Bu yüzyılda göreceğimiz Hz. İsa’yı nasıl tanıyacağız -1
Peygamberimizin hadislerine veBediüzzaman’ın sözlerine göre Allah’ın izniyleHz. İsa’nın o nur yüzünü bizlerde göreceğiz. Binlerce yıl sonra tekrar bir peygamber görmek, onun ağzından çıkan hikmetli sözleri duymak ne büyük şeref ne büyük bir mutluluk. Böylesine büyük bir gün için her geçen gün daha çok heyecanlanıyor, her geçen gün daha da büyük bir özlemle Hz. İsa’yı bekliyorum. Bu mübarek peygamber Hz. Mehdi’nin yardımcısı olacak. O kadar büyük olaylar yaşanacak ki, tüm dünya heyecandan yerinde duramayacak. Bugün o güzeller güzeli Hz. İsa’yı nasıl tanıyacağımızı paylaşacağım sizlerle.
Kuran Hz. İsa ile ilgili çok fazla bilgi içerir. İnsanlar bu bilgileri öğrenebilirler ama Hz. İsa’yı tanımaları mümkün olmayabilir. Bu konu ile ilgili Bediüzzaman Said Nursi şunları söylemektedir:
Hz. İsa (A.S) geldiği vakit, herkesin onun İsa olduğunu bilmesi gerekmez. O'nun yakınları ve ileri gelen kişiler, imanın nuru ile onu tanırlar. Yoksa açıkça herkes onu tanımayacaktır. (Mektubat, s. 54)
Bediüzzaman Said Nursi bir başka sözünde konuya şöyle dikkat çeker:
"Hatta Hazret-i İsa Aleyhisselam'ın nuzulü dahi ve kendisi İsa Aleyhisselam olduğu, nur-u imanın dikkatiyle bilinir;herkes bilemez." (Şualar, s.487)
Hz. İsa’yı bize tanıtacak Kuran’dan çıkardığımız özellikleri şöyle sayabiliriz:
1. Hz. İsa üstün ahlak özellikleri ile diğer insanlardan ayrılır:
Allah'ın seçip gönderdiği her peygamber gibi, Hz. İsa da tüm üstün ahlak özelliklerini üzerinde taşır. Onu diğer insanlardan ayıran en belirgin fark, yaşadığı toplum içinde alışılmadık bir şekilde ortaya çıkan yüksek şahsiyetidir. Öyle ki halk arasında hiç rastlanmayan, insanların alışık olmadığı ve görür görmez etkilenecekleri ahlaki özelliklere sahiptir. Allah'a olan güveni ve imanı ile son derece kararlı, cesaretli, toplumun etkisi altında kalmayan, aksine herkesi etkileyen, güçlü bir insandır. Nitekim tüm peygamberlerin üzerlerinde taşıdıkları bu üstünlük ayetlerde şöyle bildirilmektedir:
Bu, İbrahim'e, kavmine karşı verdiğimiz delilimizdir. Biz, dilediğimizi derecelerle yükseltiriz... Ve ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik, hepsini hidayete eriştirdik; bundan önce de Nuh'u ve onun soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u hidayete ulaştırdık. Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz. Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı da (hidayete eriştirdik.) Onların hepsi salihlerdendir. İsmail'i, Elyasa'yı, Yunus'u ve Lut'u da (hidayete eriştirdik). Onların hepsini alemlere üstün kıldık. Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden, kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik. Bu, Allah'ın hidayetidir; kullarından dilediğini bununla hidayete erdirir... (Enam Suresi, 83-88)
2. Hz. İsa peygamberlere has yüz ifadesi ile tanınacaktır:
Elçilerin üstünlüklerinin gerek bilgice, gerekse vücutça olduğu da Kuran'da bildirilmektedir:
... O (şöyle) demişti: "Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı. Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) geniş olandır, bilendir." (Bakara Suresi, 247)
Bilgice, akılca, vücutça, ahlakça üstün kılınmış bir insan olarak Hz. İsa'nın yüzünde peygamberlere has bir ifade olacaktır. Sahip olduğu güçlü Allah korkusunun ve derin imanının nuru, yüzüne yansıyacaktır. Ve peygamberlere has olan nurlu ifade o derece açık olacaktır ki, onu görenler diğer insanlara kıyasla çok üstün bir insanla karşılaştıklarının farkına varacaklardır. Ancak unutmamak gerekir ki, elbette herkes bunu kabul edecek değildir. Kimi insanlar içlerinde duyacakları haset ve kin sebebiyle, bu ahlaki üstünlüğü gözardı edebilirler. İçten içe farkında olsalar da, işlerine gelmediği için anlamazlıktan gelebilirler. Yalnızca imanında samimi olanlar, bu üstünlüğü görüp gereği gibi takdir edebileceklerdir.
Allah, Hz. İsa'nın hem dünyada hem de ahirette "... seçkin, onurlu, saygın ve Allah'a yakın kılınanlardan..." (Al-i İmran Suresi, 45) olduğunu bildirmiştir. Allah'ın ayetinin bir tecellisi olarak tüm peygamberler gibi Hz. İsa da çevresindeki insanlar arasında saygınlığıyla, seçkin ve onurlu oluşuyla tanınacaktır.
3. Hz. İsa’nın hikmet ve hitabet gücü çok yüksek olacaktır:
Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir... (Enam Suresi, 89)
Allah, çeşitli kavimlere tebliğ yapmaları, onları uyarıp korkutmaları için gönderdiği peygamberlerini hikmet sahibi de kılmıştır. Hikmetli bir anlatım, isabetli konuşmalar, doğruya davet edici ve kötülükten menedici tavırlar, tüm peygamberlerin ortak özellikleridir. Nitekim Kuran'ın daha pek çok ayetinde tek tek peygamberlere verilen hikmete de dikkat çekilir. Örneğin, Hz. Davud için "... ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik." (Sad Suresi, 20); Hz. Yahya için, "... daha çocuk iken ona hikmet verdik." (Meryem Suresi, 12); Hz. Musa için, "O, erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca, ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik..." (Kasas Suresi,14); Hz. Lokman için, "Andolsun, Lokman'a "Allah'a şükret" diye hikmet verdik..." (Lokman Suresi, 12); Hz. İbrahim için, "... Doğrusu Biz, İbrahim ailesine Kitabı ve hikmeti verdik..." (Nisa Suresi, 54) diye bildirilmiştir.
Allah'ın bize bildirdiği, "Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir..." (Bakara Suresi, 269) ayeti gereği, tüm peygamberlerin hikmet verilerek ödüllendirildiğidir.
Umarım bizler de Allah’ın verdiği derin imanla Hz. İsa’yı tanıyan ve bu güzeller güzeli peygamberin yanında olan insanlardan oluruz. Yazıma ikinci bölümde devam edeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder