Nur talebeleri kabul etseler de etmeseler de Hz. Mehdi geldi!

Bediüzzaman Mehdilik konusunu reddedenleri imanı zayıf, enaniyeti kavi insanlar olduklarını söylemişti.

---

Nur talebeleri her ne hikmetse bir türlü Hz. Mehdi’nin bu yüzyılda geldiğini kabul etmeye yanaşmıyorlar.Bediüzzaman’ın bazı has talebeleri hariç ısrarla Hz. Mehdi’nin adını ağızlarına almaya yanaşmıyorlar. Hz. Mehdi’nin bu yüzyılda gelişini reddettikleri gibi Hz. İsa’nın gelişini de inkar ediyorlar. Bu da Bediüzzaman’ınRisalelerde defalarca kendisinden sonra gelecek büyük zat olarak bildirdiği Hz. Mehdi’yi inkar etmek oluyor, dolayısıyla Risalelerde geçen ifadeleri de reddetmiş oluyorlar.

Bediüzzaman’ın talebeleri Risale-i Nurun gerçek sahibi gibi davransınlar. Allah'ın mert kullarına yaraşan da budur. Risale-i Nurun açık izahlarını görmezden gelmek olmaz. Bunlar ahir zamanın çok güzel müjdeleridir. Peygamberimizin de emridir. Peygamberimiz “Hz. Mehdi ile müjdelenin” der. Peygamberimiz Hz. Mehdi’yi anlattığında sahabelerin içi içlerine sığmıyordu, biran önce o mübarek insanı görmek istiyorlardı. İşte Peygamberimizin müjdelediği o kutlu şahısları (Hz. Mehdi’yi ve Hz. İsa’yı) Bediüzzaman da müjdeliyor. Nasıl bu konunun üstü örtülmeye çalışılır bir türlü anlıyamıyorum. İslam alemi ve dünya hercümerc içideyken alemlerin yüce Rabbi bir kutlu şahsı gönderecek ve onunla dünyayı adaletle ve barışla dolduracak, İslamı hakim edecek. Bundan daha güzel haber ne olabilir, bilmiyorum.

Bediüzzamana güvenmek gerek. Eğer o dediyse ki “Mehdi gelecek ve bu üç vazifeyi birden yerine getirecek, milyonlarca seyyid ona iltihak edecek, İslam aleminin birlik edecek, İsevi ruhanilerle ittifak edecek” dediyse ki dedi, o zaman O'na güvenilir. Çünkü Bediüzzamanın her dediği çıkmıştır, Allah'ın izniyle şüphesiz bu da çıkacaktır.

“Büyük Mehdi'nin çok vazifeleri var. Ve SİYASET ALEMİNDE, DİYANET ALEMİNDE, SALTANAT ALEMİNDE, MÜCADELE ALEMİNDE ÇOK DAİREDE İCRAATLARI OLDUĞU GİBİ...” (Şualar, s. 590)  

Bugün Nur talebeleri daha İslam yeryüzüne hakim olmamışken, Müslümanlar zulüm altında yaşamaktan kurtulmamışken, İttihad-ı İslam gerçekleşmemişken nasıl olup da Bediüzzaman’ın Hz. Mehdi olduğunu, Hz. İsa’nın da öldüğünü söylerler, akıl sır ermiyor. Çok yakında Hz. Mehdi’yi ve Hz. İsa’yı gördüğümüzde, Hz. İsa, Hz. Mehdi ile birlikte namaz kıldığında ve İslam tüm dünyaya son kez hakim olduğunda, işte o zaman bu gerçekleri reddedenler, ısrarla diretenler, bu yaptıklarından dolayı çok ama çok utanacaklar.