Kanlı yanvar katliamında masum Azeri halkı katledildi
20 Ocak 1990 Faciası Azerbaycan halkına karşı yapılmış bir cinayettir!
Bugün blog yazarlarına 20 Ocak 1990’daAzerbaycan halkına karşı uygulanan çok büyük bir zulümden bahsetmek istiyorum: 1990 yılında Sovyet Ordusunun Bakü’ye girişi, 1988’de Karabağ’daki bölücü hareket ve Ermenistan’ın bu bölgeyi kendi kontrolü altına almak için çabalar göstermesi sırasında Azerbaycan halkının kendi vatanını savunma amacıyla giriştiği bu süreç, o zamanlar Komünist Moskova’dan bağımsız olma mücadelesine dönüşen siyasi gelişmelerin içinde yaşanan önemli bir dönemeçtir. 20 Ocak’ta Sovyet Ordusunun Bakü’de yaptığı katliam Azerbaycan halkının bağımsızlık mücadelesini bastırma girişimidir...
"20 OCAK FACİASI AZERBAYCAN HALKINA VE İNSANLIĞA KARŞI YAPILMIŞ DEHŞET VERİCİ BİR CİNAYETTİR" ...Azerbaycan halkının tarihine Kanlı Yanvar Faciası (Kanlı Ocak Faciası) olarak geçmiş 20 Ocak 1990 tarihli olayların üzerinden 22 geçiyor. 22 yıl önce Azerbaycan halkı kötü ve korkulu günler yaşanıyordu. Halk saldırıya uğramış, suçsuz insanlar kurşuna dizilmiş, tankların altında ezilmişti.
Ama 20 Ocak, Azerbaycan halkının tarihinde, sadece ağıt ve acı ile hatırlanacak gün değil. 20 Ocak aynı zamanda Azerbaycan Kardeş halkımızın şan ve şeref günüdür. Kardeşlerimiz o gün üstüne saldıran dehşet verici kâbusa, Sovyet harbiyesinin korkunç güruhuna karşı göğsünü vermeyi, kendi kimliğini ve metanetini göstermeyi başardı.
Sovyet Ordusu'nun özel harekat birliklerinin ve içişleri bakanlığına bağlı birliklerin Bakü'ye saldırısı hususi gaddarlık ve görülmemiş vahşetle takip edildi. KOMÜNİST DİKTATÖRLÜĞÜ MACARİSTAN'A, AFGANİSTAN'A ÇEKOSLOVAKYA'YA YÖNELİK YAPTIĞI ASKERİ MÜDAHALEYİ O ZAMAN SOVYETLER BİRLİĞİ'NİN MÜTTEFİK CUMHURİYETLERİNDEN BİRİ OLAN AZERBAYCAN'DA DA TEKRARLAMAKTAN ÇEKİNMEDİ.
Azerbaycan'ın komşu Ermenistan'ın saldırısına maruz kaldığı ortamda, Sovyet yönetimi, münakaşayı önlemek için kesin önlemler almak yerine, Azerbaycan'a gönderilen ordu birliklerinin içerisine çok bilinçli bir şekilde, 2 halkın birbirine daha da çok düşmesini arttıracak civar illerden seferberliğe alınan Ermeni asker ve subayları, Sovyet ordu birliklerinde hizmet eden Ermenileri ve Askeri okulların Ermeni öğrencilerini dâhil ederek saldırıları desteklemiştir.
Bakü'ye saldıran askeri birlikler (bazı bilgilere göre 60.000 kişi) "dövüş görevi"ni yerine getirmek için iyi bir psikolojik hazırlıktan geçirilmişlerdi. Mihail Gorbaçov başta olmak üzere Sovyet yönetimi Bakü'de "Rus ve Ermeni" kozunu maharetle kullandı. Sanki askeri birlikler Bakü'ye Rus ve Ermenileri, asker ailelerini korumak, "aşırı milliyetçiler" tarafından iktidarın zorla ele geçirilmesini önlemek amacıyla gönderilmişlerdi. ASLINDA BU AÇIK RİYA VE TÜM KAMUOYUNU KANDIRMAK İÇİN BİR YALANDI...
Çünkü Sovyet yönetiminin delilleri gerçeğe yakın olsaydı bile, Bakü'ye tepeden tırnağa silahlandırılmış askeri birlikler göndermeye ihtiyaç yoktu. 1990 yılı 19 Ocak'ta Mihail Gorbaçov 20 Ocak'tan itibaren olağanüstü hal ilan edilmesi hakkında ferman imzaladı. Lakin KGB'nin "Alfa" grubu 19 Ocak saat 19.27'de Azerbaycan Televizyonu'nun enerji bloğunu bombaladı ve Azerbaycan Televizyonu'nun yayınını imkânsız hale getirdi. Gece ise askeri birlikler olağanüstü halden habersiz olan şehre girdi ve ahaliye karşı saldırıya geçti.
Gorbaçov'un fermanı geçerli olacağı saate kadar (20 Ocak 1990, Saat 00.00) 9 kişi öldürülmüştür. Bakü'de olağanüstü hal ilan edilmesi hakkındaki bilgi ise halka 20 Ocak sabahı saat 07.00 da Azerbaycan Radyosu aracılığıyla bildirilmiştir. Bu saate kadar öldürülen kişi sayısı 100 civarındaydı. Oysa Gorbaçov'un Azerbaycan'a görevlendirerek gönderdiği yüksek makamlı emisarlar Bakü'de olağanüstü hal ilan edilmeyeceğini beyan etmişlerdir. TANKLAR, ZIRHLI ARAÇLAR BAKÜ CADDELERİNDE ÖNLERİNE ÇIKAN HER ŞEYİ EZMİŞ, ASKERLER HER YANI KURŞUN YAĞMURUNA TUTMUŞLARDIR. İNSANLAR SADECE CADDELERDE DEĞİL OTOBÜSLERDE HATTA EVLERİNDE OTURURKEN BİLE MERMİLERE HEDEF OLMUŞLARDIR. Yaralılar için gelen ambulanslar ve ilkyardım ekiplerine de ateş açılmıştır. Birkaç gün içinde 137 kişi öldürülmüş, 700 kişi yaralanmış ve 800'den fazla kişi gözaltına alınmıştır.
"Şit" ("Kalkan") Örgütü Eksperlerinin raporlarından: " İnsanları özel gaddarlıkla ve yakın mesafeden kurşunlamışlardır. Hastaneler, ambulanslar kurşunlanmış, hekimler öldürülmüştür; Kalaşnikof tüfeklerinin ağırlık merkezi değişen 5,54 çaplı mermileri kullanılmıştır. Helak olanlar arasında yetişkin olmayanlar, kadınlar, ihtiyarlar ve engelliler de vardı. “
1990 yılının Ocak olayları ayın 19'dan 20'sine geçen gecenin kanlı kıyımları ile bitmedi. Sovyet Ordusunun özel eğitilmiş birlikleri bölgelerde halen facialar türetiyorlardı. 20 Ocak'ta tüm dünya Bakü'de yapılan kıyımdan haberdar oldu. 22 yıl önce "demokratik Batı dünyası" Bakü'deki kanlı terör hadiselerini "Sovyetler Birliği'nin iç meselesi" adlandırdı. Sonra da “aynı dünya” Gorbaçov'a Nobel Barış Ödülü verdi...
Azerbaycan Halkına karşı soykırım, Sovyet hakimiyeti yıllarında Azerbaycan topraklarının yavaş yavaş ilhak edilmesi, neticede ülke topraklarının 125.000 km2 - den 87.000 km2 - ye düşmesi, Sovyet yönetiminin Irkçı olan Ermeni örgütlere arka çıkmasıyla başlayan Dağlık Karabağ olayları, Azerbaycan Türklerinin Ermenistan arazisindeki ezeli topraklarından kovulması bu komünist felsefeli siyasetin aşamalarıdır.
Bakü'nün en yüksek noktalarından birinde her bir Azerbaycanlı için mukaddes ant yerine çevrilmiş bir mekân var. Bu, 20 Ocak kurbanlarının ve Ermenistan'ın askeri saldırısına karşı savaşlarda helak olanların defnedildiği Şehitler Hıyabanı'dır. Her yıl 20 Ocak'ta binlerce insan burayı ziyaret eder, vatanın özgürlüğü ve istiklali uğrunda canlarından geçmiş Azerbaycan evlatlarının aziz hatırasını hürmetle yad ederler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder