Gerçekten kibirlenecek kadar büyük müsün?
İnsan ne kadar kibirlenirse o kadar küçülür.
İnsan kendi aklını, kendi bedenini ne kadar da beğeniyor. Kendisine zerre kadar akılverilmişken acaba neye dayanarak kendini bu kadar büyütüyor, küçük dağları haşa ben yarattım havasına giriyor? İnsan daha kendi bedenine güç yetiremezken, kendini yaratan karşısında acizlikten sürünürken, kâinata aitbilginin zerresine bile sahip değilken bu kadarkibirli olması son derece şaşırtıcı öyle değil mi? Bakın insan neden değil kibirlenmek, kibirlenmenin yanına bile yaklaşmamalı:
Vücudumuzun öğelerine hiyerarşik bir düzen içinde bakılırsa, onun sırasıyla sistem, organ, doku, hücre, organel, makromolekül, molekül,atom, nötron, proton, elektronlardan ve atomaltı taneciklerden yaratıldığı görülür. Bu düzenin içinde her bir kademe arasında farklı oranlarda boşlukların olduğu da görülebilir.
Organların rahat çalışması için, aralarında boşluklar bırakılmıştır. Organlar ve onları oluşturan unsurlar arasındaki boşluklar kaldırılırsa hacimde bir küçülme olur. Organların yapıldığı doku ve hücrelerin temel molekülleri arasındaki boşluklar da kaldırıldığında, yani moleküller yan yana getirildiğinde, insan vücudu bir hayli küçülür. Atomlar yan yana getirildiğinde ise, bu küçülme daha da artar. Mesela karbon atomları arasındaki uzaklık birkaç angström (metrenin on milyarda biri) kadardır. Fakat bu uzaklık küçümsenmemelidir. Zira atomun çapına yakın olan bu uzaklık, atomik boyutlarda çok fazladır. Vücuttaki bütün atomlar yan yana getirildiğinde hacim otomatik olarak yarıya iner.
Neticede organlar, moleküller ve atomlar arasındaki boşluklar kaldırıldığında, insan vücudu sadece top kadar bir büyüklüğe sahip olur.
Neticede organlar, moleküller ve atomlar arasındaki boşluklar kaldırıldığında, insan vücudu sadece top kadar bir büyüklüğe sahip olur.
İnsan vücudunun gerçekte bir toptan daha da küçük olduğunu ve ne kadar boşluklarla dolu olarak yaratıldığını görebilmek için atomun yapısına bakılmalıdır. Bir atom, çekirdeğinde nötron ve proton bulunan ve çekirdeğinin etrafında elektronlar dönen bir yapı olarak tarif edilir. Nötronlar ile protonlar hemen hemen eşit kütlede yaratılmışlardır. Elektron ise, bunlardan 1837 defa daha küçük olarak var edilmiştir. Buradan yola çıkıldığında, atomun kütlesinin yaklaşık % 99,95’inin atomun çekirdeğinde bulunduğu görülür. Öyleyse nötron ve protonların kütlelerinin yanında elektronun kütlesi yok denecek kadar azdır.
Vücuttaki bütün atom çekirdekleri bir araya toplandığında, insanın ne kadar hacim kapladığını görmek, düşünenleri hayrete sevk eder. Atomların çekirdeğini oluşturan protonların yoğunluğu 2,3.1017 kg/m3’tür; bu da bir metreküpte yaklaşık yüz trilyon ton maddenin var olması demektir.
Vücudu oluşturan bütün nötron ve protonların bir noktaya toplandığı farz edildiğinde, ortalama 69 kg kütleli bir insanın hacmi 3.10-7 mm3 olur. Diğer bir ifadeyle insan vücudundaki maddenin kapladığı hacim, bir milimetre küpün on milyonda biri kadardır. Açıkça görülüyor ki, atomlarla inşa edilen insan vücudu, şişirilmiş bir boşluktan ibarettir...
“Öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Allah'ın) verdikleri dolayısıyla sevinip şımarmayasınız. Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.” [Hadid Suresi, 23.ayet]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder