2 Mayıs 2016 Pazartesi

Cennette uyku yok…


Cennette uyku yok…
Her insan Allah'ın ruhunu taşır ve vy ruh sonsuza kadar ölmez...

Dünyadaki hayatımızın nerdeyse üçte birini uykuda geçiriyoruz. Hiç bunun nedenini düşündünüz mü? Çünkü insan çok aciz yaratılmış bir varlık. Bir gün uyumasa, bir gün yemek yemese, bir gün yıkanmasa hemen perişan oluyor. Bunca acizlikleri Allah vücuduna toplanmış ki, kibirlenmesin, Allah’a karşı aczini her an hissetsin diye.
Uyku sadece dünyaya yönelik bir acizlik,  cennette uyku yok. Cennette sabah ve gece de yok. Böyle hafif gölge ve gölgenin biraz daha canlanması şeklinde gece gündüz farklılığı, öyle veriliyor cennette. Hafif fluluk, bir parça fluluk sonra iyice canlanma gibi, yine fluluk ama o flulukta da çok ayrı bir tatlılık oluyor. Canlanma da ayrı bir tatlı oluyor. Oradan zaman kıyasını öyle yapıyor insanlar, ahirette. Yorulmuyorlar, acıkmıyorlar, uykuları da gelmiyor. Bedenleri her türlü acizlikten sıyrılmış oluyor cennette.
Düşünün, temizlenmek için banyo yapmak yok, makyaj yapmak yok. Mesela bir kadın için makyaj ne kadar zor. Çok emek istiyor. Ciltlerinin pırıl pırıl, saçları çok mükemmel olmasını ister kadınlar ama hiçbir kadın mükemmel saçı bulamazlar. Her saç kusurludur, eksiktir. "Mükemmel bir saç var ama ben onu bulamıyorum" derler. İşte cennetteki saçtır bulamadığı mükemmellikteki.
Mesela mükemmel bir makyaj vardır, her makyaj yapan kadın bir türlü o makyajı bulamaz, çünkü cennettedir o ve sürekli sabittir. Cennette kadının makyaja ihtiyacı yoktur, doğal olarak makyajlıdır. Hiçbir meyve bizi doyurmaz, elma yediğimizde mükemmel bir elma modeli vardır kafamızda ama bir türlü onu bulamayız. Mesela çileği bile aldığında pudra şekerine batırırlar, çünkü çilekte bir şey vardır eksik olan. İşte cennette bunlar kalkıyor.
Mükemmel elmayı görmek, mükemmel çileği görmek, makyajın sürekli olması, mesela tırnak bakımına ihtiyacı olmaması kadınların, mükemmel tırnaklarının olması, bütün vücudunun mükemmel olması, toz ve kirin hiç olmaması cennete özgüdür.
Toz, burada özel olarak, mucize olarak yaratılır. Her bir toz tanesi uzay gemisi gibidir yakından bakarsak. Elektron mikroskobunda büyüttüğünde toz tanesini muazzam bir âlem olduğunu görürsün, havada uçuyor gemi gibi toz. Ama cennette yok toz, hiçbir yerde toz olmaz. Tertemizdir, ışıl ışıldır cennet.
Şimdi bütün bunların insanlara vereceği zevki bir düşünün. Mesela dişleri her yemekten sonra yıkamak gerekiyor. Daha yemeği yer yemez yıkamak gerekiyor. Cennette böyle bir şey yok, gıcır gıcır dişler. Cennette her seferinde dişini yıkamamasına hayret edecektir, dişini yıkamasına gerek olmamasına. Makyaj yapmaya gerek olmamasına hayret edecek insanlar, ama yüz katrilyon sene geçecek, yine de insanlara ülfet gelmeyecek.
100 katrilyon çarpı 100 katrilyon değil, 100 katrilyon sene bir insan söylese, bunun sonucunu bir araya getirsen ve "ne kadar zaman geçti" desen, "daha dün gibi" der, çünkü Allah Katında zaman yok. Zaman algı biçimi olarak veriliyor ve dünyayı biz hiçbir zaman için unutmayacağız. Tabi ki kötü olan şeyleri unuturuz, aklımıza gelmez, cennetin vasfı bu. Onun için Allah çok titiz bir imtihandan sonra cennete alıyor. Yoksa cennetin bir anlamı olmaz.
Cennette her şey özgürdür, kafamıza eser uçmak istersek uçarız, denizin altında yüzmek istersek yüzeriz. İstediğimiz yere gitmek istesek, anında kafamızdan geçmesiyle beraber o anda orada oluruz. Bediüzzaman, "Işık hızının üstündedir hayal hızı" diyor. Sırf hayal ettiğimizde, cennetin en uzak noktasında, anında orada oluyoruz. Anında, hayal ederek. Bu dünyada cennetin flu bir modeli yaratılmıştır. Mesela insan bir yemeği aklından geçiriyor hemen yutkunmaya başlıyor, ağzı sulanıyor. Hemen beyninde o yemek oluşuyor. Tadı ve kokusu da oluşuyor yaklaşık, onun için zaten ağzı sulanıyor. Bu sistemin netleşmesiyle oluşuyor, tabi fludur bu dünyada, cennette ise net olacaktır.
Bir insanın aklından geçirdiği yiyecek cennette birden net, üç boyutlu görüntü olarak oluşur, kokusuyla, tadıyla her şeyiyle. Allah onu anlamamız için flu olarak o sistemi beynimize ruhumuza koymuştur. Cennette bu çok nettir, mesela uçmak isteyen kafasından geçirince uçtuğunu hisseder. Hatta rüyasında da birçok insan uçar. Hayal ettiğinde de uçabilir. Denizin altında yüzdüğünü düşünür, hayal ettiğinde istediğin gibi olursun. Ahirette kafamızdan geçirmemizle yaratılması bir olacaktır, aynı bu dünyadaki beynimizde olduğu gibi ama bu fluluğun tabii biraz daha neti rüyada oluyor, ahirette tam neti olacaktır, dünya o kadar net değildir, Allah "o gün görüş keskindir" diyor. Yani biz bu dünyadan uykudan uyanır gibi uyanacağız ve cennette Allah’ın izniyle bedenimizdeki tüm acizliklerden arınmış olarak tekrar yaratılacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder