10 Ekim 2015 Cumartesi

İnsan bazen nefes bile alamayacak gibi oluyor…


İnsan bazen nefes bile alamayacak gibi oluyor…
Tevekkül etmeyen insan için bu dünyada cehennem başlamış demektir...

İnsan bazen nefes bile alamayacak gibi oluyor, elleri buz kesiyor, midesinde sanki hiç geçmeyecek gibi bir düğüm hissediyor, tüm vücudu kasılıyor. Üzüntüsü tüm vücudunu kaplıyor, şeytan kalbini sıktıkça sıkıyor, onu boğdukça boğuyor. Bazen bu ruh hali günlerce, bazen aylarca sürebiliyor. Peki ama neden insan böyle korkunç bir ruh hali yaşıyor, neden kendisine günlerce hatta aylarca azap çektiriyor?
İnsanın bütün bunları yaşamasının tek bir nedeni var: imansızlık ve tevekkülsüzlük… Eğer hayatında karşılaştığın her şeyi Allah’ın yarattığını bilmezsen, eğer iman etmezsen, eğerdünya hayatında sürekli imtihan olduğunu bilmezsen, o zaman şeytana kendini tam anlamıyla kaptırıyorsun. Şeytan da seni parmağında oynatıp, seni üzüntüden üzüntüye düşürüyor.
Bu dünyada mutlu ve huzurlu yaşamanın tek anahtarıdır: tevekkül. Her şey ters gitse de Müslüman mutlaka hepsinde hayır olduğunu düşünür. Eğer Allah kaderde bu şekilde yaratıyorsa, hepsinde mutlaka bir güzellik, bir eğitim vardır.
Allah müminin de hayatında birçok olay yaratır, birçok zorluk yaratır. Mümin hepsine tevekkül eder. Gerçekten tevekkül etmeyi bilen insan için korku yoktur, hüzün yoktur, ruhunda en ufak birsıkıntı yoktur.
Allah, “Telaş etmeyin. Tevekküllü olun. Bana bırakın.O zaman rahat edersiniz” diyor. Mümin de kendisini Allah’a teslim ediyor. İnkâr eden ise her olayı kendi kontrolünde zannediyor, çabaladıkça çabalıyor, sıkıldıkça sıkılıyor. Bir şeyi başaramadığında, ya da bir zorlukla karşılaştığında hemen kendisini ya da diğer insanları suçlamaya başlıyor. İşte o zaman bu insan müthiş bir kaosun, karmaşanın ve mücadelenin içine düşüyor. Şeytan da onu bu kirli bataklığın içine soktukça sokuyor. Artık o insan sürekli ağlayan, isyan eden, “neden ben” diyen, sürekli sinirlenen, kavga çıkaran, hayatı kendisine zindan eden bir insana dönüşüyor. Şeytan da insanı Allah’tan bu kadar uzaklaştırdığı için bir köşeden kendisine gülüyor.
Allah’tan uzak olan hiçbir insan bu dünyada mutlu olmaz. Allah’a tevekkül etmeyen insan hiçbir şekilde bereket bulamaz, ferahlık bulamaz. Ama tevekkülün sırrını yakalayan, onu bulan, ona sarılan, dünyanın en büyük nimetine, en büyük ferahlığa sarılmıştır. Kaderi bilmediğinde insan sürünür, acı çeker, mahvolur. Ama kaderi bilirse, her olayın Allah’ın kontrolünde olduğunu bilirse o zaman müthiş bir iç huzuru olur, o insan her an tevekkül etmesinin sevabını kazanır. Her an Allah’tan razı olmasının karşılığını alır.
Ama Allah’tan uzak olup isyan ettiğinde Allah da o insanın kalbini sıkar. İsyan etmek ne demek? Şükretmemek ne demek? Eğer Allah’tan razı değilsen, sürekli şikayet ediyorsan o zaman haşa Allah’ın sana haksızlık yaptığı kanaatindesin demektir. O zaman Allah’ta sana huzur vermez, bereket vermez, mutluluk vermez. Duygusal bakış açısı geliştiren insan Allah’tan kopmuş demektir, artık o kendi şeytanıyla cebelleşip duruyor demektir.  Bir ağlar, bir üzülür, bir hüzünlenir, bir türlü başı beladan kurtulmaz. Tevekkülsüzlüğünün cezasını kendi kendine çeker.
Söylediğim gibi tevekkül bu dünyada huzurun ve mutluluğun tek anahtarıdır. Bu yüzden mümin iradesini mutlaka güçlendirmeli, Allah’a olan teslimiyetini ve tevekkülünü sürekli genişletmelidir. Allah’la bağlantısını sürekli canlı tutmalı bir saniye bile kesmemelidir. Dünyadaki geçici nimetler iman edilmediği sürece insanı mutlu etmez. İmansız bir insan sarayda da olsa mutsuzdur. Ama iman ve tevekkül insanı çok mutlu eder. Tevekkül ettiğinde her türlü ıstırap ortadan kalkar. Kuşkusuz bu Allah’ın iman eden kullarına verdiği çok büyük nimettir. İmansız ise Allah’a güvenmemenin getirdiği ıstırabı her gün yaşayacaktır…
Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak olursa, Ondan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca Allah'a tevekkül etsinler. (Ali İmran Suresi, 160)
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder