şekilde değerlendirmek zorundadır. Ölümünün ardından kendisini yaratan ve nimetlerle donatan Rabbimiz’e hesap verecektir. Sahip olduğu bu büyük nimeti en güzel şekilde değerlendirmenin yolu ise Kuran’da şu şekilde bildirilmiştir:
“Ey iman edenler, sizi acı bir azabdan kurtaracak bir ticareti haber vereyim mi? Allah’a ve O’nun Resulü’ne iman edersiniz, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cehd edersiniz (çaba harcarsınız). Bu, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte ‘büyük mutluluk ve kurtuluş’ budur.” (Saf Suresi, 10-12)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder