24 Nisan 2014 Perşembe

Irak ve Afganistan savaşlarının Amerika’ya bıraktığı miras…


Irak ve Afganistan savaşlarının Amerika’ya bıraktığı miras…
Savaş Amerikan halkına maddi manevi büyük zarar getirmiştir.

Bildiğiniz gibi 2001 yılında 11 Eylül’de ikiz kulelere bir saldırı oldu. Ve bu saldırının arkasından Amerika’nın Ortadoğu’ya yönelik çeşitli savaş planları gelişmeye başladı. Öncelikle bu büyük terör saldırısı ile tüm dünya şaşkına çevrildi, bu saldırının iddia edildiği gibi İslami terör örgütleri tarafından yapılmadığı çok gündeme geldi. 11 Eylül terör saldırısının arka planının anlatıldığı bu videoyu izlemenizi tavsiye ediyorum:
11 Eylül’ün ardından Amerika Irak’a ve 2003 tarihinde de Afganistan’a saldırdı. Aslında Irak’taki saldırı üç hafta sonra bitti ama yaklaşık 10 yıldır Irak halkı Amerikan işgali altında yaşıyor. Kısa süren saldırı sırasında Irak’ın bütün tarihi eserleri yerle bir edildi, kütüphanelerindeki eserler yakıldı, tarihi eserlerin bir kısmı da yurt dışına kaçırıldı. Irak’ın tüm tarihi yerle bir edilmekle kalmadı, dillere destan güzellikteki başkenti Bağdat da adeta bir harabeye çevrildi.
Şimdi bu 10 yıllık işgal süresinde Irak’ta başka neler olduğuna bakalım. Öncelikle Irak’ta 22.000 ile 172.000 Müslüman’ın öldüğü söylense de aslında yaklaşık 1.5 milyon Müslüman’ın hayatını kaybettiğini biliyoruz.
Irak’ın işgal edilmesinin amacı güya oraya demokrasinin gelmesi değil miydi? Fakat şu ana kadar Irak’ta işgal döneminde tam 35000 terör saldırısı oldu. Avrupa’da bir ülkede bir terör saldırısı olduğunda tüm dünya ayağa kalkarken bir Ortadoğu ülkesi olan Irak’ta 35000 terör saldırısı olduğundan kimsenin haberi bile olmadı. Ülkenin istikrarı tamamen yok oldu. Terör eylemleri günlük sıradan olaylar haline geldi. Tabii bütün bu yaşananlar Irak’ta yaşam mücadelesi veren sivil halkı da çok etkiledi. Bu işgal döneminde 135000 kişinin yaralı olduğu söyleniyor. Ama biliyoruz ki bu sayı da gerçekte çok daha fazla.
Irak savaşında 4500 Amerikan askeri hayatını kaybetti. Diğer işgal güçleriyle birlikte bu sayı 5000’e ulaştı.  Yaşanan bu vahşetten dolayı Amerikan askerlerinin intihar ettiğini de biliyoruz.  Irak’taki masum sivil halk da savaşın etkisini psikolojik olarak ciddi şekilde hissediyor. En ufak bir uçak sesi duyduklarında kaçışıp üzerlerine bomba yağacağından korkuyorlar.
Amerika’nın Irak ve Afganistan saldırıları kendisine çok ama çok pahalıya mal oldu. Amerika 2007 yılında Irak Savaşı’ndan dolayı kaybının 602 milyar dolar olduğunu açıkladı. Afgan Savaşı ile Irak Savaşı’nın toplam maliyetinin de 3 trilyon dolar olduğu açıklandı. Bakın 3 trilyon dolar ile Hem Irak, hem de Afganistan çok rahatlıkla Avrupa ülkelerinin modernliğine kavuşturulabilir. Bu ülkelere demokrasi, özgürlük, teknoloji, eğitim, sanat getirilebilirdi. Bütün bunlar savaşla değil, barışla ve güzellikle yapılabilirdi. Irak ve Afganistan halkına iş imkânları sağlanabilirdi, çok güzel ve modern okullar, üniversiteler açılabilirdi.
Bakın bugün Irak’da her iki kişiden biri işsiz. Birçok bölgeye günde en fazla altı saat elektrik veriliyor. Birçok bölgeye temiz içme suyu ulaştırılamıyor. Söylediğim gibi Irak’ta sevgiyle, barışla, güzellikle çok farklı bir yaşam oluşturulabilirdi. Birçok insan yok yere mezara girmezdi. Kuşkusuz Amerikan ordusu ne Irak’a ne de Afganistan’a demokrasi getirmedi. Tam tersine giderken var olan demokrasiyi de yok ettiler. Bush yönetimi, Clinton yönetimi hep Ortadoğu’ya savaş açarak sorunları çözmeyi denedi. Obama’nın tavrı da onlardan farklı olmadı… Amerika bu iki savaştan hiç de kazançlı çıkmadı, tam tersine ekonomisi çöktü. Amerikan hükümeti varını yoğunu savaşa harcarken Amerika’da da halk açlıktan ve sefaletten sokaklarda süründü.
Sonuçta bütün bu yaşananların belirlenmiş bir kader üzerine yaşandığını biliyoruz. Allah ayetinde “Gaybın anahtarları O’nun Katındadır, O’ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır. (En’am Suresi, 59)” diye buyuruyor. Allah’tan habersiz bir yaprak bile düşmüyor. Ortadoğu’da yaşanan bu savaşlar sonucunda masum olup ölen Müslümanlar şehit mertebesine erişiyor.
Kuşkusuz zulüm sadece Irak’ta değil aynı zamanda Filistin’de, Arakan’da, Güney Afrika’da, Doğu Türkistan’da, Afganistan’da, Mısır’da ve Libya’da tüm şiddetiyle yaşanıyor. Fitne bir ülkeden diğerine sıçrıyor ve körüklenen ateş hiç sönmüyor. Bunun nedeni tüm halkların canlarının boğazlarına dayanması ve mutlaka bir kurtarıcı istemeleridir. İnsanlar ard arda yaşadıkları bu dehşetli olaylar sonrasında mutlaka kendilerini bir kişinin kurtaracaklarına inanacaklar ve onun etrafında toplanacaklardır. Bu kişi tüm dünyanın kurtarıcısı olan Hz. Mehdi’dir. Hz. Mehdi ortaya çıktığında tek bir damla kan akıtılmasına izin vermeyecek, insanları bu zulüm ortamından çıkarıp barışa ve esenliğe kavuşturacaktır. Bu yüzden yaşanan tüm bu olaylara bir hikmet gözüyle bakılmalıdır.
İnsanlar, bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi, Hz. Mehdi (as)’ın çevresinde toplanırlar. Daha önce zulümle dolu olan dünyayı, adaletle doldurur. Adaleti o denli olur ki, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. Dünya, adeta asr-ı saadet devrine geri döner. (El Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 29 ve 48)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder