Milyonlarca hiç ama hiç düşünmeyen yaşayıp giden insan var, peki ya sen?
Milyonlarca insanın yanlış yolda olması sakın sizi yanıltmasın.
Televole kültürü öyle yaygın ki, hem de sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada. İnsanlar varsa yoksa eğlencenin peşindeler. Vur patlasın, çal oynasın, eğlensinler, gülsünler. Nerede bedava yiyecek var, koşup oraya üşüşsünler. Nasıl bedava tatilyapabilirler, hangi yarışmadan araba kazanabilirler, bedava konser bileti nasıl elde edilir… Bu akşam nereye yemeğe gidelim, bu sene nereye tatile gidelim, hangi mağaza indirime girmiş, koşup talan edelim…
Şu geçtiğimiz günlerde Zorlu Center’da Balmain koleksiyonunu yağmalayan, birbirlerini bir parça kıyafet almak için ezip geçen Türkiye’nin güya elit tabakasını gördünüz mü? 10 milyonluk paltoyu 1.5 milyona aldım diye sevinen ekip! İnsan böyle görüntüleri gördüğünde birkaç parça mal için insanlıktan çıkanlar adına insan insanlığından utanıyor. Böylesine rezilliğe değer mi, oradan bir parça ceket kapmak? Zaten ölüp gideceksin, o yığdığın bütün kıyafetleri, paltoları, ceketleri, ayakkabıları, mücevherleri arkanda bırakıp gideceksin. Sade beyaz bir kefenle gömüleceksin. Acaba bu hiç aklına geliyor mu? Üzerine Balmain ceket giysen ne olur, ruhuna nasıl bir elbise giydirmişsin öne ona bak sen, acaba bu gerçeğin farkında mısın? İmanetmeden bu dünyadan gittiğinde sonsuz hayatında ne giyeceksin, ne içeceksin, nerede kalacaksın, peki onun farkında mısın?
Vur patlasın, çal oynasın, maceradan maceraya koşalım kafasında olan bu insanları ne PKK ilgilendiriyor, ne Müslümanların çektiği acılar ilgilendiriyor, ne sınır kapılarında yaşam mücadelesi veren zavallı mülteciler ilgilendiriyor. Bunların hiçbiriyle ilgilenmiyor bunlar. Eğer kazara televizyonda gözlerine böyle haberler ilişirse hemen kanalı değiştiriyorlar. Çünkü eğlencelerinden biran için bile kopmak istemiyorlar.
Acun Ilıcalı’nın ülkemize hediye ettiği Televole kültürüne bayılıyor hepsi.Saatlerce beyinlerini uyuşturan o magazin programlarını, yarışma programlarını, saçma sapan esprilerle dolu “Güldür Güldür” gibi güya komedi yapılmaya çalışan programları ve dizileri başından hiç ayrılmadan büyülenmiş gibi seyrediyorlar. Bu programların hepsi insanların derin düşünmesini engelleyen, onları rehavete kaptıran, kafalarını iyice boşaltan programlardır. Yetişen gençlikte maneviyattan uzak, milliyetçilikten uzak, kaliteden uzak yetişiyor, bomboş kafalı bir sürü insan dolaşıyor ortada. Miskin miskin saatlerce televizyonun karşısında oturup “çok sıkıldımmmm” diye birbirine mesaj atan egosit, bencil tipler bunlar.
Bütün bunlar olurken PKK Türkiye’nin Güneydoğusunu ele geçiriyor, kimsenin umurunda bile değil. Çünkü milyonlarca insan hiç düşünmüyor. Sadece seyredeceği diziyi, akşam giyeceği kıyafeti, sevgilisinin ona whatsup’tan ne yazdığını düşünüyor. Ne gerçek sevgi var, ne dostluk kardeşlik var, ne maneviyat var, ne devlete, millete, vatana bağlılık var. Ne inanç var, ne derin Allah sevgisi var, ne iman etmenin lezzetini yaşamak var. Çünkü derin düşünme yok, milyonlarca insanın beyninde böyle son derece sığ düşünceler ortalıkta dolaşıyor. Böyle sıradan, bomboş bir hayat yaşıyor.
Derin düşünmeyen bu insanlarda doğal olarak ahiret inancı da olmuyor. O sadece yaşadığı, gözleriyle muhatap olduğu dünyayı görüyor. Tıpkı fanustaki balık gibi. Bu dünyanın bitiminde sonsuz bambaşka bir dünyanın yaratılacağını da göremiyor. Bu dünyanın çok kısa sürdüğünü de fark edemiyor. Yanındaki kişi ölüp de toprağa giriyor, yine uyanmıyor. Sırayla annesi, babası, kardeşi, dostları ölüyor ama yine uyanmıyor. İşte böylesine tehlikeli bir durum ortaya çıkıyor.Çünkü o kapalı şuur ne olursa olsun bir türlü açılmıyor. Hayat boyunca tek kelime Allah’tan, dinden bahsetmiyor. Çünkü ne amaçla yaratıldığını hiç düşünmemiş. Önüne hayatı boyunca sunulan meyvelerin, sebzelerin, sayısız nimetlerin Kim tarafından yaratıldığını da hiç düşünmemiş. Sadece yiyip içip sınırsızca tüketmeye bakmış, ne şükretmiş, ne teşekkür etmiş. Arkasını dönüp çekip gitmiş. Böylesine nankör bir hayatı seçmiş.
Peki Allah ne diyor ayetinde: “... sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız?”
Evet milyonlarca insan hiç ama hiç düşünmedikleri için boş bir amaç uğruna yaratıldığını sanıyor. Nefsini sürekli eğlendirsin, yesin, içsin, yatıp uyusun, malları da yığıp biriktirsin diye bu dünyaya geldiğini sanıyor. Ama çok yanılıyorlar. Ahirette ne kadar yanıldıklarını çok büyük bir pişmanlıkla anlayacaklar ve ancak orada uyanacaklar…
İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar. Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar. Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır… (Enbiya Suresi, 1-3)
Derin düşünmemek ve yüzeysel yaşamak çok büyük bir tehlikedir…Kendinizi milyonlarca insanın düştüğü bu tuzaktan çok geç olmadan mutlaka çekip kurtarın…
Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler.' (En'am Suresi, 116)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder