İnsanların çoğu adeta zombi mi? Yaşar gibi görünüp aslında yaşamıyor mu?
Milyonlarca iman etmeyen insan olması sakın sizi kandırmasın...
Aslında bu cümleyi insan derinlemesine tefekkür edebilse ve derinlemesine kavrayabilse hayata bakış açısı tamamiyle değişir. Üzerindeki şuur kapanıklılığı kalkar, ülfet perdesi kalkar, gördüklerini alışkanlıkla değerlendirmesi kalkar. İnsan bambaşka bir bakış açısına geçer, tabii ki Kuran’la.
İnsan yaşadığı yıllar boyunca sayısız insanla karşılaşıyor, onlarla iç içe yaşıyor. Onların sözlerini dinliyor, onlarla konuşuyor, onları kaale alıyor, onlara değer veriyor. Bakıyor ki dünyaya dalmış bir sürü insan var. Allah’ı unutmuşlar, ahireti unutmuşlar, “vur patlasın, çal oynasın” eğlencedeler. Kimi de parayı ilah edinmiş, gece gündüz demeden paranın peşinden koşuyor. Paranın esiri olmuş, kölesi olmuş. Aç kurt gibi kazanmaya doymuyor, kazandıkça daha da fazlasını elde etmek için çabalıyor.
Şimdi bazı insanlar böyle iman etmeyen yüzbinlerce insanın içine düştüklerinde diyorlar ki “bu insanların hepsi mi yanlış yolda, bu kadar insan hata yapıyor olamaz, zaten kimse namaz kılmıyor, kimse Kuran’a uymuyor, bu insanların hepsi mi cehenneme gidecek” diye düşünüyor ve bu şekilde kendisini güzelce kandırıyor. Hem de yıllarca...
Oysa Allah ayetinde “insanların çoğuna uyacak olursan seni doğru yoldan saptırırlar” diyor. Demekki bu binlerce iman etmeyen insan arasında imanlı bir avuç, az sayıda insan var. İnsanların çoğu ayette bildirildiği gibi yanlış yolda. Sen bu binlercesine uyup kalabalığa karıştığında hayatının en büyük hatasını yapmış oluyorsun. Üstelik Allah bu yarattığı binlerce insanın aslında ruhu olmadığını, baktıklarını ama görmediklerini, duyduklarını ama işitmediklerini, kalplerinin tamamen örtülü olduğunu bildiriyor:
Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azap onlaradır. (Bakara Suresi, 7)
Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler.Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır. (Araf Suresi, 179)
Ayette Allah gördüğünüz gibi yüzbinlerce insanı cehennem için özel olarak yarattığını bildiriyor. Yani bunlar ruhu olmayan ama görünüşte insan görüntüsünde olan, sizinle konuşan, gülen, iş yapan, birlikte yaşadığınız insanlar. Allah bu insanları bize görüntü olarak gösteriyor, bir imtihan olarak bizleri bu insanlarla birlikte yaşatıyor.
“Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin” (Neml Suresi, 80) diyor Allah bir ayetinde. Dünyada insanların epey bir bölümü ölü olduğunu, adeta zombi olduğunu söylüyor. Yani bildiğiniz ceset, morgdan kalkmış gibi, ama yürür, konuşur, hareket eder fakat ölüdür. Allah sırrı açıklıyor; o yüzden söz dinlemiyorlar diyor.
Allah diyor ki; “Siz onları diri zannedersiniz, onlar ölüdürler.” Bu muhkem ayettir. “Konuştuğu için, baktığı, yürüdüğü için canlı zannediyorsunuz. Halbuki canlı değil” diyor Allah. Allah ruh üfürmemiş. Toplumda zombi olan, ölü olan insan sayısı çok fazla. Bunlar adeta et yığını gibiler. Ruhları yok ama canlı taklidi yapıyorlar.
Bu yüzden insan çevresindeki insanları değerlendirirken çok akılcı değerlendirmeli. “Yok benimarkadaşım şöyle, yok benim ailem böyle, yok benim çevrem böyle” dememeli. Eğer onlar ısrarla iman etmiyorlarsa Allah tarafından kendilerine ruh verilmemiş olabilir. Bu insanlar ahirette çok farklı bir yüzle insanın karşısına çıkabilir. Hatta insanın sonsuz azapla cezalandırılmasına vesile olabilir.
Bu insanlar söylenenlere normal tepkiler verdiklerinden, konuşup güldüklerinden, yiyip içtiklerinden fark edilmiyorlar. Allah da bir imtihan olarak bu ruhu olmayan insanları milyonlarca insanın arasına dağıtıyor, sezdirmiyor. İnsanlar bu gerçeği bilseler çok korkarlar ama Allah bir hikmete binayen bildirmiyor, hepsini iç içe yaşatıyor.
Ama imanlı olan ve ayetleri bilen müminler karşısında ısrarla iman etmemekte direnen, Kuran’a ve ayetlere direnen insanın aslında ruhsuz olan zombilerden olabileceğini, bu şekilde yaratılmış olma ihtimalini biliyor. Ayrıca bakışlarındaki derin boşluk ve kalplerindeki katılık onları gerçekten ele veriyor...
Bu yüzden mümin yalnızca Allah dostunu dost ediniyor, iman edenleri dost ediniyor, kalbi imanla dolu olan insanları veli ediniyor.
Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz? (Casiye Suresi, 23)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder