Hz. Mehdi ile ilgili yeni hadisler ve yeni bilgiler -1
Hz. Mehdi son kez İslam'ı tüm dünyaya hakim edecek.
Peygamberimiz Hz. Mehdi’yi o kadar güzel anlatmış, öyle güzel tarif etmiş ki, Müslümanlar onu görünce rahatça tanıyabilsinler diye. Dış görünüşünü anlatmış, nasıl mücadele edeceğini anlatmış, nasıl kutsal hazinelerle İstanbul’dan çıkacağını anlatmış. Materyalizmi, dinsizliğin felsefesini kökünden söküp atacağındanBediüzzaman’da ne kadar detaylı tarif etmiş. Bütün bu detaylı tariflere baktığımızda aslında şunu görüyoruz, Hz. Mehdi hem çok gizli, hem de apaçık ortada. İman gözüyle bakanlar, Allah aşkıyla bakanlar Hz. Mehdi’yi görüp tanıyabileceklerdir. Bugün peygamberimizin Hz. Mehdi ile ilgili çok bilinmeyen hadislerinden bahsetmek istiyorum:
Hz. Mehdi Kafkasya'dan Gelecektir:
"Müslümanlardan bir zat (Hz. Mehdi gelecek, bu zatın şerefi kafkasya'nın en ulu dağından etrafa güneşin şuaı gibi (ışık hüzmeleri gibi)şulenisar olacaktır (etrafa ışıltılar saçacaktır).”1
Hz. Mehdi, İlk Başlarda İsminin Meşhur Olmasından Kaçınacaktır:
Peygamberimiz'in hadislerinde verilen bilgilerden, ortaya çıkışından önceki dönemlerde Hz. Mehdi'nin isminin meşhur edilmeyeceği anlaşılmaktadır. Hz. Mehdi'nin isminin meşhur edilmemesi için tek çözüm müstear isim kullanmasıdır. Bu yüzden Hz. Mehdi de faaliyetlerine başladığı ilk dönemlerde kendi ismini gizleyecek, kendi adı yerine başka bir isim kullanacaktır.
“Mufazzal bin Ömer der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık aleyhisselam’ın huzurunda idim ve benimle birlikte başkaları da vardı. İmam aleyhisselam bize şöyle buyurdu: “Sakın Hz. Mehdi (AS)’nin adını meşhur etmeyin”...” 2
Hz. Mehdi'nin Bir İsmi de ''Arslan''dır:
“Maveraünnehir’den bir adam (Hz. Mehdi (AS)) çıkar, ona El-Hâris (arslan) denir.Onun askerlerinin kumandanı olan bir adam vardır ki ona da Mansur denilir. O El-Haris, tıpkı Kureyş’in Resulullah (sav)’a zemin hazırladığı gibi o da Al-i Muhammed’e zemin hazırlar veyâ onları yerleştirir (ravi şek etmiştir). Her mümine, ona yardım etmek veya davetine icabet etmek (ravi şek etmiştir) vaciptir.” 3** Haris arslan demektir.
Hz. Mehdi (AS)'nin Hem Eli Hem Ayağı Ayrı Ayrı Zincirlenecektir:
Mümin şahıs (Hz. Mehdi (AS) Deccal'i görünce: "Ey insanlar! Resulullah'ın zikrettiği Deccal işte budur" der.Deccal hemen onunla ilgili emrini verir de o zat karnı üzerine uzatılır ve arkasından: "Onu alın da yaralayın" der. Artık o zatın sırtı ve karnı döve döve genişletilir. Bu sefer Deccal onu (Hz. Mehdi (AS)'yi) iki elinden ve iki ayağından yakalar da fırlatır atar. İnsanlar Deccal'in onu bir ateş içine attığını sanırlar. Halbuki o bir cennet içine atılmıştır. 4
Peygamberimiz'in hadisinde ahir zamanda Deccal'in, Hz. Mehdi'nin eline ve ayağına zincir vuracağına dikkat çekmiştir. Hadiste verilen bu bilgilerden, Hz. Mehdi'nin ellerinin ve ayaklarının zincirle bağlanarak yaşadığı dönemin hapishanelerine ve akıl hastanelerine atılacağı anlaşılmaktadır.
İnsanlar Hz. Mehdi'yi Evlerinde, Sokaklarda Görecekler, Onu Sıklıkla İzleyecekler; Ancak Hz. Mehdi Olduğunu Fark Etmeyeceklerdir:
Hadislerde verilen bu bilgiler, Hz. Mehdi'nin insanlar arasında tanınan, bilinen; oldukça göz önünde olan, namı ve şöhreti herkes tarafından bilinen ancak, ‘Hz. Mehdi sıfatıyla tanınmayan’ bir kimse olacağını göstermektedir.
“Sedir-i Seyrefi der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık aleyhisselam’dan duydum ki: ... Hakkı gasp olunan ve inkar olunan mazlum imamınız ve bu (gaybetin) sahibi (Hz. Mehdi onların arasında dolaşır, pazarlarında gezer, onların bastığı yerlerden geçer. Ama onlar onu (Hz. Mehdi'yi tanımazlar, ta ki sonunda Allah kendisini onlara tanıtması için tıpkı Hz. Yusuf’a verdiği gibi ona izin verir.” 5
Kaynaklar:
1. (Osman Yüksel Serdengeçti, Mabedsiz Şehir, Serdengeçti Neşriyatı: VI, s.107)
2. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 174)
3. (Ebu Davud, Mehdi 1, (2452)) Ravi: Hz. Hilal İbnu Amr (r.a.) (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni, c. 5, s. 617) (Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/410)
4. (Mehdilik ve İmamiye, İbrahim Süleymanoğlu, s. 40)
5. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 189)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder