22 Nisan 2014 Salı

Yoksula yedirmediğin sürece cennetin kapılarından giremezsin…


Yoksula yedirmediğin sürece cennetin kapılarından giremezsin…
Dünyada bu kadar yoksulu görmezden gelip mallarına mal katma derdinde olanlar var...

Kuran’da yoksul olanların, muhtaç olanların, fakirlerin korunup kollanması ile ilgili yüzlerce ayet var. İnsanların çoğu bu ayetleri görmezden gelip kendi nefisleri için yaşamaya devam ediyor. Çevresinde onca yoksul varken onları yedirmeye, giydirmeye, onların bakımını sağlamaya hiçbir şekilde talip olmuyorlar. Hayatları yalnızca kendi istekleri üzerine kurulu olduğundan kirlenmiş bir vicdanla hayatlarına devam ediyor, mallarına mal katıp bundan büyük mutluluk duyuyorlar. Oysa Kuran mutlaka insanların mallarında yoksulların hakları olduğunu söylüyor:
“Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı.”
“Bundan dolayı bugün, kendisine hiçbir sıcak dost yoktur.” (Hakka Suresi, 34 -35)
Bakın bu ayette iman etmeyen insanların yoksula yemek vermeye destekçi olmadıklarından bahsediliyor. Sadece bu ayet bile dünyada yoksulluğu tamamen ortadan kaldırmaya yeterli bir ayettir. Çünkü kimse böyle bir konuma düşmek istemez. Yoksulu yediren insan onu giydirmekle de, onu barındırmakla da mükelleftir. Ayetin anlamı çok geniştir. Söylediğim gibi insanlar yalnızca bu ayeti uygulasalar dünyada tek bir yoksul kalmaz. Burada Allah yoksula yedirmeyi tüm müminlere şart koşuyor.
Şimdi müminlere “yoksula yediriyor musun” diye sorduğumuzda “evet bir parça yediriyorum” diye cevap veriyorlar. Ama ayetin karşılığı, Allah’ın emrettiği elbette bu değil. Allah burada yoksulların tam anlamıyla korunup kollanmasını emrediyor.
Ve onların mallarında belirli bir hak vardır:
Yoksul ve yoksun olan(lar)için. (Mearic Suresi, 24 -25)
Müdessir Suresinde de cehennem ehline “sizi bu cehenneme sürükleyen nedir” diye sorulduğunda şöyle cevaplıyorlar:
Onlar: “Biz namaz kılanlardan değildik” dediler.
“Yoksula yedirmezdik.” (Müddesir Suresi, 43-44)
İşte inkâr edenler cehenneme giriş sebebi olarak “yoksula yedirmezdik” diye cevap veriyorlar. O zaman insanların cehennemden kurtulmaları için bu dünyada hiç yoksulun kalmaması, onların tam anlamıyla refaha kavuşturulmaları lazım. Yoksula insan yedirmediği müddetçe cehennem kendisi için bir tehdittir. Eğer bir yoksul bile “bana yedirmediler” diye söylese, o zaman kişi bundan sorumlu olur. Yoksula sadece yemek yedirmek de değil, onun üşümemesini, barınmasını da sağlayacaksın. Bakın Allah ayetinde ne buyuruyor:
Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler. (İnsan Suresi, 8)
Bu ayette de Allah yetimi, yoksulu ve esiri aynı görüyor, hepsine şefkat gösterilmesi gerektiğini söylüyor. Savaşta da müminler esirlere son derece merhametli ve güzel davranmakla, onlara güzel yemek vermekle yükümlüler. Esir diye insanlara kötü muamele yapamazsın. Ayete göre kendi yediğinden yedirip, kendi içtiğinden içirmelisin.
Hayır; aksine, siz yetime ikram etmiyorsunuz.
Yoksula yedirmek için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.
Mirası, sınır tanımaz (helal, haram aldırmaz) bir tarzda yiyorsunuz.
Malı ‘bir yığma tutkusu ve hırsıyla’ seviyorsunuz. (Fecr Suresi, 17-20)
Bu ayetlere göre de müminler yoksula yedirmek için birbirlerini teşvik etmek durumundalar. Yoksul kaldığı müddetçe bu hüküm tüm iman edenler için geçerlidir.
Ya da açlık gününde doyurmaktır,
Yakın olan bir yetimi,
Veya sürünen bir yoksulu. (Beled Suresi, 14-16)
İşte yetimi itip-kakan;
Yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur. (Ma’un Suresi, 2-3)
Mal insanlara emanet olarak Allah tarafından verilir. Bu mallar insanlara yoksullarla, yetimlerle, muhtaç olanlarla paylaşmaları için verilir. Ama insan bütün bu malları mülkleri kendine yığıp insanların sürünmesini seyrederse, kimseyi teşvik de etmezse işte o zaman cehennemdekilerin konumuna düşer. Bakın Allah kapitalistlerin mal, mülk ve parayı nasıl sevdiklerini şöyle anlatıyor:
(Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi ‘tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.’
“Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.” (Tekasür Suresi, 1-2)
Muhakkak o, mal sevgisinden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır. (Adiyat Suresi, 8)
Hakikaten de dünyada iman ettiğini söyleyen birçok insan da günümüzde bu mallarını paylaşmaktan ısrarla kaçınıyorlar.
Ki o, mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır.
Gerçekten malının kendisini ebedi kılacağını sanıyor. (Hümeze Suresi, 2-3)
Gerçekten de burada Allah insanların paraya ve mala ne kadar düşkün olduğunu çok güzel açıklıyor. Onlar her geçen gün mezara bir adım daha yaklaşırken sanki malları ebediyen kendilerinde kalacak gibi onu saydıkça sayıyorlar. Kendileri dağıtmadıkları gibi başkalarını da cimriliğe teşvik ediyorlar. Bir yandan paraları bankaya yığarken bir yandan da “mafolduk, battık, sürünüyoruz” diye konuşuyorlar. Zaten asıl fakir olanın kendileri olduğunu söyleyip mallarını özenle gizliyorlar. Kuran ise kapitalizmin bu acımasız sitemini tamamen kırar. Yüzlerce ayetle insanları sevgiye, merhamete, paylaşmaya iter.
Ahir zamanda Hz. Mehdi geldiğinde yoksul kalmayacak, Hz. Mehdi’nin malı hesapsız ve adaletle dağıtmasıyla dünyada hiç yoksul kalmayacaktır. Böylece onun döneminde yaşayan samimi müminlerin üzerinden cehennem riski de bu yönüyle kalkmış olacaktır. Hz. Mehdi’nin malı hesapsız dağıtacağı ile ilgili peygamberimiz hadislerinde şöyle buyurmuştur:
Hz. İmam Hüseyin’den şöyle rivayet olunmuştur:
“Birbirinizin halini sorup birbirinize ihsan edin. And olsun taneyi yarıp yeşerten ve canlıları yaratan Allah’a ki,ÖYLE BİR ZAMAN GELECEK Kİ HİÇBİR KİMSE BİR DİNAR VE DİRHEM HARCAMAYA BİR YER BULAMAYACAKTIR.” (Yani Hz. Mehdi’nin zuhur ettiği zaman Allah-u Teala’nın ve velisinin (Hz. Mehdi’nin) fazla fazlından dolayı hiç kimse parasını harcayacak bir yer bulamayacaktır). 1
HZ. MEHDİ, O DERECE CÖMERT BİR KİMSE OLACAKTIR Kİ, ONA BAŞVURARAK“BANA ŞUNU İHSAN ET, BUNU İHSAN ET” DİYE YALVARACAK OLANLARIN ETEKLERİNİ, TAŞIYABİLECEKLERİ KADAR DOLDURARAK İHSAN EDECEKTİR.
Ümmetimden Hz. Mehdi çıkacaktır. ALLAH-U TEALA HAZRETLERİ, İNSANLARI ZENGİN KILMAK İÇİN ONU (HZ. MEHDİ’Yİ) GÖNDERECEKTİR. O zaman ümmetim nimetlenecek, hayvanlar bolluk içinde ve arzın nebatatı çok fazla olacak,HZ. MEHDİ, İNSANLARA EŞİT ŞEKİLDE BOL BOL MAL DAĞITACAKTIR.
HZ. MEHDİ’NİN ZAMANINDA, ADALET O KADAR BOL OLACAK Kİ, ZORLA ALINAN HER MAL SAHİBİNE GERİ İHSAN EDİLDİĞİ GİBİ, BİR İNSANIN BAŞKASINA AİT OLUP DA DİŞİNDE KALMIŞ BİR ŞEY BİLE SAHİBİNE İADE EDİLECEKTİR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder