Kanımız kırmızı iken damarlarımız neden mavi görünür?
Hiç düşündünüz mü? Kanımız kırmızı iken nedendamarlarımız mavi görünüyor? Eğer damarlarımızda tıpkı kanımız gibi kırmızı olsa, yine kırmızı gözüken etimizin içinde cerrahların işi ne kadar zorlaşacaktı öyle değil mi? Hiçbir şey hikmetsiz, amaçsız ve nedensiz yaratılmıyor. Damarlarımız sağlıklı yaşayabilmemiz için çeperlerinin kalınlığına, uzunluğuna, içinde taşıdığı hücrelere, bu hücrelerin miktarına kadar özel olarak ayarlanmış. Bu ayarlardan biri eksik olduğu zaman ya hastalanıyoruz ya da ölüyoruz. İşte bu kadar detaylı bir plan var, çok üstün bir akıl var. Konumuza geri dönersek damarlarımızın neden mavi olduğuna bakalım.
Çoğu zaman bedeninizde sizi yaşatmak için büyük bir çaba sarf edildiğini fark etmezsiniz. Siz; çalışır, yorulur, uyur, yemek yer veya spor yaparken, içinizdeki hummalı çalışma hiç durmadan devam eder. Sizi yaşatmak için programlanmış moleküller, size fark ettirmeden, hata yapmadan, sıkılmadan, dinlenmeden görev başındadırlar.
Kana kırmızı rengini veren hemoglobin, insan bedenini oluşturan sayısız molekülden sadece bir tanesidir. Görevi ise hayatidir: Vücudun her hücresini o yaşatır. Vücudun yaşamasını sağlayan oksijen onun sayesinde dağılır, vücuttan atılması gereken karbondioksit onun sayesinde toplanır.
Kırmızı kan hücrelerini, yani alyuvarları çevreleyen ve aslında demir içeren bir protein olan hemoglobin, oksijenle birleşerek bilinen parlak kan rengini oluşturur. Kanımız hücrelerde oksijeni terk edip, karbondioksiti alıp geri dönerken yani toplardamarlarımızda iken rengi koyu kırmızı hatta biraz mora yakındır. Damarlarımızın çeperleri ve kan hücreleri renksiz olduklarından, kanın rengini veya renginin tonunu içinde oksijen olup olmaması tayin eder.
Damarlarımızın mavi renkte görünmesi, vücudumuza gelen ışığın bir kısmının derimizde emilmesi, bir kısmının da yansıtılması ile ilgilidir. Derimizde mavi renk gibi yüksek enerjiye sahip dalga boyundaki ışıklar daha çok yansıtılıp gözümüze geldiği için damarlarımız mavi renkte görülür.Düşünen ve akleden her insan bu detaylarda Allah’ın üstün sanatını görür.
Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne Yücedir. (Mü'minun Suresi, 14)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder