Ad Kavmi nasıl helak edildi-2
Ad kavmi büyük bir kum fırtınası ile helak edildi...
Dün büyük bir kum fırtınası ile helak edilen Ad kavminin nasıl bir arkeolog tarafından bulunduğunu sizlere paylaşmıştım. Bugün de bu tarihe geçen ve tüm insanlığa ibret olan bu olayınKuran’da nasıl bildirildiğini sizlere anlatacağım.
Kuran’da, Ad Kavmi’nin helak edilme şeklinin “kulakları patlatan bir kasırga” vasıtasıyla gerçekleştirildiği söylenmektedir. Ayetlerde bu kasırganın yedi gece ve sekiz gün sürdüğünden ve Ad Kavmi insanlarını tümden yok ettiğinden de bahsedilir:
Ad (kavmi) de yalanladı. Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış? Biz, o uğursuz (felaket yüklü ve) sürekli bir günde üzerlerine ‘kulakları patlatan bir kasırga’ gönderdik. İnsanları söküp atıyordu; sanki onlar, kökünden sökülüp-kopmuş hurma kütükleriymiş gibi. (Kamer Suresi, 18-20)
Ad (Halkın)a gelince; onlar da, uğultu yüklü, azgın bir kasırga ile helak edildiler. (Allah) Onu, yedi gece ve sekiz gün, aralık vermeksizin üzerlerine musallat etti. Öyle ki, o kavmin, orada sanki içi kof hurma kütükleriymiş gibi çarpılıp yere yıkıldığını görürsün. (Hakka Suresi, 6-7)
Daha önceden uyarılmış olan kavim, hiçbir uyarıya kulak asmamış ve elçisini sürekli yalanlamıştı. Hatta öylesine bir gaflet içindeydiler ki, helakın kendilerine gelmekte olduğunu gördüklerinde bile bunu kavrayamamış ve inkara devam etmişlerdi:
Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, “Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur” dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgar; onda acı bir azap vardır. (Ahkaf Suresi, 24)
Ayette kavmin kendisine azap getirecek olan bulutu gördükleri, ancak bunun gerçekte ne olduğunu anlayamadıkları ve bir yağmur bulutu sandıkları belirtilmektedir. Bu durum, kavme gelen azabın ne şekilde olduğu konusunda önemli bir gösterge sayılabilir. Çünkü çöl kumunu kaldırarak ilerlemekte olan bir kasırga da uzaktan bir yağmur bulutuna benzer. Ad Kavmi insanlarının da bu görüntüye aldanmış ve azabı fark etmemiş olmaları mümkündür. Güney Arabistan’da araştırmalar yapan Doe, bir kum fırtınasını şöyle tarif etmektedir:
Bir (kum fırtınasının) ilk işareti, kuvvetli rüzgarla savrulan ve yükselmekte olan akımlarla yüzlerce metre yükseğe çıkan kumla dolu bir buluttur.1
Nitekim Ad Kavmi’nin kalıntısı olduğu düşünülen “Kumların Atlantisi Ubar” da, metrelerce kalınlıktaki bir kum tabakasının altından çıkarılmıştır. Anlaşılan Kuran’ın ifadesiyle “yedi gün ve sekiz gece” süren kasırga, şehrin üzerine tonlarca kum yığmış ve kavmin insanlarını diri diri toprağa gömmüştür. Ubar’da yapılan kazılar da aynı gerçeği gösterir. Fransız Ça m’Interesse dergisi aynı tespiti şu ifadeyle bildirir: “Ubar, çıkan bir fırtına neticesinde 12 metre kumun altına gömülmüştü.” 2
Ad Kavmi’nin bir kum fırtınası ile toprağa gömüldüğünü gösteren en önemli delil ise, Kuran’da Ad Kavmi’nin yerini belirtmek için kullanılan “ahkaf” kelimesidir. Ahkaf Suresi’nin 21. ayetinde geçen ifade şöyledir:
Ad’ın kardeşini hatırla; onun önünden ve ardından nice uyarıcılar gelip geçmişti; hani o, Ahkaf’taki kavmini: ‘Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım’ diye uyarmıştı. (Ahkaf Suresi, 21)
Ahkaf Arapça’da “kum tepeleri” demektir ve “kum tepesi” anlamına gelen “hikf” kelimesinin çoğuludur. Bu ise Ad Kavmi’nin “kum tepeleri”yle dolu bir bölgede yaşadığını gösterir ki, bir kum fırtınası ile toprağa gömülmüş olmasının bundan daha mantıklı bir zemini olamaz. Bir yoruma göre, Ahkaf “kum tepeleri” anlamından çıkarak doğrudan bir bölgenin, güney Yemen’de Ad Kavmi’nin yaşadığı bölgenin adı haline gelmiştir. Ama bu da kelimenin kökeninin kum tepeleri olduğu gerçeğini değiştirmez, sadece kelimenin bu bölgedeki yoğun kum tepeleri nedeniyle yöreye has hale geldiğini gösterir.
Verimli topraklar üzerinde tarım yaparak yaşayan ve kendisine barajlar ve su kanalları yapan Ad Kavmi’ne kum fırtınasıyla beraber gelen helak, tüm kavmi kısa sürede yok etmiş olmalıdır. Kavmin tüm verimli ekili tarlaları, su kanalları, barajları kumlarla kaplanmış, tüm şehir ve içindekiler diri diri kuma gömülmüşlerdir. Kavim helak edildikten sonra da zamanla genişleyen çöl, bu kavimden hiçbir iz bırakmayacak şekilde üzerlerini örtmüştür.
Sonuç olarak şöyle söylenebilir ki, tarihsel ve arkeolojik bulgular, Kuran’da bahsi geçen Ad Kavmi’nin ve İrem şehrinin varlığını ve Kuran’da anlatıldığı biçimde helak olduklarını ispatlamaktadır. Yapılan araştırmalarla bu kavmin kalıntıları kumların içinden çıkarılmıştır.
İnsana düşen, kumların içine gömülmüş olan bu kalıntılara bakarak Kuran’da hatırlatıldığı üzere ibret almaktır. Allah Kuran’da, Ad Kavmi’nin kibirlenme nedeniyle doğru yoldan saptığını bildirir ve “yeryüzünde haksız yere büyüklenerek, ‘kuvvet bakımından bizden daha üstünü kimmiş?’” dediklerini haber verir. Ayetin devamında ise Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“…Onlar, gerçekten kendilerini yaratan Allah’ı görmediler mi? O, kuvvet bakımından kendilerinden daha üstündür…” (Fussilet Suresi, 15)
İşte insana düşen, bu değişmez gerçeği her zaman görmek, en büyük ve en üstün olanın her zaman için Allah olduğunu ve sadece O’na kulluk etmekle kurtuluşa erişilebileceğini bilmektir.
Peygamber Efendimiz (sav) de bir hadisinde Allah’a imanın önemi ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
Sana, arşın altından, cennet hazinelerinden bir söze delalet edeyim mi? Şöyle dersin: “La havle vela kuvvete İlla Billah” (Allah’tan başka ne men edecek ve ne de yapacak bir kuvvet vardır.) O zaman Allah buyurur ki: “Kulum teslim oldu ve selamet buldu.” (Ramuz el-Ehadis-1, s. 166/3)
Kaynaklar:
1.Brian Doe, Southern Arabia, Thames and Hudson, 1971, s. 21.
2. Ça m’Interesse, Ocak 1993.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder