2 Eylül 2013 Pazartesi

Evrimi çökerten deliller 2 – Kambriyen dönemi evrimin çöküşü için yeterlidir

Evrimi çökerten deliller 2 – Kambriyen dönemi evrimin çöküşü için yeterlidir
Kambriyen döneminde aniden ortaya çıkan Trilobitin çok mercekli kompleks gözleri evrimcileri köşeye sıkıştırmıştır.

Evrimi çökerten deliller yazı dizime bugünde devam ediyorum. Aslında evrimciler bu yüzyılda büyük şoktalar. Çünkü evrimi çökertenyaratılışçıların iddiaları değil bilimin kendisi oldu. 21. Yüzyılda bilim o kadar gelişti ki, o kadar ilerledi ki artık 150 yıl önce ortaya atılan bu teori gerçekliğini tamamen yitirdi. Bilim adamları gördükleri binlerce delil karşısında suskunluklarını bozdular ve hücrenin, proteinin, DNA’nın kısacası canlıların tesadüfler zinciriyle oluşamayacağını açıkladılar. Çünkü ortada inkar edilemeyecek üstün bir akıl ve son derece kompleks organlar vardı ve bunların zararlı mutasyonlarla ortaya çıkamayacağı gün gibi ortadaydı. Şimdi konumuza dönersek bugün evrimi çürüten delillerden ikincisini sizlerle paylaşmak istiyorum: Son derece kompleks canlıların aniden ortaya çıktıkları Kambriyen dönemi!
Bildiğiniz gibi canlılar alemi, biyologlar tarafından bitkiler, hayvanlar, mantarlar gibi temel "alemlere" ayrılır. Bunlar da kendi içlerinde ilk olarak farklı "filum"lara bölünürler. Bu filumlar belirlenirken, her birinin tamamen farklı vücut planlarına sahip oldukları göz önünde bulundurulmuştur. Örneğin artropodlar (eklem bacaklılar) kendilerine has bir filumdur ve filuma dahil edilen tüm canlılar temelde benzer bir vücut planına sahiptir. Chordata olarak adlandırılan filum ise, merkezi bir sinir ağına sahip olan canlıları barındırır. Bizim için tanıdık olan balıklar, kuşlar, sürüngenler, memeliler gibi hayvanların tümü, Chordata'nın bir alt sınıfı olan omurgalılar kategorisine dahildir.
Hayvanların farklı filumları arasında, ahtopotlar gibi yumuşak bedenli canlıları barındıran Molluska filumu ya da yuvarlak solucanları barındıran Nematoda filumu gibi çok farklı kategoriler vardır. Bu kategorilerin en önemli özelliği ise, başta da belirttiğimiz gibi tamamen farklı vücut planlarına sahip olmalarıdır. Peki bu farklı canlılar nasıl ortaya çıkmıştır?
Önce evrim teorisinin bu konudaki varsayımını ele alalım. Bilindiği gibi teori, canlılığın tek bir ortak atadan geldiğini ve küçük değişimlerle farklılaştığını öne sürmektedir. Bu durumda, canlılığın, ilk başta birbirine çok benzer ve basit formlarda ortaya çıkmış olması, sonra zamanla gelişip çeşitlenmesi gerekir.
Yani evrim teorisine göre, canlılık tek bir kökten gelen, ancak sonra dallara ayrılan bir ağaç gibi olmalıdır. Nitekim bu varsayım evrimcilerin kaynaklarında ısrarla vurgulanır ve "hayat ağacı" kavramı sık sık kullanılır. Bu hayat ağacına göre, önce tek bir filum oluşmalı, sonra diğer filumlar küçük küçük değişimlerle ve uzun zaman dilimleri içinde yavaş yavaş belirmelidir. Evrim teorisinin iddiası budur. Peki ama gerçekten böyle mi olmuştur?
Sorunun cevabı kesinlikle hayır. Aksine, hayvanlar, ilk ortaya çıktıkları dönemden itibaren çok farklı ve kompleks yapılara sahiptirler. Bugün bilinen tüm hayvan filumları, yeryüzünde aynı anda, Kambriyen devri olarak bilinen jeolojik dönemde ortaya çıkmışlardır. Kambriyen devri, yaşı 530-520 milyon yıl olarak hesaplanan 10 milyon yıllık bir jeolojik dönemdir. Bu devirden önceki fosil kayıtlarında, tek hücreli canlılar ve çok basit birkaç çok hücreli dışında hiçbir canlının izine rastlanmaz. Kambriyen devri gibi son derece kısa bir dönem içinde ise (10 milyon yıl, jeolojik anlamda çok kısa bir zaman dilimidir) bütün hayvan filumları, tek bir eksik bile olmadan bir anda ortaya çıkmışlardır!
Kambriyen kayalıklarında bulunan fosiller, salyangozlar, trilobitler, süngerler, solucanlar, denizanaları, denizyıldızları, yüzücü kabuklular, deniz zambakları gibi çok farklı canlılara aittir. Bu tabakadaki canlıların çoğunda, modern örneklerinden hiçbir farkı olmayan, göz, solungaç, kan dolaşımı gibi kompleks sistemler, ileri fizyolojik yapılar bulunur. Bu yapılar hem çok kompleks, hem de çok farklıdır. Evrimci literatürün popüler yayınlarından Earth Sciences dergisinin editörü Richard Monestarsky, Kambriyen Patlaması hakkında şu bilgileri vermektedir:
Bugün görmekte olduğumuz oldukça kompleks hayvan formları aniden ortaya çıkmışlardır. Bu an, Kambriyen devrin tam başına rastlar ki, denizlerin ve yeryüzünün ilk kompleks yaratıklarla dolması bu patlamayla başlamıştır. Günümüzde dünyanın her yanına yayılmış olan omurgasız takımları erken Kambriyen devirde zaten vardır ve yine bugün olduğu gibi birbirlerinden çok farklıdırlar.1
Darwinizm'in dünya çapındaki en önemli eleştirmenlerinden biri olan Berkeley Üniversitesi profesörü Philip Johnson, paleontolojinin ortaya koyduğu bu gerçeğin, evrim teorisiyle olan açık çelişkisini şöyle açıklamaktadır:
Evrim teorisi, canlılığın bir tür "giderek genişleyen bir farklılık üçgeni" içinde geliştiğini öngörür. Buna göre canlılık, ilk canlı organizmadan ya da ilk havyan türünden başlayarak, giderek farklılaşmış ve biyolojik sınıflandırmanın daha yüksek kategorilerini oluşturmuş olmalıdır. Ama hayvan fosilleri bizlere bu üçgenin gerçekte başaşağı durduğunu göstermektedir: Filumlar henüz ilk anda hep birlikte vardır, sonra giderek sayıları azalır.2
Philip Johnson'ın belirttiği gibi, filumların kademeli olarak oluşması bir yana, tüm filumlar bir anda var olmuşlar, hatta ilerleyen dönemlerde bazılarının soyu tükenmiştir. Çok farklı canlıların bir anda ve kusursuz şekilde ortaya çıkmalarının anlamı ise, evrimci Futuyma'nın da kabul ettiği gibi, yaratılıştır.
Görüldüğü gibi eldeki bütün bilimsel bulgular evrim teorisinin iddialarını geçersiz kılmaktadır. Evrimi çökerten bilimin kendisi olmuştur.  
Kaynak:
1.Richard Monestarsky, "Mysteries of the Orient", Discover, Nisan 1993, s. 40
2. Phillip E. Johnson, "Darwinism's Rules of Reasoning", Darwinism: Science or Philosophy, Foundation for Thought and Ethics, 1994, s. 12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder